Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
İsveç’teki Kur’an yakma eylemi Rusya provokasyonudur
Erdal Şimşek
İsveç’teki Kur’an yakma eylemi Rusya provokasyonudur
24.01.2023 Salı 12:39

Danimarka ve İsveç vatandaşı olan ırkçı Rasmus Paludan’ın Stockholm’deki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği önünde Kur’an-ı Kerim’i yakma eylemi En basit tabirle aşağılık bir teşebbüstür. 

Ancak Paludan, bu menfur ve lanetli eylemi ilk kez gerçekleştirmiyor. Google’da kısa bir araştırma yaptığınızda bu rezil mahlûkun bu güne kadar 30’a yakın Kur’an yakma eylemi gerçekleştirdiğini görüyoruz. Yaptığı bu çirkin eylemlerin hiç tepki toplamaması ve kamuoyunda yankı bulmaması, bu lanetli mahlûku yeni arayışlara itiyor. Ve Laik bir devlet olan, Batı demokrasisi ile idare edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin Stockholm’deki elçilik binasının önünde bu lanetli eylemi yapması bir çok açıdan incelenmesi gerektiğini düşünüyorum. 

İslam düşmanlığı/İslamofobia, nefret suçu Avrupa Sağının temel dinamiği haline gelmiş/getirilmiştir. Ancak Avrupa’daki bu ırkçı faşist eğilimin hızlıca yayılması, Rusya’nın çok işine gelmektedir. Ukrayna savaşı ile birlikte, Rus İstihbarat Servisi (FSB)’nin bu hareketi ne kadar kontrol ettiği ve istediği zaman manipüle ettiği açık bir şekilde anlaşılmaktadır. 

Avrupa’da son çeyrek yüzyılda aşırı sağın bir el tarafından yönlendirildiği çok açık bir şekilde görülmektedir. Şöyle ki;

İsrail’in nefret suçu ve kitlesel soykırımı işleyen aşırı sağcı siyasi lideri ve bugünkü Başbakanı Benyamin Netenyahu, bu ırkçı faşistlerle çok yakın ilişkiler içerisinde bulunuyor. Oysa çağlar boyu Avrupa’da dönem dönem etkisini gösteren ve egemen olan ırkçılık ideolojisinin bir numaralı düşmanı Yahudilerdir. Fakat son 30 yıldır hızla gelişen neo ırkçılığın en aşırı uçları Siyonistlerle oldukça yakın ilişkiler içerisindedirler. Aynı şekilde yine bir insanlık suçu olan Siyonizm’in İsrail’deki siyasi partileri ile çok yakın duruyorlar.

Avrupalı ırkçı faşistlerin bir diğer özellikleri ise, yine bir Slav Milliyetçisi olan ve bu ideolojiyi Rus devletinin resmi politikası haline getiren Rusya Devlet başkanı ve Rus devleti ile oldukça sıkı fıkılar. 

Modern Batı Demokrasisinin doğduğu yer olan Fransa’da Irkçılık ve faşizmi önceleyen sağ, bugün ülkenin ana muhalefet partisi durumundadır. Bu siyasi partinin lideri Marie Le Pen, Ukrayna Savaşında Putin’in yanında yer aldı. Ha keza İtalya’dan Hollanda’ya kadar bütün Avrupa’nın sağcı liderleri Ukrayna savaşında Putin’in yanında yer aldıklarını her fırsatta deklare ediyorlar.

18 Nisan 2022’de dönemin İsveç Dışişleri Bakanı, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve Baltık’la Kuzey Avrupa’yı tehdit eder pozisyona gelmesi üzerine “ülkesinin NATO’ya katılmayı düşünebileceğini” açıklamıştı. Yani NATO’ya katılmayı istediklerini söylememişti.

Ve tesadüfe bakın ki bakanın bu açıklamasından hemen iki gün sonra Paludan’ın çantasını Kur’an-ı Kerimlerle doldurarak ülke çapında Kur’an yakma eylemi başlattı. İsveç medyasında yayınlanan haberlere göre 6 şehirde Kur’an-ı Kerim yakma eylemi gerçekleştirdi. 

Paludan’ın Kur’an yaktığı şehirlerden biri de İsveç’in Malmö kentiydi. Malmö, İsveç’te yaşayan Müslümanların büyük çoğunluğunun yaşadığı bir şehirdi. Ve Bu eylemten sonra Malmö sokakları günlerce protesto eylemlerine sahne oldu. Ve bu eylemlerde bir çok araba ve iş yeri yakıldı. 30’a yakın polis yaralanmış ve bir o kadar da gösterici gözaltına alınmıştı.

Bu da Malmö’nün tesadüfen seçilmediği bir aklın tercih ettiğinin açık göstergesidir. Çünkü Paludan’ın konuşmalarını okuyunca, bun aşağılık mahlûkun ne bir akla, ne bir stratejiye ne de bir taktik zekâya sahip olmadığı çok net bir biçimde anlaşılıyor. Bu durumda Paludan’ı yönlendiren aklın, İslam dünyası ile İsveç’i karşı karşıya getirmeyi hedeflediğini söylemek için üstün bir analitik zekâya sahip olmaya gerek yok. 

İsveç’in NATO’ya katılmasının gündeme gelmesi ile birlikte ırkçı faşist bir sağcı pisliğin özellikle Türkleri ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni tahrik edecek eylemlere girişmesinin tek amacı vardır: O da NATO üyesi olan Türkiye’nin İsveç’in bu savunma kulübüne girmesini engellemektir.

O günlerde EU Reporter’dan meslektaşımız James Wilson, bu Kur’an yakma eylemlerinde Rusya’nın parmağı olduğunu öne sürmüş ve bu konuda bazı verileri de makalesinde paylaşmıştı. Doğrusunu isterseniz, bendeniz, Wilson’dan daha ileri gitmiş ve bu provokasyon zincirinin tamamen bir Rus tuzağı olduğun iddia etmiştim. 

Meslektaşımız Wilson, 2015’te, iç savaştan dolayı Avrupa’ya başlayan Suriyeli göç dalgasına karşı olan İsveç’teki sağcı STK’lar ve siyasi organizasyonların Rusya’dan ciddi anlamda mali destek aldıklarını da kayda geçirdi. 

Fransa’da Marie Le Pen, İsveç’teki bu aşağılık mahlûkun da içinde olduğu ırkçı faşistlerin yanısıra Avrupa’daki ırkçılığın temelinde Rusya’nın sağladığı finansal destek ile taktik ve stratejiler bulunuyor.  

Rusya’nın saldırı ve işgâl tehdidi altında bulunan İsveç’in NATO üyeliği Türkiye duvarına tosladığı bir zamanda Aşağılık bir faşistin Türk elçiliği önünde Kur’an yakma eylemi, kesinlikle Rus İstihbarat Servisi (FSB)’nin organizasyonudur. 

Avrupa’nın Kuzey kanadının NATO şemsiyesi altında olmaması, Putin’in elini güçlendirdiği gibi iştahını da kabartmaktadır. 

Burada Kuzey Avrupa ile ilgili bir parantez açmak gerek:

Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, İskandinav ülkelerinin demokrasi anlayışı Kıta Avrupası’nın da çok çok ilerisindedir. Bu da bizim ve Avrupa değerlerinin sinir uçlarını çıldırtacak boyuttadır. İskandinav ülkelerinin tamamını gezmiş ve bazılarına birkaç kere giderek sosyolojik ve siyasi gözlem yapmış biri olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu mahlûkun eylemi İskandinav ülkelerinin yurttaşlar tarafından çok insani bir hak olarak görülür. Onların ceza ve cezalandırma anlayışları çok ama çok farklıdır. 

Hatırlarsanız 22 Temmuz 2011 tarihinde Anders Behring Breivik, Tarihe Norveç Saldırıları olarak gecen bir silahlı saldırıda bulunmuş ve 77 kişiyi öldürürken 242 kişiyi de yaraladı. Bu menfur eylemini gün içerisinde herkesin gözü önünde yapmıştı.

Ve uzun süreli yapılan yargılama sonucunda mahkeme bu şahsa sadece 21 yıl hapis cezası verdi.

Şimdi İskandinav adaletinin bir saldırganı nasıl koruduğuna dair bir ipucu olur umarım. 

Sadece Finlandiya Kıta Avrupa’sının çok zayıf olsa da bazı izlerini taşır. Bunun sebebi de Finlilerin Türk kökenli olmasıdır. Hala Fincede tespit edilmiş Türkçe ile ortak binlerce kelime vardır. 

İsveç’teki bu menfur eyleme tepkilerimizi çok haklı bir şekilde ve en sert şeklide göstermeliyiz. Ancak, devlet, bireyler in refleksini gösteremez. 

Türkiye, İsveç’in varılan üçlü anlaşma protokollerine uymasını zorlamalıdır. 

Bırakın Müslümanı, insanlıktan nasibini alan her şahsın asla kabul edemeyeceği bu nefret suçunu telin eder. Bu bahsi diğer ancak, Paludan’ın bu son eylemi, İslam’a hakaretin yanı sıra birden çok uluslararası siyasi hesapları içermektedir. Ve bu hesapçıların başında RUSYA gelmektedir.