Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Büyük Rus Tuzağına Dikkat!
Erdal Şimşek
Büyük Rus Tuzağına Dikkat!
28.12.2020 Pazartesi 15:13

Altınordu/Altın Orda devletini bilmeyenimiz yok sanırım. Hele kendini Oğuz/Selçuklu/Osmanlı bakiyesi olarak gören herkes Altınordu devletinin “Türk ve İslam dünyasına yaptığı ihaneti” çok iyi bilir. Halbuki kendileri de Müslümandır. Ama bütün devletler ve boylar arasında olduğu gibi Altınordu ve kardeşi Türk hanlıkları arasındaki güç kavgası, onları bir stratejiyi uygulamaya götürür. Ve sürekli birbirlerini boğazlayan Rus Knezlerini/Prensliklerini bir araya getirip devletleşme sürecini başlatır.


Oğuz-Türk tarihi açısından baktığımızda Altınordu’nun yaptığı bir ihanettir. Ama biz Altınordu zaviyesinden bu olaya yeteri olarak bakamıyoruz. Çünkü, bizim kaynaklar bu konuda o kadar kısıtlı ki…


Knezlerle Altınordu ilişkilerini anlatan ciddi kaynaklar Moskova Devlet Kütüphanesi ile Moskova Bilimler Akademisi Kütüphanesi’nde hayli mevcut. Ne var ki bu kıymetli eserleri okuyup inceleyecek Rusçaya vakıf değiliz ve bunun için hayli kat etmem gereken mesafe var.


Rusları, bu Knezlik döneminden başlayarak inceleyemeden bu ülkenin siyaset taktik ve stratejilerini kavramak çok zor. Türkiye’de her konuda bilgi sahibi olan uzmanlarımız, sadece Deli Petro’nun adını duydukları halde bu Rus siyaseti konusunda da her şeye vakıf bir eda ile medya alanlarında gerdan kırıyorlar.


Türkiye, Rusya konusunda tarihi bir fırsat ve bir o kadar da riskli bir süreçle karşı karşıya bulunuyor.


Rusya, tarihinde hiç olmadığı kadar bir mengene arasında sıkışmış durumda bulunuyor. Doğuda Çin tufanı geliyor. Çin, çok kısa zamanda Rusya’yı istila etmek zorunda. Yoksa o kadar nüfusu besleyecek gıda üretme imkanına sahip değil. Bunu yapmazsa mevcut rejim yıkılacak. Çin’in göz koyduğu Rusya (Bağımsız Devletler Topluluğu)’un bir kısmında Türk cumhuriyetleri bulunuyor.


Çin’in istila için hedef olarak seçtiği bölge bakir topraklara sahip olan Sibirya. Ve ne pahasına olursa olsun buraları bir şekilde ele geçirmeye çalışacak.


Diğer yandan güç kaybı yaşayan Amerika Birleşik Devletleri, Batı Avrupa ve AB üzerinden Rusya’yı Batı ve Kuzeybatıdan cendereye almaya çalışıyor.


Maalesef Ruslar, ABD’nin bu tuzağına düştü. Kırım’ı işgal ve ilhak etti. Dünyanın en barışsever ve kendi halinde olan ülkesi Ukrayna’nın topraklarında iç savaş çıkarttı.


Ve Rusya’nın bu cepheden çok ağır darbe yiyeceği muhakkaktır.


Rusya’nın Güneyi ve Güneybatısı patlamaya hazır pimi çekilmiş bir el bombası gibi duruyor. Özellikle Güney Kafkasya ve Dağıstan patladı patlayacak.


Ermeniler üzerinden Fransa ve ABD Güney Kafkasya’ya yerleşmek istiyor. Bu konuda Ermenistan Başbakanı Paşinyan üzerinden gerekli adımları attılar. O adım şimdilik “Türk Duvarı”na çarpmış bulunuyor.


Rusya, Kırım’ı işgal ve ilhakla birlikte dördüncü cephede Türkiye’ye karşı soğuk savaş başlattığı 4. cephe oldu. Ve sanırım 5. cephe Dağıstan’da açılacak. Maalesef Rus siyaseti de bu tuzağa düşecek.


Batı ve Çin’in bu cenderesine karşı Rusya, bir “Türk Dünyası Birliği” ve “Müşterek Türk Ordusu” tuzağı kurmuş durumda. Ama kurduğu bu tuzağın nefesalma borusunun üzerine de çökmüş bulunuyor. Türkiye ile Türk dünyasını birleştirecek Laçın Koridorunun sağını solunu üstünü altını tamamen işgal etmiş ve en ağır konvansiyonel silahlarını bölgeye sevk etmiş durumda. Ayrıca “Türk Dünyası”nın ne kadar hikâyeden bir balon olduğunu Son Karabağ’ı kurtarma operasyonunda gördük. Bütün Türk cumhuriyetleri, Ermenistan’ın yanında yer aldı. Sadece Türkiye Cumhuriyeti devleti ve İran işgali altında bulunan ve hiç biri özgür olmayan Güney Azerbaycanlılar ile Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Azerbaycan’ın yanında yer aldı.


Türk dünyası denen bölgeyi adım adım sokak sokak gezdim defalarca ve çok iyi gözlemleme imkânım oldu.


Bir çok cumhuriyetin yurttaşları kendilerini türk bile görmüyorlar. Örneğin, Özbekler, kendilerini Türk olarak görüyorlar. Ama aynı zamanda Özbek’in Oğuz’dan üstün olduğuna inanırlar.


Kırgızlar, Türk’ü adamdan bile saymıyorlar. Garip gelecek ama Kazakistan’da Türklük bilinci daha gelişkin.


Hıristiyan Türkler, Türklüklerinin farkında bile değil.


Gagauzya’da aydın mı aydın bir orta sınıf Gagauz bürokratı hanımla konuşuyorduk birkaç yıl önce. Kendisine “Türk müsünüz” diye sormuştum. “Hayır değilim” demişti. Gerisini siz düşünün. Üç beş romantiğin “Türklük goygoyu” yerine akılcı gözlerle Türk dünyasının incelenmesi gerektiği kanaatindeyiz.


Bu arada Gagauzya’da o hanımefendi ile konuştuğumuz dil Türkiye Türkçesi idi. Rusya, Komünist dönemde Türklerin birbirinden ilişkisini koparmak için dil eğitimlerini farklılaştırmış, Gagauzların eğitim ve resmi dilini Türkiye Türkçesi yapmıştı.


Adı Türkmenistan olan ülkede bile Türklük bilinci yerlerde sürünüyor halk arasında. Devlet yönetimi ise hala aşırı Rusçu. Ruhları, beyinleri Rus maalesef.


Rusya, burada silahlı bir güç oluşturmanın peşinde ve bunu bedava yapacak gibi. Türkiye’ye yol açarak burayı organize hale getirecek. Ne var ki bu güç, Çin yayılmacılığına karşı kullanılacak. Kırılan, bölgedeki Müslüman/Türk nüfus olacak.


Ayrıca ve en önemlisi, Türkiye’nin hem ekonomik hem askeri savunma hem de siyasal birlik olarak O bölgeleri askeri birlik olarak elinde/yanında tutması imkânsız.


Savaş, ve diplomasi, para demektir. Çünkü para güçtür ve daha dün, Teksaslı bir kovboy twitterda “istesem Türk ekonomisini bir twitle bitiririm” diye Türkiye’yi Tehdit etti. Ve neler yaşandığını hepimiz gördük.


Rusya Türkiye’nin Orta Asya’da kelimenin tam anlamı ile “Katır Reşo” olmasını istiyor. Sürüsüne bereket, bizde de Enver Paşa’nın ruhunu taşıyan hayli lümpen var. Ama akıl, Enver Paşa’nın sonunu hatırlatmalı hep… Evet Enver Ruhu ölmemeli ama, Bizans’ı/Roma’yı alt eden akıl da olmazsa olmazımızdır


Rusya bir yandan Orta Asya’da Türkiye’ye “gel gel” yaparken diğer yandan da kendi başının çaresine bakmaya çalışıyor. Kuzey Kutbu'nda bulunan silah geliştirme laboratuvarını yeniden açtı. Mühendislik Merkez Araştırma Enstitüsü (TSNIITOCHMASH), aşırı hava koşullarında kullanılabilecek sistemlerin testlerini bölgede gerçekleştirme çalışmalarına başladı bile.


Diğer yandan, Türk dünyası ile birleşme yolu olan Güney Kafkasya’da cephesini muhkem hale getirme çalışmalarını hızla sürdürüyor. Azerbaycan savaşın galibi olduğu halde Karabağ’ı daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.


Azerbaycan ile yaptığı mtabakata uymamaya başladı bile Örneğin, mutabakat bağlamında Gazah'ın 7 köyü, Kelbecer'in Veng köyü, Şuşakend köyünün Azerbaycan'a bırakılmasını gerekiyor. Ama Rusya oralı bile değil


Mutabakata uygun olarak Ermenistan askerleriyle sözde Karabağ silahlılarının derhal bölgeden uzaklaştırılması, barış gücü komutanlığının ayrılıkçı yapıyla tüm ilişkileri dondurması, sözde Karabağ Ermeni bayrağı ile Rusya bayrağının yan yana getirilmemesi gerekiyordu. Fakat bunların hepsini yapıyor


Diğer yandan Rus ordusu, Suriye'de de Türkiye’ye karşı cephesini kuvvetlendiriyor. Lazkiye’deki Hmeymim Hava Üssü'nden yüzlerce asker ve aracı Haseke'nin Kamışlı ilçesine gönderdi. Kamışlı ve çevresindeki Rus askeri sayısı binli rakamları aştı. Ayn İsa’ya yığınak yaptı ve burayı yeniden Esad’a verdi.


Libya’da her gün Wagnerleri Türkiye’nin üstüne salıyor.


ABD ve NATO da bir an önce yükselen güç Türkiye’nin Rus duvarına toslayarak yeniden kendisine mahkûm olmasını dört gözle bekliyor. Bunun için de iki ülkenin kapışması için elinden geleni yapıyor.


Sonç olarak, Türkiye, bu ekonomik yapısı ve siyasal konjonktürden dolayı şimdilik “Ortak Türk Silahlı Kuvvetleri” projesini bekletmeli ya da çok ağırdan almalı. Eğitilecek askerlerin seçimi konusunda Azerbaycan’da davrandığı gii davranmalı. Yoksa duygusal bir hareket hafazanllah Türkiye’nin felaketi olur.


ÖVÜNÇ KAYNAĞI BİR TİCARET ANLAYIŞI


Bütün yazı hayatım boyunca hiç bir şekilde kişisel bir konuyu bana tahsis edilen alanlarda kaleme almadım. Ancak Türkiye’de e ticaretin gelişmemesi için elinden geleni yapan dağıtıcılar ile kargoculara rağmen, yerli üretim yapan şirketler ısrarla bu mücadelesini sürdüren bir firmamızı anmak sanırım onların en tabii hakkı.


Pandemi dolayısıyla kişisel temizlikten sağlığa kadar, sanki hiç devlet yokmuş gibi bütün tedbirlerimizi aldık hamdolsun. Saç tıraş makinasından Oksijen makinasına, immunim sistemi güçlendiren takviyelerden serumuna kadar gerekli stoklamayı yaptık. Aldığım ürünlerin varsa yerli mallarını tercih ettik. Yoksa Lisanlı üretimi tercih ettim. Markayı lisanslı üretim sanmıştım. Hayli kaliteli bir ürün ve bir yıldan fazladır bu makina ile tıraşımı kendim yapıyorum. Bu çerçevede aldığım tıraş makinasında kutuda olmayan bir iki parçaya ihtiyacım oldu.


İnternetten kendilerine ulaştım ve inanmayacaksınız ama Türkiye’deki kargo şirketlerinin lakaytlığına rağmen ertesi gün ihtiyacım olan iki aparatı da elime ulaştırdılar.


Böylesine hızlı çalışan bu şirketi merak ettim. Doğrusu İngiliz olabileceğini düşündüm. Çünkü markanın adı İngilizce. İnternetten markayı araştırdım ve çok şaşırdım. Aldığım makine tamamen yerli ürün. Orta Anadolulu bir girişimce yaklaşık 20 yıl önce dış pazarı hedef alarak kuaför malzemeleri üretimi işine girişmiş bu yüzden markasının atını İngilizce koymuş.


Pandemiden dolayı önceliği iç piyasaya vermiş ve kendi berberimin tavsiyesi ile Powertec marka makinayı satın almak bize de nasip oldu.


Böylesine yerli girişimcilere can kurban. Şirket yetkilileri ile konuştum. Pandemi sürecinde üretime ara vermedikleri gibi bir tek personel bile çıkarmamışlar. İstihdama olabildiğince katkı sağlıyorlarmış. SGK’dan kayıtlarını araştırdım bu söyledikleri doğruydu. Böylesine dürüst çalışan ve bu ülkeye döviz kazandıran ayrıca ürünün mali değerinin üç beş lira olduğuna bakmadan müşteri memnuniyeti için Türkiye standartları üzerinde çaba sarf eden Powertec’e ve bu şirketi kurup bu hale getiren Beşir Saygılı Bey’e gönülden teşekkür ederim.