Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Kötülüğün işlevselliği
Hasan Birgül
Kötülüğün işlevselliği
13.10.2023 Cuma 17:47

1972 Sonbaharının sonunda şiddetli bir fırtına Akdeniz sahillerini kırbaç gibi çarpıyor, yüksek ve aşılmaz dalgalar Gazze kıyılarını yıpratıyordu. Arap denizciler, tedbirli davranarak denize açılmamışlardı. Böyle bir havada denize açılmak akıllıca değildi. Kıyıdaki balıkçıların evsizlerin şaşkın bakışları altında, kabaran dalgaların arasından, köhne bakımsız bir tekne bütün ağırlığıyla ıslak bir kuma oturdu. Kefiyeleriyle darmadağın sırılsıklam olmuş bir grup Filistinli tekneden atlayarak kıyıya doğru çıkmaya çalışıyordu. Suratlarından kıyafetlerinden yorgun oldukları belli oluyordu. Öfkeli dalgaların arasından tam teçhizatlı savaş kıyafetleri içinde İsrail askerlerini taşıyan hücumbot kumsala çıktı. Filistinlilere ateş ederek sığ suya daldılar. Kumsalda olan balıkçılar Filistinlilere doğru koşarak onları güvenli bir noktaya götürdüler. İsrailli askerler kaçan Filistinlilerin ne tuhaftır ki izini kaybetmişlerdir. Aslında bu MOSSAD askerlerinin gerçekleştirdiği gizli bir operasyondu. Lübnanlı kefiye kıyafeti giymiş olan asker saatine baktı ve zamanı geldi dedi. Operasyon başlamıştı üst kademe yöneticilerini hemen öldürdüler. Bu bir operasyondur. Tamamıyla işgal operasyonudur. Tiyatro kuruldu ve infaz gerçekleşecek.


MOSSAD bu tür operasyonları etkili bir şekilde gerçekleştirirdi. Ve yine sızma operasyonuyla FKÖ’nün içine sızmışlardı. Ve operasyonu tamamlamışlardı. Saygıdeğer okurlar MOSSAD bu tür operasyonları etkili bir şekilde koordine olarak zaman zaman gerçekleştirirdi. AKSA TUFANI adı altında HAMAS’ın gerçekleştirdiği saldırı sürpriz bir saldırı olarak medyada yer bulsada MOSSAD’ın inanılmaz kurgusuyla farklı bir hale geldi. Hamas'ın askeri kanadı olan İzzeddin El kassam Tugaylarının 7 Ekim sabahı başlattığı "Aksa Tufanı" saldırısı birçok açıdan incelenmesi gerekir. Filistin'deki herhangi bir siyasi süreci dışlayarak ve cesaretle “Yahudi halkının İsrail Topraklarının her yerinde münhasır ve devredilemez bir hakkı olduğunu” iddia ederek, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun fanatik hükümeti kan dökülmesini kaçınılmaz hale getirdi. Fakat bu, İsrail'in HAMAS’a saldırmasını engelleyememesini açıklamıyor. Ortada çok ciddi anlamda bir belirsizlik süreci var. İsrail güçleri ve Knesset tüm gücüyle bölgeyi adeta katliama çevirmek istiyor. Hamas’ın saldırısı bir andan gerçekleşiyor. Havadan bölgeye paraşütlerle çıkarma yapıyorlar. Lakin İsrail sessiz hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi olsa da bu inanılır gibi değil.

Peki şimdi ne olacak?

Bir kara istilasını hayal etmek zor gözüküyor. Bunun yol açabileceği korkunç yıkım ve kayıplar, şu anda Gazze'de bulunan birçok İsrailli rehinenin ek sigorta sağlamasının nedenlerinden biri. Hizbullah'ın kuzeyde Lübnan'dan ek bir cephe açma riski de bir başka. Hizbullah'ın yetenekleri Hamas'ın yeteneklerini gölgede bırakıyor ve İran'ın muhtemelen İsrail'in düşmanlarını desteklediği iki cepheli bir kıyamet savaşı senaryosu istenmektedir. Netanyahu'nun çarpık mantığına göre, Gazze'deki güçlü İslamcı yönetim, Filistin'deki siyasi çözüme karşı nihai argüman olacaktır. Aşırılık yanlılarını ödüllendirerek ve ılımlıları kınayarak Netanyahu, yumuşak solcuların aksine Filistin ihtilafının çözümünü nihayet bulduğuna inanıyordu. İsrail'in dört Arap devletiyle (ve muhtemelen yakında Suudi Arabistan'ı da içerecek) ilişkilerini normalleştiren İbrahim Anlaşmaları, onu ayaklarının altındaki Filistin yanardağını yok etmeyi hedefliyorlar. Fakat Gazze'yi çevreleyen köylerde İsrailli sivillerin acımasızca, barbarca katledilmesinde, Netanyahu'nun kibri, Hamas'ın vahşeti şeklinde düşmanıyla karşılaştı. Mısır ve Suriye'nin Yom Kippur Savaşı olarak bilinen sürpriz saldırılarını başlatmasından elli yıl ve bir gün sonra Hamas, Gazze'nin İsrail sınırlarına baskın düzenledi ve yüzlerce savunmasız sivili katletti. Arkadaşlarının cesetlerinin yanında tecavüze uğrayan genç kadınların sahneleri sosyal ağlarda bir anda yayınlanmaya başladı. Clausewitz'den savaşın siyasi bir amaç bağlamında anlamlı olması gerektiğini dair Hamas’ın şu anki savaşının şu hedefleri var: Filistin ulusal hareketindeki hegemonyasını güvence altına almak, rehineleri takas ederek adamlarını İsrail hapishanelerinden kurtarmak ve Filistin'in durumunun Yahudi devleti ile ilişkilerini normalleştirme telaşı içinde “Arap kardeşler” tarafından terk edilmesini önlemek. Fakat Netanyahu hükümeti için bu, bir sonraki düşmanlık turuna kadar duraklamanın ötesinde hiçbir siyasi amacı olmayan, tamamen tepkisel bir savaştır.Aşırı sağcı Netenyahu pisliklerini bu sistemle yok etmeyi planlıyor.