Düne kadar PKK'lı teröristleri “Kürt savaşçı” vs diye kutsal kahramanlar olarak gösteren batı
medyası ne oldu da birden PKK'ya karşı dümen kırdı?
Pençe Kilit Operasyonu'nun Batı medyasının ana gündeminde
hiç yer bulmamış olması PKK yanlısı medyayı üzmüş. Batı medyası bizden hiç söz
etmedi diye veryansın ediyorlar. Aslında haber yapmışlar ve ilginçtir, PKK'yı
terörist grup olarak özellikle belirtmişler. Birkaç örnek verelim.
Alman derin devletinin en güçlü yayın organlarından olan Deutsche
Welle PKK’yı sürekli olarak “Kürt savaşçılar” veya “Kürt
sivilller” olarak yansıtırdı.
Bu başlıkta “Türkiye,
Irak'taki Kürt militanlara karşı yeni bir operasyon başlattı” ifadesini
kullanmış ve ABD/AB'nin PKK’yi terörist grup ilan ettiğini vurgulamış.
Alman DW: "Operasyon,
Türkiye'nin Irak ve Suriye'de PKK ve Suriyeli Kürt YPG milislerine karşı
yürüttüğü harekatın bir parçası. Her ikisi de Ankara tarafından terör örgütü
olarak kabul ediliyor. PKK, 1984'te Türk devletine karşı silaha sarıldı. 40bin
insan yaşamını kaybetti."
Bir de halihazırda PKK’nın finansörü, tedarekçisi ve
eğitimcisi olan ABD’den örnek verelim. Sistenim medyası olan Washington Times,
Pençe-Kilit operasyonu ile ilgili şu başlığı atmıştı:
“Türkiye Irak'ın
Kuzeyinde kara ve hava harekâtı başlattı.”
Ve aynı gazete, haberin içinde şu cümleyi kullanıd:
“PKK ABD ve AB tarafından terör örgütü
olarak tanımlanıyor.”
Bununla da yetinmeyen Washington Times, Milli Savunma Bakanı
Hulusi Akar’dan şu cümleyi de alıntıladı: “Asil
milletimizi 40 yıldır ülkemizi saran terör belasından kurtarmaya kararlıyız”
dedi.
İslam dünyasındaki terörist faaliyetlerin bir çoğunu finanse
ve kontrol eden, bu konuda İran ile rekabet halinde olan Birleşik Arap
Emirlikleri’ne ait olan ve Türkiye’deki ofisinin başında Nevzat Çiçek’in
bulunduğu (Nevzat Çiçek deyince gazetenin Türkiye’deki ahvalini siz hayal edin
artık) Independent bile şu cümlelerle Türkiye güzellemesi yapıyor:
“Türkiye, kuzey
Irak'taki Kürt militanlara karşı yeni bir kara ve hava sınır ötesi harekâtı
başlattı.”
Ve haberin içinde şu cümleyi de sığıştırmış Independent:
“Irak'taki diğer Kürt grupları da PKK'ya karşı.
PKK, ABD ve AB tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor.”
Batı medyasının tamamında aynı ifade var: "PKK, ABD ve AB tarafından terör
örgütü olarak tanımlanıyor."
Daha önce bu derece üstüne basıla basıla ve net olarak
vurgulanmıyordu. Bu yeni bir durum.
Peki “bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü?”
Batı niye bu kadar Türkiye’ye yanaştı?
Batı dünyası Doğal gaz’da tamamen Rusya’ya bağımlı.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinden sonra doğan krizde, enerjisiz batının bir
hiç olduğu ortaya çıktı.
Ve Batı, Kuzer Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile bir anlaşma
yaparak Kürt gazının Avrupa’ya taşımak istedi. Bu gazın güvenilir ve daha düşük
maliyetli olarak Avrupa’ya ulaşması için Türkiye topraklarının kullanılması
lazım. Bunun üzerine Türkiye’den ve Türk kelimesinden nefret eden batılı
liderler tek tek Erdoğan’ın elini öpmeye geldi Ankara’ya ve kelimenin tam
anlamı ile diz çöktüler.
Aldığım çok sağlam bilgilere göre Türkiye de bu gazdan
payını almanın yanısıra, Batı’nın PKK’ya verdiği desteği kesmesini ve
Türkiye’nin Terörle mücadelesine burnunu sokmamasını ve terör örgütünün propagandistliğini
bırakmalarını çok açık bir şekilde istiyor. Batılılar da buna “evet” demek zorunda kalıyorlar.
Ve Türkiye’nin PKK’yı kesin bir şekilde bitirme, terör
örgütünün Suriye bağlantı yollarını kapama operasyonuna karşı Avrupalılar
susmak zorunda kaldılar.
PKK’nın peşine katılıp bugüne kadar Suriye, ABD, İran,
Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, İsviçre, Finlandiya, Danimarka,
Norveç, Avusturya BAE, Rusya vs… için leş olan Kürtler böylece bir kez daha
satışa geldiler. Hem de temelli bir satış.
PKK’nın bitirilmesi operasyonuna bizzat İsrail de destek
veriyor. Çünkü İsrail, kendi gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya satmak istiyor.
Bunun için iç güvenliğinin sağlam olduğu bir Türkiye onların da işine geliyor.
Batı, kendi çıkarları için kendini ve en kutsal değerlerini
dahi gözünü kırpmadan satar.
Bu son satış, sırtını batıya dayayarak Ortadoğu ve Asya’da
faaliyet gösteren her örgüte ders olmuştur umarım.