FETÖ Nedir, Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu?

Gülen'le alakalı 1999'da rapor hazırlayan Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ın saptamaları 17 Aralık darbe girişimine ışık tutuyor: Devleti ele geçirmek için 'her yol mubahtır' stratejisini takip etti Emniyet'te istihbarat örgütünü oluşturdu. Karşı çıkanları örgütünden ayırdı.

14.05.2020-14:42 - (Son Güncelleme: 14.05.2020-14:47) FETÖ Nedir, Nasıl ve Ne Zaman Kuruldu?
Gülen'le alakalı 1999'da rapor hazırlayan Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral'ın saptamaları 17 Aralık darbe girişimine ışık tutuyor: Devleti ele geçirmek için 'her yol mubahtır' stratejisini takip etti Emniyet'te istihbarat örgütünü oluşturdu. Karşı çıkanları örgütünden ayırdı.

Fethullah Gülen ve grubuyla alakalı devletin düzenlediği ilk istihbarat raporu, örgütün darbeye nasıl hazırlandığını anlatıyor. 17 Aralık darbe girişimine ışık tutan rapor, zamanın Ankara Emniyet Müdürü Cevdet Saral tarafından 1999 senesinde kaleme alındı. İstihbarat Daire Başkanlığı ve Teftiş Kurulu'na yollanılan 'İdeolojik Değerlendirme Raporu', Gülen örgütünün örgütlenme şekli, hedefleri ve örgütün önderi Fethullah Gülen'in tezatlıklarını gösteriyor. Örgütün ilk defa devlet kayıtlarına girmesini sağlayan raporun peşinden Gülen, Türkiye'den ayrıldı.

Raporda, Gülen'in bilinen din adamı profilinden uzak olduğu aktarılarak şu ifadeler kullanıldı:

"Din adına farklı söylemleri bulunan, kimi zaman 'sfenks' kadar sessiz, kimi zaman Atatürk'ü övmeye gerek duyan, kimi zaman 8 yıllık eğitime destek verecek kadar reformcu, rejim yandaşı ve aydın bir düşünür, kimi zaman da farklı dinlerin temsilcilerine dünya barışı adına çağrılar yapacak, hatta Papa ile fikir teatisinde bulunabilecek kadar da enternasyonal yanı güçlü biri olarak görüntüler vermektedir."

ÖRGÜT MANTIĞI: HİLE MÜBAHTIR

1999 yılı tarihli değerlendirme raporunda örgüt üyelerinin, 'baş imam' Fethullah Gülen'den aldıkları fetvalar doğrultusundaki davranışlarıyla kendi düşüncelerine karşı olan kişilere karşı 'hile mübahtır' yöntemiyle önlemler geliştirdiklerinin bilgisi yer aldı.

GEREKİRSE KİŞİLER FEDA EDİLİR

Gülen cemaatinin devlet içerisindeki yapılanmasının, alışılmış örgütlenme modelinden farklı olduğunun ifade edilen raporda, örgüte göre makamların öncelikli olduğu ve şahısların ikinci planda kaldığın altı çiziliyor. Gülen cemaatinin örgütlenme modeli ve hedefleri ilk defa resmi devlet raporlarına şu ifadelerle yer aldı:

"Kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan, kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle "Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et' taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar."

EMNİYETE SIZMA AMACI

Fethullah Gülen grubunun yalnızca dini alanda değil eğitim, ticaret, basın, para piyasası benzeri alanlar ve ordu ile polis teşkilatı içerisinde de yoğun bir örgütlenme çalışması hazırlandığının altı çizilen raporda, "Bu faaliyetleri ilmi masumiyet kisvesi ile izah etmek mümkün değildir" ifadeleri yer alıyor. Işık kışlalarında özenle yetiştirilen ışık süvarileri, ağabeylerinin yönlendirmesiyle bu birimler için açılacak sınavlara özenerek hazırlanmasıyla sızma çalışmaları içerisinde oldukları alınan bilgilerdendir. Sızmalar çalışmalarında Emniyet teşkilatının en fazla İstihbarat, Personel, Bilgi İşlem birimleri hedef alınmıştır.

HABER ALMA TEŞKİLATI OLUŞTURDU

Gülen grubunun Emniyet teşkilatı ve istihbarat birimlerinde örgütlenmesindeki hedef ise raporda yer aldı. Gülen'in, "Hasım cepheyi mükemel işleyen haber alma teşkilatıyla içeriden tanırken öte yandan da hasım cephenin aynı faaliyetleri kendi içimizde sürdürmesine müsaade edilmemeli" tutumuna sahip olduğun altı çizildi ve istihbaratı bu sebeple ele geçirmeyi hedeflediğinin altı çizildi.

1999'DA ÖRGÜT TESPİTİ

"Gülen grubunun örgüt deyimine uygun bir yapılanmasının oluştuğu kesindir. Belki silahlı bir cemiyetten söz etmek şimdilik mümkün değildir. Ancak, ele geçirmeyi hedeflediği devlet kurumlarından bazıları dikkate alındığında, hedefi topyekün ele geçirme şeklinde ve bu kurumların yöneticilerinin Işık evlerinde yetişen mensupları tarafından işgal edilmesiyle mümkün olacağı gerçeği kendi deyimleri ile itiraf edilmiş bir suç olarak karşımızdadır."

O rapordan önemli tespitler:

- 40'lı seneleri zemmederek gizli saklı, hem de dört yaşlarındayken annesi tarafından gece yarıları gizlice kaldırılarak Kur'an okuduğundan anlatan Gülen, annesinin gündüzleri de köyün kızlarına, kadınlarına Kur'an öğrettiğini söyleyerek adeta kendi kendisini tekzib ediyor.

- Farz olan tesettürü fer'i mesele olarak açıklıyor, sünnet olan sarığı da neredeyse dinin vazgeçilmez bir unsuru gibi görüyor.

- Gülen, Sadi Efendi'nin medresesinden kovulduğu gibi, Cemal Efendi'nin Taş Mescidi'nden de atılıyor. Fethullah Gülen, bu durumu şu sözlerle anlatıyor: "Taş Mescide gittim. Oranın imamı da Cemal Efendi. Bu zat aynı zamanda Seyfettin Efendi'nin ikinci bacanağı. Benim medreseye girip çıktığımı görünce, orada kalanlara 'Bu Ramiz'in oğlu buraya niçin girip çıkıyor. Sakın onu medreseye almayın' demiş. Oradan da ayrılmak zorundaydım."

- İki yıllık bir dini eğitimi aldıktan sonra 17 yaşında müftülüğe talip oluyor.

- Ortaya soy ağacı koymamasına rağmen, hayatını kaybetmiş olmayan ana ve babasının ağzından Seyit olduğu izlenimi oluşturmaya çalışıyor. Yani peşinden giden cemaatine dolaylı olarak, 'Ben Seyidim' mesajı veriyor. Nevval Sevindi'nin 1997 yılı basımı 'Fethullah Gülen'le New York Sohbeti' isimli kitabın 23. sayfasında Hoca karşımıza bu sefer Seyit olarak değil de Şerif olarak çıkarılmaktadır: 'Erzurumlu eski bir aileden olan Fethullah Gülen, soyağacı olarak bir yandan Selahattin Eyyubi'ye, diğer yandan Hz. Ali'ye dayanıyor.'

'PARALEL DEVLET FİTNEDİR'

- Adil Sönmez'in yazdığı kitapta Gülen'e sorulan sorulara verdiği cevapları da dikkat çekiyor. Gülen, paralel devlet iddialarıyla ilgili şu yanıtı veriyor: "Böyle bir teşkilat veya teşkilatlanmanın hayal mahsulü olduğunu söyledim. Çokları da beni devlete çok bağlı olmakla suçluyor. Mevcut devlete alternatif örgüt teşkili bir fitnecilik, bozgunculuk demektir. Böylesi bozgunculuk ve fitneden en çok kaçınan ve istikrarı en fazla müdafaa eden birisi olduğumu, beni uzaktan ve yakından tanıyan herkes bilir."

TAKİYE SANATININ VİRTÜÖZLERİNDEN

Raporda, örgüte karşı başlatılan soruşturmanın peşinden cemaat üyeleri içerisinde tedirginliğin çoğaldığı ve buna paralel olarak Gülen örgütlenmesinin esas taktiklerinden olan takiye (gizlenme) yönteminin uygulanarak önlemlerin artırıldığının altı çizildi.

Aynı raporda "Komiser ve komiser yardımcısı rütbesinde bulunan teşkilatımız mensuplarının örgütlenme içerisinde yoğunlukta olduğu yolunda emareler mevcut olup, bu konudaki tespit çalışmamız devam etmektedir" ifadeleri kullanıldı. Saral, raporunda Gülen için dikkat çekici bir niteleme yapıyor: "Takiye sanatının gelmiş geçmiş en önemli virtüözlerinden biri." Raporun oluşturulduğu 1999 senesinde, Gülen'in düşüncelerinden yola çıkılarak dahaevrim etabında oldukları ve 'devrim' etabına geçemediklerinin anlaşıldığı belirtiliyor. Gülen'in Bediüzzaman Said-i Nursi'yi, 'karşı cephe'ye aksiyoner tavır almamakla itham ettiği ve eleştirdiği de raporda aktarılarak, "devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmıştır" ifadeleri yer aldı.

Fethullah Gülen'in, ABD'ye gitmesine sebep olan raporda şu ifadeler kullanılıyor:

"Fotoğrafını hep kendisi çekti. Toplum görülmesi gerekeni değil, kendisinin göstermek istediğini görmekle yetindi. Bazı siyasiler onun havasından yararlandı"

AMACA ULAŞMAK İÇİN HER YOL MÜBAH

- Gülen'e göre toplumun gelir düzeyi düşük fakat zeki ve çalışkan öğrencileri, okullardan özenle seçilerek ışık evlerine alınmaları, 'ağabey' tabir edilen kişiler tarafından ders çalıştırılmakta ve telkin yoluyla cemaate kazandırılmanın ön hazırlık çalışmaları yapılmaktadır.

- Gençler belli bir düzeye geldiklerinde özel okullar ve yurtlarda eğitim vermek bahanesiyle evlerinden ve ailelerinden ayrılarak, tarikat için gerek duyulan okullara yerleştirilmektedirler. Cemaate katılan bu gençlerin gönderildikleri okulların ya da kursların, aile ve kendi etraflarından uzak olmasına dikkat edilmektedir.

- 'Esnaf, tüccar ve kazanç düzeyi ne olursa olsun tüm cömertler'e seslenilmek suretiyle cemaatin masraflarını karşılamada bu kesimi ikna ederek 'silkelemektedir.'

- Gülen istenen güce sahip oluncaya kadar geçici olarak Işık evlerinde kendisinin yetiştirdiği prototipler ile Müslümanlığı temsil etmeyi zaruri görmektedir.

- Gülen, ülkemizde etkinlik gösteren partilerin pek çoğunu kendi etki alanına dahil edebilmek için gayret göstermektedir.

CEMAATİN HİYERARŞİK YAPISI

İşte devletin 1999 senesinde hiyerarşik şemasını belirlediği Gülen örgütü:

"- İstişare Grubu: 7 kişiden oluşur. Başkanlığını Fethullah Gülen yapar

- Dünya İmamı: İstişare grubundan biridir. Görevi dünyadaki bölge ve ülke imamlarını atamak, istişare sonucu alınan kararları uygulamaktır.

- Coğrafi Bölge İmamı: Bir dünya coğrafi bölgesinden sorumlu olan kişidir

- Ülke imamı: Bir ülkenin tamamından sorumlu olan kişidir

- Bölge İmamı: Bir coğrafi bölgeden sorumlu kişidir.

- İl İmamı: Bir ilin tamamından sorumlu olan kişidir

- İlçe İmamı: İlçenin tamamından sorumlu olan kişidir

- Semt İmamı: Semtten sorumlu kişidir

- Mahalle İmamı: Mahalleden sorumlu olan kişidir

- Ev İmamı: Evden veya yurttan sorumlu olan kişidir.

- Serrehberler

- Belletmenler

- Öğrenciler ve cemaat mensupları"
DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal