Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Irak’taki Ateş Hepimizi Yakacak
Erdal Şimşek
Irak’taki Ateş Hepimizi Yakacak
04.05.2020 Pazartesi 13:24

Türkiye, Covid-19, Suriye ve Libya konusuna kitlenmişken, etrafımızda yeni alevler harlanıyor.

İran’da Amerika tarafından kurulan Sarıklı Diktatörlük rejiminden bu yana Doğu sınırımız sürekli sorunlu hale geldi.

1991’de ABD’nin bölgemizde giriştiği siyasi harita değiştirme çabası Güneydoğu sınırımızı 30 yıldır ateş topuna çevirdi. Ülkemizdeki bütün terör saldırıları, kaçakçılık ve uyuşturucu ticaretinin en büyük kısmı bu sınırlardan yapılıyor maalesef.

Ve Irak sınırımız nispeten sakinleşti derken ABD, yeniden ateşi harlamaya başladı. Nedense Türkiye bu harlanan alevin farkında değil. Sanırım ateş bizi yakana kadar da farkına varamayacak bizim medyamız.

ABD, Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içerisinde yeni bir karmaşa ve kaos harekâtı başlatıyor.

Hem de yine “Müslümanı Müslümana kırdırarak.”

ABD’nin bu seferki mayın eşeği yine Talabani ailesi ve onun siyasi hareketi. Zaten bu Talabani siyasi omurgasızlık ve karaktersizlik konusunda örnek ders olarak okutulmalı üniversitelerin Siyasal Bilgiler bölümlerinde.

Talabani’yi biz ülkemizde kendi halkına hizmet eden bir Kürt lider olarak biliyoruz. Oysa gerçek hiç de öyle değil.

Celal Talabani, 1960’lı yıllarda kayınpederi İbrahim Ahmed ile birlikte Irak rejimi saflarında Kürtleri katleden bir “sosyalist” siyasi figürdür.

Çok ilginçtir bu “sosyalist öncüler”in neredeyse tamamı kendi halklarına karşı büyük katliamlar gerçekleştiriyorlar. Türkiye’de sivillere yönelik kitlesel saldırılar, bombalamalar, terör eylemlerinin tamamı istisnasız sol örgütler tarafından yapılması da bu çerçevede değerlendirilmeli. Solcu olduğunu iddia eden PKK terör örgütü ortaya çıktığında, uzun süre Doğu ve Güneydoğu’daki Kürt vatandaşlarımıza karşı bir katliam, soykırım uyguladı. On binlerce köyü yakıp boşalttırdı.

Talabani de bu yönüyle Amerikan ve batı emperyalizmi işbirlikçisi Abdullah Öcalan ile birbirine çık benzemektedir.

Talabani konusuna gelelim.

Celal Talabani Irak’ta Kürtlere karşı giriştiği bu katliam eylemlerinde yenildi ve rahmetli Molla Mustafa Barzani onu yendi. Talabani pişmanlığını dile getirince Barzani onu affetti. İşte rahmetli Molla Mustafa’nın bu merhameti, bugün Irak-Türkiye-İran üçgeninin ateş topuna dönmesine sebep oldu. Çünkü Talabani ve onun oluşturduğu siyasi hareket, süreli dış güçlerle ittifaklar kurup bölgeyi karmaşa ve kaos içerisinde bıraktı.

Molla Mustafa Barzani, 1974 Cezayir Anlaşması’ndan sonra İran tarafından satılınca yenildi. Müttefikinden ihanet gören Molla Mustafa Barzani, en ağır darbeyi hayatını bağışladığı ve kendi partisine aldığı Celal Talabani’den yedi. Talabani, bu tarihte Şam’a geçerek yeni parti kurarak Barzani’ye karşı siyasi ve silahlı hareket başlattı.

Görünürde Rahmetli Molla Mustafa Barzani’ye karşı başlattığı bu siyasi ihanet, aslında tüm bölgemize idi.

Kurduğu ahlaksız, ilkesin ve omurgasız siyasi ilişkilerden dolayı adı bölge literatürüne “Siyasi Fahişe” olarak geçen Talabani’nin başlattığı ihanet ve fitne hareketi yeniden alevlendi.

Talabani’nin koltuğuna oturan Lahor Şeyh Cengi, Süleymaniye ve Halepçe için “Özerklik” hareketi başlattı. Ve onun yanında Talabani’nin oğlu Bafil/Pavel Talabani de yer alıyor.

Talabani’nin bir diğer oğlu olan Kubat Talabani ise yıllar önce ABD’de (şu anda İP’de olan ve ultra faşist-ırkçı çıkışları ile bilinen) Ümit Özdağ ile gizli görüşmesi ile ülkemizde gündeme gelmişti. Özdağ, o dönemlerde milletvekili değildi bile.

Tabloya baktığımızda, bir Kürt gurup, diğer Kürt gruptan özerklik istiyor. Ana hatları ile çok ahmakça bir istek bu. Yani Konya Türk olduğu için Türk başkent Ankara’dan özerklik istemesi gibi bir saçmalık olarak görünüyor. Ama kazın ayağı öyle değil.

Talabani ailesi, yıllardır Mesut Barzani’ye karşı İran tarafından kullanılıyor. Peki neden? Çok açık söyleyeyim: Barzani, Kuzey Irak’ta ve Irak’ın Kürt bölgesinde Şia yayılmacılığına nefes dahi aldırmıyor. İran’ın milyarlarca Dolar tekliflerine rağmen, Irak Kürt Bölgesel yönetiminin hiçbir şehir, köy ve kasabasında dahi bir Şii okul, cami veya medresesinin açılmasına müsaade etmedi.

Bir diğer husus ta Barzani, İran’ın bütün çabalarına rağmen Türkiye ile ilişkilerin bozmadı, çatışmaya girmedi. Türk-Barzani ilişkilerinin en soğuk olduğu zamanlarda bile Bölgesel Yönetim Türkiye’ye karşı hep tavizler verdi.

Tablonun diğer bir parçasında da ABD var. Şöyle ki:

ABD, Irak’In Arap vilayetlerindeki askerlerini geri çekiyor. Bu askerlerini El Ambar’daki Ayn El-Esed ve Erbil’deki Harirüslerine taşıdı. Bu iki üssü hiç olmadığı kadar güçlendirdi. Bununla da yetinmedi. Buraya bir Patriot bataryası da yerleştirdi. Yanlış okumadınız Harir’deki Amerikan üssünde şu anda Patriot aktif durumda.

Bölgede Zine Werte olarak bilinen yer de hem İran sınırına yakın hem de KDP (Talabani) ile KYB (Barzani) arasında tampon bir bölge olarak bırakılmıştı. ABD, patriotları kurunca Bölgesel hükümet bir peşmerge birliğini buraya konuşlandırdı.

Zine Werte, Kandil Dağı’na ve PKK’nin bulunduğu yerlere yakın olduğu için terör örgütü bunu kendisine yönelik bir tehdit olarak algıladı ve Erbil yönetimini tehdit etti. Bunlar olurken Lahor Şeyh Cengi de bölgesel hükümetinin aldığı karara karşı çıkarak buraya kendisine bağlı özel bir birlik gönderdi.

Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Davir Copley, Lahor ile telefona görüşerek attığı adımın tehlikeli olduğu uyarısında bulundu. Lahor güçlerini hemen geri çekti

Tablonun bütün parçalarını bir araya getirdiğimizde ortaya İran çıkıyor.

İran, buraya yerleştirilen Patriotlardan rahatsız. Ve dünyanın en sakin yerlerinden biri olan Irak Kürdistan bölgesine kaos ve terörü taşıyacak.

Ve Barzani burada ABD ile İran arasında sıkışmış durumda. Hem de öyle bir sıkışma ki, daha önce defalarca merhum babasına ve kendisine ihanet eden Kürt bölgesinin Fetullah Gülen’i konumunda olan Talabani tarafından sıkıştırılıyor.

Talabani, bu adımları elbette İran’ın talimatı ile atıyor. Lakin ABD de ortalığın karışmasını istiyor. Çünkü, ABD, Barzani’nin Halk Bankası meselesinde Türkiye’den yana tavır almasını, bütün itirazlarına rağmen petrolü Türkiye’ye akıtmasını unutmuş değil. Amacı Barzani’yi kötekle yola getirmek.

Burada Türkiye acilen devreye girmeli. Barzani yalnız bırakılmamalı. Eğer Barzani yalnız bırakılmazsa, İran Sınırından Irak’ın kuzeyine PKK’lı teröristlerin sızması, DAEŞ ve türevlerinin terör eylemleri yapması oldukça güçleşir.

Türkiye bu olaya müdahil olmazsa, Irak Kürt bölgesinde ABD’nin harladığı ve iranın benzin taşıdığı yangın tez elden ülkemize sıçrayacak…