Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Tarikat Yerleştirmez, Yetiştirir
Erdal Şimşek
Tarikat Yerleştirmez, Yetiştirir
08.10.2020 Perşembe 13:25

Uluslararası casusluk ve ihanet şebekesi FETÖ terör örgütünün ülkemizde oluşturduğu tahribat ve şeytana vekaleten yaptığı katliamlardan dolayı kirli bir el, bu toplumun ve devletin temel direklerinden biri olan tarikatlar ve cemaatleri de aynı kategoriye koymaya çalışıyorlar.

Bu çerçevede ilk hedefe koydukları, “Adıyaman” veya “Menzil cemaati” olarak adlandırılan tarikatına inanılmaz iftiralar atıyorlar.

Menzil cemaatinin devlete sızdığına dair tezviratlar yaymaya çalışıyorlar.

Türkiye Cumhuriyeti, kurum ve kuruluşları ile kuruluş aşamasında halka karşı mevzilendiği için milletin attığı her adımı kuşku ile karşılamıştır.

Cumhuriyet Türkiye’sinin faşizan anlayışının önemli isimlerinden o dönemin Ankara valilerinden Nevzat Tandoğan’ın sol görüşlü öğrencileri polis marifeti ile toplatıp iyi bir dayaktan geçirttikten sonra karşılarına geçip söylediği şu cümle, cumhuriyetimizin paradigmasını özetliyor:

“Size ne oluyor lan? Bu ülkeye komünizm lazımsa onu da biz (yani cumhuriyet elitleri) getiririz.”

Demokrat Parti’nin ortaya çıkması ile, İsmet İnönü’nün pek edepli ve nezih şu cümlesi “Kıçı yamalı Hassolara Hüssolara mı devleti bırakacağız” cumhuriyetin reflekslerini göstermesi bakımından önemlidir.

Yani yeni rejimimiz, dindar ve Anadolu insanına kapılarını kapatmıştır. Ve halk ile rejim arasındaki küslük 80 yıl sürdü. Yaklaşık on yıldır yeni yeni bir barışık düzen kurulabildi.

Cumhuriyeti elitleri, bir yandan tekke ve zaviyeleri kapatırken, diğer yandan içi tamamen boşaltılmış aslı ile hiçbir ilişkisi olmayan yeni bir Bektaşilik tarikatı ihsas etmeye çalışmıştır. Ancak bunu başaramamıştır.

Tek parti faşizmini restore etme amaçlı yapılan 27 Mayıs 1960 kanlı darbesi de İslamsız Bektaşi denemesinin başarısızlığını göz önünde bulundurarak, Mevleviliği aynı kaygılar ve paradigmalarla öne çıkarmaya çalışmış ve tamamen seküler, tanrısız, insanı tanrılaştıran yeni bir din tasavvuru üzerine oluşturulmaya çalışılmış ve bu da başarılmamıştır.

Bu süreçte halk, bu alandaki boşluğu kendisi doldurmayı başarmıştır. Tarikatlar ve tarikat ehli olan insanlardan ders ve irfan almaya çalışmıştır.

Ve tarikatlar konusunda Türkiye, doğal olarak kendi kökleri; yani Nakşibendilik üzerinde yeşermeyi, ayakta kalmayı ve kendi hayatını idame ettirmeyi başarmıştır.

Hem taşra da hem de Anadolu kentlerinde baskı, ceza ve yasakları rağmen halk Nakşibendi dergahının kapılarını hep açık tutmayı başardı.

O direnmenin semeresini de aldı.

Merhum Erbakan hocamız, Merhum Turgut Özal, Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve merhum Muhsin Yazıcıoğluilk etapta akla gelen Nakşibendi dergahından yetişen isimlerdir.

Ankara’da Cennetmekan Abdulhakim Arvasi Hazretlerinin sanat, edebiyat ve kültür dünyamıza kattığı isimleri saymaya kalkarsak bize ayrılan alan yetmez.

İstanbul’da ise cennetmekan Mehmet Zahit Kotku Hazretleri’nin rahle-i tedrisatından geçen devlet adamları ise Türkiye’yi bugünkü seviyesine çıkaran liderlerin tamamı ise Cennetmekan Mehmet Zahit Kotku Hazretleri’nin rahle-i tedrisatından geçen insanlar:

Merhum Erbakan hocamız, Cennetmekan Turgut Özal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan…

Adıyaman cemaatinin güzel neferi FETÖ’nün katlettiği ettiği aziz şehidimiz Muhsin Yazıcıoğlu…

Bu isimler sadece devletin ve toplumun liderliğini kabul ettiği insanlar. Bir de hem bakanlık hem de bürokraside bu millete hizmet eden insan sayısına ansiklopediler yetmez.

Hele hele Adıyaman cemaatinin ıslahına vesile olduğu, uysallaştırdığı katilleri, uyuşturucu bağımlılarını, suç makinalarını saymaya kalksak ne kalem ne mürekkep yeter.

İsmailağa, Erenköy ve bu iki cemaat gibi onlarca Nakşibendi cemaatinin bu ülkeye kattıklarını saymaya anlatmaya ömrümüz yeter mi bilmiyorum.

Türkiye’de hiçbir zaman hiçbir tasavvuf ehli tarikat ne devlete ne de başka yere sızmayı amaç edinmedi edinmez de. Çünkü bu tarikatın, tasavvufun ruhuna, amacına tamamen aykırı.

Bugün FETÖ terör örgütünü “cemaat” diye yutanlar, bu gün İslami cemaat ve özellikle bu toplumun çimentosu olan tarikatlarımıza çatal dillerini uzatıyorlar. İslam’a olan kinlerini tarikatlar üzerinden kusuyorlar.

Bir terör örgütünü “cemaat” olarak görecek kadar muhakeme, bilgi ve akıl yoksunu olanlar, Temeli 1000 yılı aşan ve sadece ama sadece İslam’a “Alp” ve “Alperen” yetiştiren özellikle Nakşibendi cemaatine dil uzatmak hadlerine değildir.

Yıllarca FETÖ terör örgütüne “cemaat” diye inanıp bakanlar, Nakşibendi yolunda bir çakıl dahi olamazlar.

Ha, tarikat okulundan yetişmiş olup da itikadı şirk dolu ve medya maymunu olanlar bu ekolu bağlamaz. Demek o ahmaklar Nakşibendi dergahından nasiplerini alamamışlar.

Tarikatlar, özellikle Nakşibendi ekolleri devlete adam sızdırmazlar, DEVLET ADAMI yetiştirirler. Ahmaklar bunu kafalarına soksunlar. Masum demokrat ayaklarına yatıp da İslam’a olan kinlerini bizim bu dergahlarımız üzerinden kusanları da ıslah olmaları için Allaha havale ediyoruz.