Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
SBK'nın Maskesi 2018'de Düştü
Erdal Şimşek
SBK'nın Maskesi 2018'de Düştü
01.07.2021 Perşembe 14:23

Beyaz Saray’ın beş blok yakınında bulunan özel bir bina, ABD siyasetinin kalbinin attığı yer olarak ünleniyordu. 1889’da Posta İdaresi olarak inşa edilen bu bina, Washington DC’nin en ayrıcalıklı otellerinden biri olan Trump Hotel’e dönüşür dönüşmez birçok devlet başkanı ve siyasetçileri ağırlamaya başlamıştı bile. 200 milyon dolara yenilenen otel, ABD yönetimine etki etmek isteyen lobicilerin ve iş dünyasının da kısa zamanda ilk tercihi olmuştu. Zaten ABD Başkanı Trump da Haziran 2017’de yeni Başkanlık kampanyasını bu otelde başlatmıştı. Yine bu otelde tam bir ay sonra Trump’ın kampanyasını başlatacağı salonda, Türk kamuoyunun yakından tanıdığı bazı isimler başka bir toplantı için bir araya gelmişlerdi. Türk-Amerikan Konseyi ile Türk Amerikan İş Konseyi’nin her yıl Washington’da düzenlediği konferans Mayıs 2017’de Washington Trump Otel’de yapılmıştı. 

Sezgin Baran Korkmaz, birçok Türk ve Amerikalı katılımcıların arasında o gün değilse bile bugün dikkat çekmeyi başardı. Kendisi hem toplantının resmi sponsorları arasında yer almış hem de gecede bir konuşma yapmıştı. SBK, Beyaz Saray’ın beş blok yanında ABD Başkanı’nın otelinde yaptığı konuşmada, ortakları olan Amerikalı Kingston ailesine de teşekkür etmeyi ihmal etmemişti. Bu teşekkür, herhangi bir krize neden olmamıştı. Çünkü o gece ne ABD’li Kingstonlar ne de Sezgin Baran Korkmaz ABD tarafından aranmıyordu ve haklarında herhangi bir soruşturma da yoktu. Bugün hikâyenin sonunu hepimiz iyi bilsek de ABD, Kingston ailesini ülkeyi dolandırmak suçundan 2019 yılında yakalayacak, Sezgin Baran Korkmaz’ı da bu suça ortaklık ettiği için 2021 yılında göz altına alacaktı. 

Peki bu noktaya nasıl gelindi? 

SBK hakkında açık kaynaklardan arama yaparken belli bir tarihe kadar adını sanını pek duymuyorsunuz. Sadece doğduğu şehirde yaptığı bazı çalışmalar ve yardımlarla gündeme geliyor. Ama 2014 ve sonrasında hakkındaki haberlerin sayısının gitgide arttığını görüyoruz. 

Mesela 15 Kasım 2014 tarihli bir haberde şunu okuyoruz. “69 yıllık ilaç şirketi satıldı.” Geçtiğimiz haftalarda Münir Şahin ve BETASAN gibi sağlık sektöründeki firmaları yabancılardan satın alan SBK Holding bugün de Biofarma’yı satın aldığını açıkladı. Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, “Umut vadeden Türk şirketlerini yabancılardan alarak tekrar Türk yapacağız” dedi.

2 Ağustos 2015’te prestijli bir ekonomi gazetesinden “50 milyon dolarlık yatırıma kuaförde ikna oldu” haberini okuyorsunuz. “SBK Holding, 1 milyon dolara satın aldığı bukombin.com’a 50 milyon dolar yatırım yapacak. Mali krize giren şirketler satın almasıyla tanınan SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, bu kez bir internet yatırımına el attı.

Bu da 3 Aralık 2015’ten bir haber. “Ankara Ticaret Odası tarafından Çalık Holding ana sponsorluğunda 7-8-9 Aralık 2015 tarihlerinde düzenlenecek olan Ankara Marka Festivali, Türkiye’de ve dünyada kendi alanında marka olmuş ünlü isimleri konuşmacı olarak ağırlayacak. Türkiye'nin önde gelen iş adamları Ahmet Çalık, Cüneyt Asan, İbrahim Doğan, Haluk Okutur, Haluk Kalyoncu, Hamdi Akın, Mehmet T. Nane, Renan Gökay ve Sezgin Baran Kokmaz'ın yanı sıra onlarca isim, Ankara Marka Festivali'nde olacak. Sponsorlar arasında SBK Holding de bulunuyor.

22 Aralık 2015 tarihli başka bir haberde ise; “SBK, 4 bin kişiyi işsiz kalmaktan kurtardı” başlığını görüyoruz. Zora giren şirketleri iflastan kurtaran SBK Holding’in Patronu Sezgin Baran Korkmaz, “Bugüne kadar 4 bin kişinin işsiz kalmasını önledik. Kârımızın yüzde 70’ini eğitime harcıyoruz” dedi.

Günler böyle geçerken; Türkiye’de muteber, hayırsever ve sevilen bir iş insanı olarak nam salan Sezgin Baran Korkmaz’ın ortakları, kendisi onlara patronlar demeyi tercih ediyor, Kingston kardeşler Türkiye’de bir şirket açmaya karar veriyorlar. Mart 2015’de hisselerinin yüzde 99’u Amerikalı Jacob Kingston’a ait Mega Varlık Yönetim AŞ. kuruluyor. Amerikalı Kingston’ın sahibi olduğu Washakie Renewable Energy ABD batı yakasının en büyük biyodizel üretim tesisi olsa da her yabancı yatırımcıya yönelik olarak yapılan güvenlik soruşturmaları bu şirket için de yapılıyor. ABD tarafından da herhangi bir soruşturma ya da benzeri yasal sorunu olmadığı için yatırım yapması için gerekli izin ve lisanslar BDDK gibi kurumlar tarafından veriliyor.

Yeni şirketin yatırım haberleri birbirini kovalarken 15 Temmuz 2016’da malum işgal ve darbe girişimi yaşanıyor. Milletin ve Cumhurbaşkanımızın direnişi sayesinde darbe püskürtülüyor. FETÖ’cüler tek tek yakalanıyor ve adalet karşısına çıkartılıyorlar. Bu arada hükümet ve devletin ilgili kurumları, ülkenin psikolojisini güçlendirmek için her türlü çalışmayı yapıyor. Terörle mücadelede, ekonomide, dış politikada ve savunma sanayinde çok önemli atılımlar yapılıyor. Böylelikle Türkiye’nin hem içeride hem de dışarıda güvenilirliği sağlanıyor. Bu süreçte dışarıdan gelen yabancı yatırımcıların yatırım kararları da hiç kuşkusuz hem devlet için hem de millet için önemli bir moral motivasyon kaynağı oluyor. İşte tam bu süreçte Sezgin Baran Korkmaz ve ortakları 15 Temmuz’un puslu havasında Türkiye’ye 950 milyon dolar yatırım yapacaklarını açıklıyorlar.

Bu noktada bir örnekle Türk devletinin kimi kurum ve yöneticilerine yönelik bugünlerde süren itibar suikastlarına değinmek gerekiyor. Zira ABD’nin dahi haberinin olmadığı Kingston ailesi ve ortakları SBK’nın dolandırıcılık hikayesini Türkiye’deki yetkililerin bildiği savı üzerinden haberler yapılıyor ve kurumlarımız haksız yere yıpratılıyor. Bunlardan birine birlikte bakalım. Zira diğerlerinde de durum hep aynı. 

2016 yılında Mega Varlık, Yatırım Destek Ajansı’na yapacakları yatırımları anlatıp rehberlik talep ediyor. Ajans, ülkede yatırım yapmak için daha öncesinden gerekli izin ve lisanslarını alan bu şirketi diğer yabancı şirketler gibi görüyor ve misyonu gereği yatırımı tanıtmaya çalışıyor. ABD’den de aksi bir bilgi olmadığı için süreç gayet normal işliyor. Gelen yabancı yatırımcılara kolaylık sağlamak ve yeni yatırımların gelmesini de teşvik etmek için Yatırım Ajansı, Sezgin Baran Korkmaz’ı daha önce birçok yabancı yatırımcıya yaptığı gibi ekonomi muhabirleri ile buluşturuyor. Yatırım Ajans’ının Başkanı olan Arda Ermut 15 Temmuz sonrası yabancı yatırımcı ilgisinin önemini bildiğinden SBK ile basının karşısına rahat bir şekilde geçiyor ve gelecek yatırımcılara Türkiye’nin güvenli bir liman olduğunu anlatıyor. Toplantı birçok gazetede “Tanklara inat 950 milyon dolar” gibi başlıklarla haber oluyor. Eylül 2016’da gerçekleşen bu toplantı; 2019’da Kingston kardeşlerin, 2021 yılında da SBK’nın tutuklanmasından sonra manipüle edilmeye ve Arda Ermut ile Yatırım Ajansı’na karşı itibar suikastına dönüşüyor. Devletin Yatırım Ajansı’nın yabancı yatırımcıya kolaylık sağlaması, rehberlik etmesi dahi sorunmuş gibi gösteriliyor. İşin kötüsü bundan sonra yatırımcılara destek olmak isteyen kamu görevlilerinin cesaretini kırmış oluyorlar. Kendi ülkesinde yasal olarak iş yapan, aranmayan ya da soruşturulmayan bir iş insanının Türkiye’de yapacağı yatırımı Türk halkına ve yeni yatırımcılara moral vermek için duyurması Yatırım Ajans’ının görevi değilse nedir. 

Tekrar hikayemize dönecek olursak. 

Mayıs 2017’de SBK için önemli bir gelişme gerçekleşiyor. Sezgin Baran Korkmaz; ABD merkezli düşünce kuruluşu East West Institute’nün yönetim kurulu üyeliğine kabul ediliyor. Korkmaz, yönetim kurulu başkanlığını dünyanın sayılı zenginlerinden Ross Perot Jr.’ın yaptığı enstitünün yönetimine, merhum iş adamı Mustafa Koç’tan sonra Türkiye’den üye kabul edilen ikinci isim oluyor. Tarih 2017 ve Sezgin Baran Korkmaz hala ABD için makbul bir iş insanı. 

Gelelim Sezgin Baran Korkmaz ile ortakları Kingston kardeşlerin akıbetine. Kingston ailesi hakkında, daha sonra iddianamelerden öğreniyoruz ki, 2018 yılında gizli bir soruşturma açılıyor. Kingstonlar FBI ve diğer mekanizmalar içerisindeki adamları sayesinde soruşturmadan haberdar oluyorlar. ABD’den kaçmak isterken havalimanında yakalanıyorlar. Jacob Kingston ve kardeşi Isaiah, ABD’de şirketlerinin bio-yakıt ürettiğine dair sahte belgeler düzenleyerek 511 milyon dolarlık vergi indiriminden haksız biçimde faydalandıkları suçlamasıyla 2019 yılında tutuklanıyorlar. Mahkeme sürecinde Kingston’lar ABD Hazinesi’ni dolandırarak elde ettikleri paranın önemli bir bölümünü 2014- 2018 yılları arasında SBK kontrolünde Türkiye’ye gönderdiklerini itiraf ediyorlar. Yaptıkları işlemlerin belgelerini de savcılarla paylaşıyorlar. Bunun üzerine Utah Federal Savcılığı, mahkemeye başvurarak Sezgin Baran Korkmaz'ın (SBK) Türkiye'deki varlıklarının ABD tarafından geri alınmasını talep ediyor. Ekim 2020’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz ile 13 kişinin ve bütün şirketlerinin mal varlığına el konuluyor. Haziran 2021’de de Sezgin Baran Korkmaz Viyana’da ABD tarafından yakalanıp göz altına alınıyor.

Süreç en kısa haliyle böyle. Önümüzdeki günlerde kimi odaklar, bizim bazı kurum ve yetkililerin SBK ile fotoğraf vermesini, yatırımlarını desteklemesini, yaptığı açılışlara katılmasını Yatırım Ajansı örneğinde olduğu gibi kriminalize etmeye çalışacaklardır. Ancak işin esasını ortaya koymak hakkaniyet açısından önemli. ABD’nin kendi vatandaşı olan kişiler hakkında ABD Hazinesi’ni dolandırmak suçlamasıyla henüz 2018’de gizli soruşturma açtığı ve 2019’da bu kişileri tutukladığı bir olaydan Türk yetkililerinin 2014, 2015, 2016 ve hatta 2018’de haberdar olması nasıl mümkün olabilir? ABD Başkanının otelinde Beyaz Saray’a beş blok uzaklıkta 2017’de yapılan bir toplantıya Sezgin Baran Korkmaz elini kolunu sallayarak katılıyorsa ve hatta o toplantıdaki konuşmasında Kingston kardeşlere teşekkür edebiliyorsa Eylül 2016’da Türkiye’de yaptığı toplantılara ya da yatırımlara illegal gözüyle nasıl bakılabilir? Türkiye’den sadece Mustafa Koç gibi saygın bir iş insanının katılabildiği ABD’li bir kuruluşun yönetimine 2017’de giren SBK’nın ABD nezdindeki itibarı bu kadar güçlüyken, ABD’nin bile o dolandırıcılık hikayesinden haberi yokken, Türkiye daha önceki tarihlerde bu yatırımcılara neye dayanarak izin vermeyebilirdi ki? Şimdi geriye dönüp iddianameleri, haberleri, gazete küpürlerini ve videoları izleyerek yaptığımız yorumlar o günler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Kingston kardeşlerin ABD devletini dolandırırken kendi ülkelerinde ellerini kollarını sallayıp rahatça iş yaptıkları ve devletin bundan haberi olmadığı bir süreçte Türkiye’de kurumların bu kişilere kriminal vaka olarak bakmalarını beklemek rasyonel değildir. Dolandırıcılık yaptıklarını ABD’nin dahi bilmediği SBK ve ortakları Türkiye’de 950 milyon dolarlık bir yatırım yapmak isterken kim buna neden karşı çıksın? Bugün Türkiye’de yatırım yapan yasal, temiz ve haklarında en ufak şaibe bulunmayan şirketlerin yarın kendi ülkelerinden kaynaklı farklı bir sorunla karşılaşmaları bizim bugünkü davranışlarımızı ve olaya yaklaşımımızı nasıl etkilesin?