Öncelikle
kavrama uzak olanlar için TL Long ne demektir onu çok basit bir dille ifade
edelim: Yatırımcının gelecekte değerinin artacağını düşündüğü bir menkul
kıymeti uzun vadeli satın almaya Long Position denir. Ve bu kavram, menkul
kıymetler sektöründe/borsasında “long” olarak adlandırılır.
Şöyle
örneklendirirsek, yatırımcı kişi Dolar/TL paritesinde uzun vadeli bulunacak
demektir.
Kavramın
anlamı açısından baktığımızda oldukça masum, bir yatırım yöntemi olarak
görülür. Ancak pratiği tam tersidir. “long
hesap” girdiği ülkenin küçük yatırımcılarını soymanın “legal adı”dır.
Ve bu
soyguncular, Türkiye’den tutun Japonya’ya kadar mevcuttur. Bunlar, başta kendi
ülkeleri olmak üzere organize bir şekilde soygun yapabilecekleri ülkelerin
Menkul Kıymetler Borsası’na girerler. Ve buna da “Borsada yabancı yatırımcı”
adı verilerek neredeyse dokunulmaz bir statü kendilerine verilir.
Bu
soyguncular, hedef seçtikleri borsalara girmeden önce o ülkenin medyasının
ekonomi bölümlerinde kendilerinin önünü açacak haberler yaptırırlar. Kamuoyu
buna hazırlanır. Ve diyelim ki minimal olarak 30 milyon USD ile borsaya girer.
Alacağı hisse senetleri aylar öncesinden belirlenmiştir. Hedefe alınan hisse en
taban fiyattan alınır. Duruma göre adım adım ya da seri bir alım yapılarak
hisselerin tavan yapması sağlanır. Yasal kovuşturmaktan kaçınmak için kıvamında
sürede beklenir ve bu süre geçtikten sonra borsadan çıkılır.
Tabi
bu arada hisselerin değer kazanması için çeşitli spekülasyonlar üretilir. Ve 30
milyon USD ile gelen birkaç ay sonra en az 60 milyon USD ile gider…
Bu
döngü onlarca yıldır var. Sadece Türkiye’de değil, ABD’de aynı soygun düzeni
kurulmuştur.
Sevin
veya sevmeyin, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan ve eski hazine ve Maliye Bakanı
Berat Albayrak bu düzene çomak sokmak için ellerinden geleni yaptılar ve bu
çomağı sokmaya başardılar. Berat Albayrak’ın dirayetli duruşu Erdoğan’ın elini
daha da güçlendirerek bu mücadelede hayli mesafe kat ettiler.
İşte
tam da bu sırada Bir şeyler oldu ve Sayın Albayrak istifa etti.
Kanaatimce
Berat Albayrak’ı istifaya götüren süreçte rol alan aktörler ve bu sürecin
yolunda döşenen taşlar misali yaşanan bürokratik ve siyasal gelişmelerini iyi
incelemek ve müsebbiplerini tek tek bulmak hem Berat Bey’in hem de mevcut
siyasal iktidarın bir görevidir.
Albayrak’ın
istifası ve Merkez Bankası Başkanı değişiminden sonra Türkiye’de yeniden faiz
sistemine doğru sürüklenmek zorunda bırakıldı. Peki bu faiz artırımları bir
gereklilik miydi? Kesinlikle değil. Çünkü hem içeride, dışarıda ve savunma
sanayiinde aldığı pozisyondan dolayı her hal ü karda Türkiye’ye ekonomik ve
siyasi operasyon yapacaklardır. Askeri operasyon olarak risk göze alamadıkları
için, siyasi ve ekonomik saldırılarını aralıksız sürdürüyorlar.
Toplumsal
karşılığı siyasal sarsılmanın sebebi olan 25 kuruşluk zincir market poşeti kadar
olmayan kifayetsiz muhterislerle Batı emperyalizminin Türkiye mümessillerinin
siyasal tepinmeleri istedikleri sürede bekleneni vermeyince ekonomi silahını
devreye sokuyorlar.
2020
yılı ortalarında Berat Albayrak’ın Londra merkezli TL’ye yönelik operasyon
çekenleri şapa oturtmasının acısı geçmeden, yeni bir saldırıyı deniyorlar
şimdi. O gün, kamuoyu Erdoğan’ın arkasında dimdik durdu. Bugün de aynı güç ve
azimle pozisyonunu koruyor.
Pazar
günü sabah 11’den bu yana TL’ye operasyon çekiliyor. Yani siz bu satırları
okuduğunuzda yapılan operasyonunu üzerinden tam üç gün geçti ve Sayın
Cumhurbaşkanı hala konu ile ilgili ağzını açıp tek kelime söylemedi. Sadece
Maliye ve Hazine Bakanı Lütfü Elvan yazılı bir açıklama yaptı ve Liberal
Kambiyo dejimine devam edeceklerini dünyaya deklare etti.
İlk
başta ben de dahil herkes bu “Liberal Kambiyo” (Serbest Döviz) açıklamasını
şüphe ile karşıladık. Ne var ki Sayın Cumhurbaşkanı’nın suskunluğu bu
açıklamayı daha farklı gözle okumamıza sebep oldu.
Kriz
veya sistem kilitlenmesi koşullarında Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan kamuoyunun
önüne çıkar, yumruğunu masaya vurur ve çözüm prosedürünü kamuoyu önünde deklare
ederek işine bakar. Oysa Pazar gününden bu yana hem TL’ye hem de İstanbul
Borsası’na yapılan operasyona ses çıkarmıyor.
Bakan
Elvan’ın yazılı açıklaması, ülkede bulunan “gerçek yatırımcı”lara verilen bir
teminat mesajı olarak okuyabiliriz. Yani “siz rahat olun, sizlere
dokunulmayacak” teminatı verildi bu açıklama ile.
Erdoğan’ın
suskunluğu ve soyguncuların Türkiye’de kamuoyunu kışkırtma çabaları ile hem
TL’den hem de Borsa İstanbul’dan kaçış inanılmaz derecede gerçekleşti. Hem de
hiçbir ekonomik, mali, siyasi veya askeri bir kriz olmadığı halde.
Kanaatimce
Sayın Erdoğan, bu suskunluğu ile aylar önce bugün harekete geçirdikleri oynu
kurgulayan “TL Long” spekülatörlerine bir tokat atıyor. TL’den kaçış şu anda
öyle bir hale geldi ki, artık Türkiye’yi değil, para spekülatörlerinin zarar
hanesine işliyor. Erdoğan sustukça kurulan bu tuzak, tuzakçıların ayağına
dolanıyor.
Beir
çok tuzakta olduğu gibi bu tuzaktan da Sayın Erdoğan çifte kazançlı çıkıyor.
Geçtiğimiz aylarda Londra merkezli kurulan aynı tuzağı spekülatörlerin boynuna
dolayan Erdoğan, bu sefer hem onları hem de borsada vur-kaç yaparak gerçek
yatırımcıları soyup soğana çeviren çetelere sert bir tokat attı. Yani, Borsa
İstanbul’da artık keyifleri istediği zaman kurdukları oyunları bir daha
sergileyemeyeceklerini canlarını acıtarak, onlara yaşatıyor.
AK
Parti Kongresinde/sonrasında Sayın Erdoğan’ın açıklamalarında bunu göreceğimizi
düşünüyor. Biraz sabır.