Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Türkiye’ye Değil ABD’ye Başkan Seçiliyor
Erdal Şimşek
Türkiye’ye Değil ABD’ye Başkan Seçiliyor
06.11.2020 Cuma 15:08

Kaç gün oldu bilmiyorum, Türkiye, ABD seçimlerine kilitlenmiş. Geleneksel medyadan tutun dijital medya platformlarına kadar her yerde ABD seçimleri ile yatıp kalkıyor Türkiye.

Bir zamanlar Sol, Kemalist cenah ve liberaller ABD seçimlerine bu kadar ilgi gösteriyordu.

Maalesef bu kervana İslami kesim ile Muhafazakâr ve sağcı medya platformları da katıldılar.

Kelimenin tam anlamı 7/24 her tarafımız ABD seçimleri ile dolup taşıyor.

Daha düne kadar, Uluslararası ilişkiler uzmanı, Stratejist (ne demekse), Güvenlik uzmanı (bu da ne demekse? Ve bunların tamamı emekli asker) Doğum uzmanı, Bevliye Uzmanı, Beyaz Eşya Tamir Uzmanı, At Nalı Uzmanı gibi tekmili birden uzman olanların alayı birdenbire karşımıza ABD uzmanı olarak çıktılar her yerde.

Bunların en büyük ortak özellikleri, tamamı her konuda yanılıyor. Özellikle, TSK tarafından artık bir fayda sağlanamayacağı için takavvuta ayırdığı generallerin ekranlarda boy göstermeleri artık eğlence olmaktan çıkalı çok oldu. Türkiye’nin en büyük sorunu zaten bu uzmanların olduğu anlaşılırsa, içeride ve dışarıda yaşanan gelişmelerle ilgili toplumumuz el yordamı ile doğruya daha da yaklaşmış olacak.

Bunlara bakılırsa, bu seçimden sonra ABD’de iç savaş çıkabilecekmiş, ABD dağılıyormuş, vs, vs, vs…

Halbuki Amerika Birleşik Devletleri’nin devlet yapısını ve Anayasasını bilseler bu tür saçmalıklara tevessül etmezler.

Dahası, ABD yurttaşlarındaki “Amerikalılık” bilinci hakkında incir çekirdeği kadar bilgileri olsa bu lafları söylemeden 40 kere düşünürler…

ABD’deki Anayasal ve yasal zorunlulukların yanısıra, ABD toplumundaki “Amerikalılık” duygusunun üstüne, devleti ayakta tutmak için oluşturulan kurum ve yapılanmaları da koyun, varın düşünün facianın durumunu.

Ya hu adamlar NSA üzerinden uzaya düzer vermeye çalışıyorlar. Böylesine bir çaba, kendi iç yapını sağlamlaştırmadan gerçekleşebilir mi?

Ve Amerika Birleşik Devletleri’tamam

nin daha çok “sürekli kendini yenileyen bir modern şirket” olduğunu dahi bilemeyecek kadar cahiller.

2000 yılındaki ABD seçimlerinin sonucunu hatırlasalar eminim bu sözlerinden dolayı utanırlar. Çünkü o seçimde hafızam beni yanıltmıyorsa 1000’in altında bir oyla başkanlık koltuğu el değiştirmişti. Eğer o sonuç Avrupa’da herhangi bir ülkede olsaydı, eminim kan gövdeyi götürürdü.

Bu gün toplumsal yapısı ve yurttaşlık bilinci en sağlam ülkelerin başında ABD gelir.

Bu “Herşeyolog”ları ve saçmalıklarını bir kenara bırakıp konumuza dönersek, karşımızdaki tablonun bir facia olduğunu rahatlıkla görebiliriz.

ABD seçimleri başlamadan günler önce Türkiye’de bazı kesimlerde yaşanan telaşı bir nebze de olsa anlayabiliriz. Örneğin CHP’deki telaşı anlayabiliriz. Çükü CHP, Batı’nın ve Batı çıkarlarının ülkemizdeki temsilcisidir.

Sol görüşlüleri deseniz ha keza. Neredeyse tamamı Batı’nın taşeronudur. Liberaller, bu iki gruba göre daha ahlaklılar. Çünkü batı temsilciliğini açık açık yapmaktadırlar.

Eskiden ABD’deki Başkanlık seçimleri döneminde Türkiye’de batıcı, liberal ve Sol basın her gün yayın yapar ve görüşler yayımlardı. Biz Müslümanlar bu seçimleri sadece “haber” olarak değerlendirirdik. Bilirdik ki kim gelirse gelsin, ABD’nin emperyalist çıkarlarına hizmet etmek üzere Başkanlık koltuğuna oturacaktır. Çünkü biz Müslümanlar, “küfür tek millettir” ayetini beynimize kazımış insanlarız.

Dikkat ederseniz, dünyada en çok kan, sözde insan hakları savunucusu “Demokrat Başkan”lar döneminde akıtıldı. Obama döneminde ABD bölgemize DAEŞ adlı bir terör örgütünü yerleştirdi. Clinton da El Kaide’yi…

ABD ve egemenler, fiili olarak sömüremedikleri veya fiili sömürgesi maliyetli olacak ülkelerde beyinleri sömürgeleştirir. Türkçe ifade ile mankurtlaştırır. Türkiye’deki İslami ve milli kesim “bu kadar Batı yanlısı” bulunmasına şaşırıyorlar. Şaşılacak bir durum yok. Çünkü Türkiye, fiili olarak sömürülmesini gerektirecek bir zenginliği olmadığı için emperyalizm, içimizde mümessillerini bırakarak tam bağımsızlığımızı engellemeye çalıştılar.

Emperyalizm, yıllarca ülkemizde mankurtlaşma çalışmalarında İslami kesim üzerinde hiç de başarılı olamadı. Ne var ki 28 Şubat Amerikancı post modern askeri darbesinden sonra tasfiye eden Müslümanların yerine FETÖ terör örgütün ihsas etti. İslam’ı maske olarak kullanan bu örgüt, maalesef Müslümanların mankurtlaştırılması konusunda başarılı olduğu görülüyor.

Çünkü bu son ABD seçimleri bu mankurtlaştırılma operasyonunun en somut delili oldu.

İslami kesim medyası da maalesef son ABD Başkanlık seçimleri ile ilgili 7/24 yayın yapıyorlar. Her ne kadar kendilerini İslami değil de “muhafazakâr” olarak tanımlasalar da İslami söylem ve jargondan asla vazgeçmiyorlar. Çünkü he kadar inkâr etseler de geldikleri gelenek bu.

ABD seçimlerinde kimin kazanacağı benim umurumda değil. Çünkü Biden de Trump da Emperyalist.

Bu seçimin beni ilgilendiren tek tarafı şu: Maalesef bizim de tarlamızı sürmüşler. Türkiye çok acil olarak yeniden bağımsız, milli düşünen insan kaynağını oluşturmalı.