Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
ABD dünyayı ateşe atıyor
Erdal Şimşek
ABD dünyayı ateşe atıyor
10.04.2022 Pazar 09:00

Hatırlarsanız önceki analizlerimizde ABD’nin Japonya ve Kore’yi silahlandıracağı iddiasını ortaya atmıştım. Bu iddiamı da şu gelişmelere dayandırmıştık:

Japon medyasından okuyabildiğim kadarıyla Japon hükûmeti, Bir milyon askeri donatacak, lojistiğini sağlayacak askeri teçhizat ve levazım fabrikaları kuruyor. 

Ayrıca, Rusya, Ukrayna’yı işgal ettiği sırada Japonya Kurill adaları üzerindeki hak iddiasını yineledi. Kurill adaları Rusya ve Japonya arasında büyük bir kriz. Ada Japonların olmasına rağmen 2. Dünya savaşı sonrasında Ruslara bırakıldı ve şimdi Japonya adaların bırakıldığı devletin Sovyetler birliği olduğu ve Sovyetlerin yıkılmasından dolayı adanın kendilerine kaldığını öne sürüyorlar. Bir gün bu Kurill adalarının Japonya için savaş sebebi olacağını herkes biliyor ve bekliyor.

İşte o gün bugündür. Rusya, Ukrayna’da batağa saplandı. ABD, Putinsiz ve silahlı gücü çok zayıflatılmış bir Rusya planını hayata geçiriyor. Bu çerçevede Rusya Batıda bataklıkta debelenirken Doğu’da Japonya ve Güney Kore üzerinden yeni bir cephe açacaktır. 

Bu cephe ile Rusya için çöküş tam anlamı ile başlamış olacaktır. Bunun için Japon ordusunun büyütülmesi ve güçlendirilmesi gerekiyor. Rusya’da kontrol altına alınmak istenen veya etkisiz bırakılmak istenen bölge geçen yüz binlerce asker gerekli. Bu da Japon insan gücünden oluşturulacak. Japonya’ya takviye olarak da Güney Kore ordusu devreye konacak. Çünkü Kore, Savunma sanayiinde de oldukça ilerleyen bir ülke. Aynı şekilde Japonya da elektronik harp konusunda hayli mesafe kat etmiş durumda. 

Ve Japonya’nın asker sayısını 1 milyona çıkaracağını belirtmiştik.

Ve ne hikmetse yerleşik Türk basını bu konuyu ne görebildi, ne de okuruyla paylaşabildi. Dış politika konusunda yazanlar, ekranlarda gerdan kıran “Sütdyo Uzmanları” sanki bu olaydan haberdar dahi değiller. 

Ve maalesef, üzülerek, hem de çok üzülerek söylüyorum ki o karanlık, kanlı günlerin artık resmen başladığını söyleyebilirim. 

Bu gün o kanlı günlere 7 Nisan günü Belçika’nın başkenti Brüksel’de başlayan NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı ile start verildi. 

NATO tarihinde ilk kez Dışişleri Bakanları toplantısına üye olmayan iki ülkenin Dışişleri akanları katıldı. 

Ve tahmin ettiğiniz gibi bunlar Kore Cumhuriyeti ve Japonya İmparatorluğu Dışişleri Bakanları oldu.

Bu toplantı ile birlikte NATO, bırakın Avrupa’da gelişmesini, Asya Pasifik’te de genişleyeceğinin kesin işaretini vermiş oldu. Çünkü bu toplantıdan önceki Dışişleri Bakanları toplantısına Avusturalya ve Yeni Zelanda da katılmıştı. 

Hatırlarsanız, daha önce ABD ve İngiltere’nin birlikte Avusturalya, Kanada ve Yeni Zelanda’yı da içine alan AUKUS, yani Avusturalya, Birleşik Krallık ve Birleşik Devletler adlarının İngilizce kısaltılmış olarak (AUKUS) paktını kurdular. Ve bu pakta, nükleer enerji ile çalışan denizaltıları da katacaklarını dünyaya ilan etmişlerdi. 

O sıralarda gerek yazılarımda ve gerekse katıldığımız programlarda bu silahlı kuvvetin, Çin’i “Asya-Pasifikte boğup Çin Denizi’nde hapsatmeyi hedefleyeceğini belirtmiştik. Ve bizim hesaplamadığımız bir durumu daha devreye koydular, NATO’yu da Asya_Pasifik yayılma alanına çektiler. Aslında bir bakıma bu iyi olarak da görülebilir. Yeni düzende en azından Asya Pasifik konusunda NATO ittifakı üyesi ülkelerin de söz hakkı olmuş olur. 

Ancak AUKUS’la eş zamanlı olarak ABD-İngiltere-Avusturalya üçlüsü, Rus ve Çin Hipersonik füzelerine karşı ortak hipersonik füze ve savunma sistemleri üretme anlaşması yapmışlardı. Bütün bunları bir araya getirip şöyle masaya serdiğimizde önümüzdeki o karanlık kötü tablo netleşiyor. 

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Alexander Milley, Temsilciler Mevlisi ve Senato’da yaptığı konuşmada Çin’e silahlı saldırıda bulunacaklarını açık açık söyledi. Kelimesi kelimesine şu cümleyi sarf etti Milley: “Çin yönetiminin Tayvan’a yönelik bir askeri harekatında ne ile karşılaşabileceğini bizim bu günden çok iyi anlatmamız gerekir. Tayvan’a yönelik herhangi bir Çin saldırısına karşı bu ülkeyi askeri olarak koruyacağımızı çok iyi bilmek zorundadırlar.”

ABD, bu tehditle hem çini kışkırtmış hem de o bölgeyi nasıl bir cehennem topuna çevireceğini çok net bir şekilde belirtti.