Dünyanın en büyük gaz rezervlerine sahip ve bütün dünyada
“Gaz Devleti” olarak adlandırılan Kazakistan’da doğal gaza yüzde 50 zam
yapılması, tek kelime ile basiret bağlanmasıdır. Nur Sultan Nazarbayev
zamanında halka bedava gibi çok cüzi bir fiyatla verilen gazın önce paralı
satılması ve akabinde de de yüzde 50 zamla satılmasının başka bir izahı yoktur.
Kazakistan’da gösteriler başlar başlamaz ilk işim Çin ve Rus
medyasını sıkı sıkıya incelemek oldu.
Çünkü Kazakistan, Çin’in “her ne olursa olsun işgal edeceği
ülkelerin başında geldiğini” tahmin ediyoruz. Bu tahminlerimiz, Çin’in
bölgesel politikaları ve Kazakistan sınırına yaptığı minik minik askeri yığılma
ve hareketlenmelerden çıkarsıyoruz.
Çin’in ikinci işgal hedefindeki kara parçası Sibirya’dır. Çin’in
bu ütopyası, Rusların korkulu rüyasıdır. O yüzdendir ki Türk Birliği’nin
kurulmasına Putin en az Erdoğan kadar istiyor. Çünkü Türk birliğinin kurulması
demek, yakın zamanda Türk dünyası savunma ve işbirliğini, o da ortak Türk
Ordusu’nu doğuracaktır. Türk Silahlı Kuvvetleri gibi dünyanın en savaşçı
girdiği her yerde süngüsünü yere çakıp sabitleyen bir ordunun başat olduğu
ortak bir ordu ile hiç kimse sıcak temas istemez.
Ayrıca Azerbaycan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin son 30 yılda
yaptığı muhteşem reform ve eğitim politikasının yanında, kendini FETÖ ve Rus
yanlısı subaylardan arındırması ile birlikte aynı Türkiye’nin ordusu gibi
savaşçı ikinci Türk ordusu olduğunu 2. Karabağ savaşında bütün dünyaya
gösterdi.
Azerbaycan Türk
Silahlı Kuvvetleri’nin 2. Karabağ Savaşı’nda yürüttüğü kara harekâtları ve
göğüs göğse girdiği çarpışmalar harp okullarında ders olarak okutulacak türden
bir muhabere olarak kayıtlara geçti. Bunları goygoy olarak söylemiyorum. Meslek
hayatımın neredeyse tamamını savaş ve cepheleri gözlemleyerek, zaman zaman
yaşayarak gözlemleyen biri olarak söylüyorum. Azerbaycan Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin 2. Karabağ Savaşı’ndaki göğüs göğse muharebeleri Dünya Harp
Tarihi’nde yerini almıştır.
Şuşa’nın alınışı modern orduların neredeyse hiç birinin
cesaret edemeyeceği bir savaş yöntemi ile alındı. Şuşa’da tamamen göğüs göğse
ve büyük çoğunluğu bıçak ve kamaların kullanıldığı bir çatışma yaşandı.
Şuşa’daki Ermeni hastanelerinin kayıtlarını inceleyin. Şehrin düştüğü gece,
hastaneye yaralı getirilen Ermeni askerlerinin tamamı bıçak ve hançer yarası
taşıyor. Hiç birinde ateşli silah yarası yoktur.
Aslında bu konuyu Azerbaycan Cumhuriyeti’nin ilgili
bakanlıkları dünya kamuoyu ile paylaşırsa daha şık olur.
Ayrıca, Ermenilerin savaş ahlakını tamamen çiğnemelerine rağmen
kara muharebelerinde müthiş savaşçılar olduklarını belirtmekte fayda var. Aynı
koşullarda bir başka ülkenin ordusu olsaydı eğer, Azerbaycan Türk Silahlı
Kuvvetlerinin karşısında en fazla bir hafta dayanabilirdi.
Bu kahramanlık olayı başka bir yazı konusudur. Konumuza
dönersek, Azerbaycan Türk Silahlı Kuvvetleri de bu savaşta kardeş Türkiye
Cumhuriyeti ordusu gibi Mete Han’ın askeri olduğunu ispatlamıştır.
Böylesine savaşçı iki kardeş ordunun başat rol aldığı Türk
Dünyası Savunma Kuvvetleri ile kimsenin sıcak temasa girmeye istekli olacağını
sanmıyorum. Hele Çin ordusunu hiç düşünemiyorum bile. Çünkü Çin ordusu, kara
muharebelerinde dünyanın en beceriksiz ordularının başında geliyor. Kara
savaşlarında Amerikan ordusundan bile beceriksiz bir ordudur. Teknolojik
gelişmelere bakmayın. Teknolojiyi kullanmak için psikolojik güç lazım. Irak,
Afganistan, Somali’de Amerikan ordusunun kara savaşlarını bizzat görmüş,
gözlemlemiş bir gazeteci olarak söylüyorum, Yunanistan kara orduları bile
Amerikan kara ordularından daha yeteneklidir.
Ana konumuza dönersek, Kazakistan Devlet Başkanı Tokayev ile
ilgili Rus medyası uzun süredir “Çin’in adamı” olduğuna dair karalama
kampanyası başlatmıştı. (Unutmayalım ki Rusya’da Medya’nın tamamı İran ve
Çin’de olduğu gibi devlete aittir.) Ve Kazakistan’da Rus istihbarat servisi FSB(KGB)’nin
mutlak güç olduğunu da hatırlatmakta fayda var. Ayrıca Kazak ordusunda
da önemli oranda Rusçu subayların olduğunu da söylemeliyim maalesef. Hatta
Rusçu subayların sayısı milli subaylardan da fazladır.
Tokayev’in Çin ile kapışmadan ülkesinin toprak bütünlüğünü
korumayı hedefleyen politikaları tabii olarak Rusları rahatsız etmiştir. Bu ve
benzer politikalar Rusların ülkede bir operasyon yapması için yeterli neden
olduğu kanaati oluşmuştur. Ve bundan hareketle Ruslar, etki ajanları, Rus
nüfusu ve etki ettiği diğer unsurları harekete geçirerek Canözen kentinde
düğmeye bastı.
Peki, Neden Canözen?
Çünkü, en zengin doğal gaz kaynağı Canözen’de bulunuyor. Bir
diğer sebep ise, nüfusu 166. 000 olan Canözen’de Kazaklardan sonra yaşayan
ikinci büyük nüfus Rus. Bu önemin üçüncü ayağı ise, Başkentten binlerce
kilometre uzakta olması ve Rus istihbarat servisinin şehre tam hâkim olması.
Şehirde KGB’nin (FSB) çok büyük ve etkin bürosu var. Şehrin hemen yanıbaşındaki
Türkmenistan’ın tam bir KGB Devleti olduğunu da buraya not edelim.
İlk kez 2000’lerin başında olmak üzere Kazakistan’ın o
dönemki başkenti Almatı’dan, sonraki başkent Nursultan’dan Orta Asya
Steplerini, Hazar Denizi’nin kıyısı Aksu’ya kadar karayolu ile şehir şehir
dolaşmış bir gazeteci olarak ülkeyi birkaç kez gözlemleme imkânım oldu.
Olayın başladığı şehir ve bölge, Kazakistan hükûmetinden
çok, Rusya’nın, yani FSB’nin hâkim olduğu bölgedir.
Bu yazıyı 5 Ocak Çarşamba sabah kaleme aldığımızda olaylar hala
devam ediyor ve maalesef Kazak ordusu göstericilere karşı bilinçsizce
müdahalelerini sürdürüyordu. Daha önce de belirttiğimiz gibi Kazak ordusunda
Rus hâkimiyeti oldukça fazladır. Tıpkı 15 Temmuz’dan önceki TSK’da FETÖ terör
örgütünün egemenliği gibi.
Ruslar, hâkim olduğu şehir ve bölgeyi, hem de başkentten
binlerce kilometre uzaklıktaki alanda Kazakistan’a bir ders vermek ya da ülkede
yönetim değişikliğine gitmek istediği artık çok net görülüyor.
Bu arada Kazakistan Devlet Başkanı Tokayev’in halkı sükûnete
çağrısını tamamen Rusça yapması ayrıca dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Kazakistan’da Rus karşıtı siyasi hareketler bile hala dillerini düzeltememişler
demek ki.
Çin hala sessizliğini koruyor. Ancak Kazakistan
Cumhuriyeti’nin kurucu Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’den doğrusunu
isterseniz varisi Altınorda İmparatorluğ’unun aklını gösteren bir operasyon
bekliyoruz. Bu pis Rus oyununu bozsa bozsa Nursultan Nazarbayev bozabilir.
Tabi hemen karşı kıyıda komşusu olan Azerbaycan Cumhuriyeti
Devlet Başkanı İlham Aliyev ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’dan bu anlamda Nazarbayev’e katkıda bulunmaları onu daha da güçlü
konuma getirecektir.
Ne var ki, 2023, 2071 hedefleri olan Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin istihbarat servisinin bu darbe teşebbüsü konusunda Sayın Erdoğan’nı
kaç ay önceden bilgilendirdiğini merak ediyorum. Ne var ki gün öğlene yaklaştı
hala iki ülkeden ses yok.
Yoksa darbe başladıktan sonra mı haber verdiler her zamanki
gibi?