Dugin Türkiye’de Filozof ve Düşünce Adamı olarak biliniyor.
Oysa Dugin’in filizofi ile ilişkisi sadece Rus devlet okullarında verilen
dersler kadar olduğunu belirtelim. Türk medyası, Dugin’e “Filozofluk”un yanında bir de “Rusya
Devlet Başkanı Sergey Putin’in danışmanlığı” gibi büyük bir kamu payesi de
verdi.
Ve kahraman Türk medyası, “”yıkama yağlama ile küfredip gömme kutupları” üzerine oturduğu için
hiçbir Allah’ın kulu, haber müdürü, editörü, yayın yönetmeni ilgili servisin
muhabirine “şu Dugun’i dört başı mamur
araştırın” demeyi akledemedi.
Yıllar önce a haber
benzer bir rezilliğe imza atmıştı. Moskova Sirki’nin aslan terbiyecisini
Putin’in danışmanı diye millete yutturmuş ve bununla S 400 ve Türkiye’nin yeni
dış politikası ile ilgili uzun mu uzun bir röportaj yapmıştı.
Televizyonumda kurulu olmayan ve kumandamda kayıtlı bulunmayan
a haber’in bu rezaletine sosyal
medyada denk gelmiştim. Tabi o günlerde gündem S 400’lerin alımı ile ilgili
olduğu için izledim. Ama sözde uzmanın sözleri saçma geldiği gibi yüzü de
tanıdık geliyordu. Hatırlamayanlar için olayı kısaca özetleyeyim:
A Haber, Rus 'hayvan terbiyecisi' Edgard
Zapashny (Edgard Zapaşnim) ile Putin'in Özel Danışmanı olduğunu söyleyerek
röportaj yaptı.
Ukrayna doğumlu Rus hayvan terbiyecisi Edgard Zapashny (Edgard Zapaşnim) ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir
Putin'in özel danışmanı olduğunu söyleyerek röportaj yapan kanal, Zapashny'e
Türk-Rus ilişkilerini, iki ülke arasındaki stratejik işbirliğini, S-400
anlaşmasını ve ABD'nin bu konudaki tavrını sormuş o da bildik kahve ağzı ile
cevaplıyordu. Dikkatimi yüzünden hiç çekmedim ve Röportajın ortalarına doğru
hatırladım: Bu adamı Moskova Sirki’nde görmüştüm yıllar önce. Hem de Aslanlarla
gösteri yaptığı an gözlerimin önüne geldi.
O gün çalıştığım gazete a haber’in bağlı bulunduğu medya
grubunun gücünden çekindiği için konu ile ilgili haberimi yayımlamamıştı.
Bununu üzerine FETÖ’cüler tarafından kapattırılan twitter hesabımdan flood halinde
paylaşmıştım. Bu paylaşımım çok büyük ilgi görmüştü. Ve tabi bu bütün sözde
muhalif küfürbaz/fondaş, besleme medya ile bazı hükümet yanlısı medya hesaplarında
yer aldı. A haber durumu kurtarmaya çalıştıkça batıyordu. Sirkçinin Putin’in
danışmanı olduğunu iddia eden bir belge yayımladı. Belgenin seçimlerde “sandık müşahidi” belgesi olduğunu faş
etmiştim. Akabinde Putin’in Zapashny’e plaket verdiği bir resmi paylaştı. Resmi
google’da araştırınca, Rusların her türlü ota, b…a verdiği Komünist dönemden
kalma bir alışkanlık haline gelen madalya-plaketlerden bir olduğu ortaya çıktı.
Hem de, “halk sanatıçısı” plaketi
idi. Ki bu, en ücra köydeki kolhoz’daki ameleye verilen plaketle aynı idi. Bu
plaket, partili olan kamu çalışanları motive etmek için Komünist Rusya’da
verilen plaketlerin bir devamı idi. Zapashny de Putin’in parti üyesi ve Moskova
civarında bir okulda bulunan onlarca sandıktan sadece birinin parti
müşahidiydi. “Halk sanatçısı” ödülü
de Moskova Sirki’nde aslan terbiyeciliği görevini yaptığı için verilmişti.
Akabinde de işten kovulmam için patrona büyük baskı yapmıştı
o grubun başındaki şahıs ve yöneticileri. Patron kovamadı ama “bir süre yazma”
dedi. Hani derler ya “kahrolası hanede
evlad-ı ıyal var” mukabilinde sadece maaşa talim ettim. Tabi ondan sonra da
gazete ile insani ilişkilerimiz tamamen koptu.
Şimdi gelelim Dugin konusuna. Dün akşam Türk medyasının internet
sitelerine, medya ağa babalarının, Kallavi(!) köşe yazarlarının, her şeyi bilen
“tv uzmanları”nın sosyal medya hesapları, “Putin’in
danışmanı Dugin’in kızı uğradığı suikast sonucu öldü” haberini paylaştılar.
Tabi Allah düşmanıma dahi evlat acısı vermesin. Acısının
tarifi yoktur. Dünyada hiçbir acı, evlat acısına benzemez. Yaşadığım için iyi
bilirim. Ancak konu açılmışken Dugin ile ilgili bir hakikati son bir kez daha
dile getirmek gazetecilik meslek ve ahlakının (Türkiye’de artık pek bulunmayan
bir haslet) zorunlu kıldığı durumdur.
Alexandr Dugin Kimdir?
Dugin’in kim olduğuna dair Türkiye’nin gündemine nasıl
alındığı konusuna bakmak lazım. FETÖ terör örgütünün ülkenin algı, bürokrasi ve
medyasına tamamen egemen olduğu dönemlerde, her devirde gemisini yüzdüren bir
siyasinin Türkiye’de bir konferansa davet ettikten ve şair Atilla İlhan’ın
nasyonalist düşünceleri ile örtüşen fikirlere sahip olduğu bu şair tarafından
da sahiplenildi cilalanıp parlatıldı.
Tabi Türkiye’de isim tapıcılığı çok büyük bir sorundur.
Sevdiğimiz bir yazar, bir şair eğer birini övüyorsa, o kesinlikle iyidir der ve
sorgulamadan sahipleniriz.
Türkiye’de ulusalcı faşistler ve Atilla İlhan bu Slav
faşistini sahiplenince karşıtlarının da harekete geçmesi gerekiyordu.
Uluslararası casusluk ve ihanet şebekesi olan FETÖ terör
örgütünün medya organları bir anda Dugin aleyhine yayınlar yapmaya başladılar.
Oysa bu taktik kesinlikle terör örgütünün alışılagelmiş yöntemi değildi. Bir
isim ortaya çıktığına önce onu maddi ve bilgi olarak incelerler, Maddi veya
bilgi olarak güçlü ise, ona yanaşmaya çalışır. Uzun süre onun hassas
yerlerinden dalarak öven haberler yaparlar. Kıvama getirince de tv.lerine
çıkarırlar. Kontrol edebildikleri ve sömürebildikleri oranda parlatıp
cilalarlar.
Eğer kendilerine itiraz eden/edecek biri ise, yavaş yavaş
acıtmadan dokunduran haberler yaparlar. Ta ki hedefteki şahıs boyun eğene
kadar. Boyun eğmese, bilgi olarak güçlü biriyse direk dalmazlar. Hatta uzak
durmaya, görememeye çalışır FETÖ terör örgütü medyası.
Fakat Dugin Türkiye’ye gelir gelmez kafadan daldılar gazete
ve televizyonları ile. Onu yeren haberler yaparken, inanılmaz payeler verdiler.
Putin’in danışmanı, yeni Rusların fikir babası, filozof, Şangay örgütünün
kurucusu, vs. vs… gibi inanılmaz payeler vererek hedef tahtasına koydular.
FETÖ’nün bu şahsı bodoslama hedefe koyması dikkatimi çekti ve kendi çabalarımla
dev aynasında gösterilen bu adamı araştırmaya çabaladım. Moskova’da topladığım
bilgiler gazeteci olarak beni utandırmıştı. Çünkü böylesine sıradan, amiyane
tabirle “tırışkadan” biri için o
kadar emek harcamama Rus meslektaşım olan arkadaşlarım beni alaya almışlardı.
Dugin, hayatının hiçbir döneminde Rusya Devlet Başkanı
Vladmir Putin’e danışman olmamış, danışman kadrosuna girmemiş biridir. Sadece
Rus Meclisi’nin alt kanadı olan Duma’da Putin’in partisine mensup bir
milletvekilinin danışmanlığını kısa bir süreliğine yapıyor. Putin ve Putin’in
partisi ile ilişkisi sadece bu kadar.
Dugin, gençliğinden itibaren yobaz bir Ortodoks ve Slav
milliyetçisidir. Babası, Sovyetler döneminde general olduğu için, Rus devlet ve
istihbarat arşivlerine rahatça ulaşabilen birisiydi. Şimdi artık onlara da
ulaşamıyor. Yıllardır. Rus Ortodoks ve Slav milliyetçiliği yapan dini bir
televizyon kanalının başında bulunuyor.
Slav ve Ortodoks milliyetçiliği veya ona atfedilen hiçbir
teori ile ilgili tek satırlık bir kitabı yok. Yani teorisyen falan değil.
Okuduğu kitaplardan bir şeyler toparlayıp konuşan biri.
Kızının öldürülmesi bir siyasi suikast olmadığı kuvvetle
muhtemel. Kanaatimce mafya işi olma ihtimali çok yüksek. Çünkü Rusya’da en
büyük mafya Ortodoks kilisesidir.
Rus Ortodoks kilisesi mafyasının en büyük güç kaynağı Rus
ordusu, istihbarat servisi ve ülkeyi kangren gibi saran Emniyet yolsuzluk
ağıdır.
Tabi Türk medyası bu konunun kıyısından köşesinden dahi
geçmediği için Rusya ve eski Sovyet topraklarındaki Ortodoks kilisesinin
mafyatik gücünü bilmiyor.
Eski Sovyet topraklarında Ortodoks kilisesinin bulunduğu her
yerde kiliseden beslenen veya kilisenin kontrol ettiği bir mafya vardır.
Örneğin, Gürcistan’ın
en büyük mafyası Kilise’dir. Gürcü kilisesi, ülkenin en büyük gayrimeşru
organizasyonu olup bütün mafya gruplarının üstündedir. Mesela Gürcü bir rahip
Başkent Tiflis’in ve ülkenin en lüks caddesi olan Kutaysi’de arz-ı endam ettiğinde, sokak başlarını, kumarhanelerin
önünü, bar ve pavyonların etrafını tutmuş bütün silahlı çeteler, kaçacak delik
arıyorlar. Şefleri de hemen Rahibin önüne çıkıp diz çökerler. Bunu defalarca
müşahede etme imkânım oldu.
Kilise’nin Gürcistan’da mafyalaşıp ülkenin yeraltına egemen
olması Saakaşvili döneminde oldu.
Rus Kilisesi mafyasının medyadaki görünen yüzü Alexandr
Dugin’dir. Dugin’in Rus adliyesindeki kayıtlarına baktığımızda inanılmaz suç
listesi ile karşılaşırız. Musevi düşmanlığından Slav ırkçılığı, nefret suçu
gibi bir sürü insanlığa karşı işlenmiş suç sicili ile karşılaşırız.
Varoluşu gayri meşru üzerine kurulu olan bir dünyanın
mensubu olan Dugin’in filozof veya felsefeci olduğuna dair tek bir kayıt ve
söze rastlamadım Rusya’da. Ankara ve İstanbul’da oturup onu filozof olarak
nitelendiren Türk medyasının hem yalaka yandaş, hem de küfürbaz Fondaş medya izah
ediversin bir yol.
Son bir not: Dugin,
Fondaş medya kadar bağımsız, a haber kadar doğru konuşan biridir.