Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
128 Milyar Dolar Nerede?
Erdal Şimşek
128 Milyar Dolar Nerede?
10.04.2021 Cumartesi 14:06

Malum Amerikan medyasının neredeyse tamamı Trump’a karşı cephe almış ve iktidarının son ününe kadar onunla savaşmışlardı. Ve Trump, bu savaşta galip gelmişti. Trump’a karşı cephede yer alan Netflix isimli yayın platformu, The Great Hack isimli bir belgeselle bunun öyküsünü anlatıyor. Tabi Trump’ı şeytanlaştırarak. Ama herkesin mutlaka izlemesini tavsiye ederim.

O belgeselde “Algı”nın “Olgu”yu nasıl yendiği o kadar güzel anlatılıyor ki.

Ve aynı oyun, yeni ABD başkanı Joe Biden’nin “our boys” (bizim çocuklar) dediği Türk muhalefeti tarafından bire bir sergileniyor. Hükümetin sosyal ve dijital medya sahasındaki beceriksizliği ve iş bilmezliği yüzünden, bir Sosyal Algı Ajansı üzerinden Türkiye’nin kaderi neredeyse tamamen değiştirilecek.

Hükümet, özellikle ana muhalefetin gerçek dışı beyanlarına karşı sürekli açıklama yaparak kendini savunur pozisyonda oluyor. Ve tabi artık günümüz dünyasında kamuoyu, ilk ortaya atılan iddiaya inanır. Siz o iddianın ne kadar yalan ve iftira olduğunu anlatsanız bile kamuoyu bunan inanmıştır. Çünkü, internetin gelişimi ve yayılması ile birlikte kitlelerin algılarının yönetimi ve yönetilmesi konusu da aynı paralelde geliştirilmiş ve tek elden yönetilebilir hale gelmiştir artık.

Hükümetin sosyal ve dijital medya alanındaki pasifliği maalesef Türkiye için hiç de hayra bir durum arzetmiyor. Örneklersek:

Muhalefetin son iddiası, hükümetin 128 milyar Dolar’ı iç ettiği/çaldığı iddia bir hatfadır ortada dolanıyor. Gözünü Erdoğan’La siyasete açan ve Erdoğan öncesi Türk siyasetini bilen iki nesil de maalesef bu yalana inanma ve ya bu yalanı kabullenme durumu ile karşı karşıya. Kendi sosyal çevremin büyük bir kısmı Erdoğancıdır. (AK Partili değil). Ve bu çevremden beni gören, 128 milyar Dolar’ın çalınıp çalınmadığı olayını kısmi inanarak soruyor. Maalesef bu konuda da hükümet çok gecikmeli olarak kamuoyunu bilgilendirmeye çalıştı.

Bu gecikmenin bir çok sebebi vardır. Ama kanaatimce başta Bakanlıklar olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarının tepe yönetimlerinin koordinasyonsuzluğu bunun amil sebeplerindendir. Ve çeyrek yüzyılı aşkın meslek tecrübesine dayanarak (ki yurtdışı merkezli bir çok yayın kuruluşunda da çalıştım) şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu koordinasyonsuzluğun önemli sebeplerinden biri de kurum tepe yöneticilerinin küçük dağları yaratma psikolojisi ile “güç zehirlenmesi” yaşamalarıdır. 

TRT ve dünyanın en eski ajanslarından biri olan Anadolu ajansı gibi iki dev kitle iletişim ve haberleşme kurumunu elinde bulunduran hükümetin, ana muhalefetin yalan ve iftiralarını yayan trollere yenilmesi kabul edilebilir bir durum değil.

Şimdi 128 milyar Dolar’ın hikayesine gelelim:

Sağolsun Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı derli toplu bir medya bilgilendirme metnini gönderdi de bizim dağınık bilgilerimizi derli toplu hale getirdi.

Bizim başından beri dile getirdiğimiz, “iç edildiğini iddia ettiğiniz 128 milyar Dolar, tamamen şu şu yatırımlara aktarılmıştır” sözümüzü tek tek “eşeğe anlatır gibi” izah etmiş İletişim Başkanlığı. Umarım Bu açıklamayı başta ana muhalefet Lideri Sayın Kılıçdaroğlu ve sayın Meral Akşener bu açıklamayı anlarlar. Ve iletişim başkanlığı, söz konusu paranın nerelere gittiğini, hangi yatırımlara dönüştüğünün basit yolunu anlatıyor. İlk olarak, herkese açık olan Merkez Bankası bilançolarında bunun bulunduğunu belirterek hepsini kalem kalem anlatıyor:

“TCMB'nin döviz rezervleri 2000-2001 döneminde 20-25 milyar dolar düzeyindeydi. Rezervler ilk kez 50 milyar dolar çıtasını 2005 sonunda, 100 milyar dolar çıtasını ise 2012 yılı ortasında geçebildi. Kasım 2013'te 135 milyar dolara yaklaşarak, en yüksek rakamı görmüştür. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 2002 yılında sadece 238 milyar dolar iken, 2019 yılında 761 milyar dolar seviyesine yükselmiştir. Kişi başına GSYH ise bu dönemde 3 bin 608 dolardan 9 bin 213 dolara yükselmiştir.

 • Ocak 2020'den itibaren dünyayı, marttan sonra ise Türkiye'yi etkisi altına alan Kovid-19 pandemisi nedeniyle Türkiye, 2019'a göre, mal ihracatında 12 milyar, hizmet ihracatında ise 30 milyar dolarlık bir kayıp yaşamıştır. Bu nedenle, Cumhuriyet tarihinde ilk kez, 2019'da yıllık bazda 6,8 milyar dolar fazla veren cari işlemler dengesi, 36,7 milyar doları açık vermiştir. En basit haliyle 2019'a göre cari işlemler dengesinde 45 milyar dolar sapma yaşanmıştır. Bu sapmanın tamamı TCMB'nin döviz rezervleriyle karşılanmıştır.

 • Kovid-19 salgının ilk şokunun yaşandığı dönemde, dünyada dolar likiditesinin sıkıştığı anda, ödemeler dengesinin devamlılığını sağlamak için Merkez Bankası'nın rezervlerini kullanmak elzemdi. Bu yaşanan süreçte TCMB elindeki rezervleri kullanmasaydı istihdam, büyüme, reel sektör, bankacılık kesimi dahil her sektörü etkileyen bir ekonomik kriz ile karşı karşıya kalınabilirdi. Her kriz ortamında dillendirilen faiz artışlarıyla bu süreç atlatılamazdı.

 • 2020 yılında tüm dünyayı kökten sarsan pandemi şokunun ekonomik ve toplumsal etkilerinin sonucunda dövize olan talep artmıştır. Artan talebi karşılamak için Türkiye ya IMF’e gidecekti ya da faizleri şok bir biçimde arttırarak kendi reel sektörüne zarar verecekti. Ancak, Türkiye bu yolları tercih etmemiş ve reel sektörün döviz ihtiyacını karşılamak için TCMB rezervlerini kullanmıştır.

• Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Birliği (UNCTAD), Kovid-19 salgınının geçen yıl dünyadaki tüm ekonomileri ciddi şekilde etkilediğini ve trilyonlarca dolarlık gelir kaybına uğrattığını; salgınla birlikte ülke ekonomileri ciddi gelir kayıplarına uğrayarak küçüldüğünü ancak birkaç ülkenin ekonomisinin beklenmedik bir şekilde direnç göstererek diğer ülkelerin aksine büyüdüğünü açıklamıştır. UNCTAD raporunda, Türkiye'nin, 2020 yılında sürpriz bir şekilde 1,6 oranında büyüme kaydettiğini; Türkiye’nin salgınında ekonomiyi kurtarmak ve ekonomik durgunluğu önlemek amacıyla yaptıkları harcamalar sayesinde bu ülkelerde emtia ve varlık fiyatlarının büyüme üzerinde olumlu etkisi olduğu ve sürpriz bir şekilde ekonomilerinde büyüme gerçekleştiğini belirtmiştir.

 • Öncelikle, en az 41 milyar doları 2020 yılının ödemeler dengesi açığını kapatmak adına, en az 30 milyar doları da reel sektörün, bankacılık sektörünün ve hane halkının döviz açık pozisyonunu döviz varlıklarını artırarak kapatması amacıyla kullandırılmıştır. Yani, ekonominin işleyişi çerçevesinde, 30 milyar dolar yine Türkiye ekonomisinde bir yerden başka bir yere aktarılmıştır.

 • TCMB’nin uyguladığı etkin politika sayesinde Türkiye, bütün finans, döviz, para piyasalarının dengesini bozma potansiyeli taşıyacak derecede büyük boyutlu bir finansal operasyonla başa çıkabilmiştir. Türkiye'nin Şubat 2021 itibariyle döviz rezervi ise 95,5 milyar dolar iken, Nisan ayı başında 87,6 milyar dolardır. Türkiye'nin uyguladığı etkin ekonomi politikaları ile üretim devam etmiş ve Kovid-19 küresel salgını sürecinde toplam 311 Milyar TL'lik destek ve teşvikler hayata geçirilmiştir.

 TCMB DÖVİZ REZERVİNİN 18 YILLIK SEYRİ

   2002: 27,5 milyar dolar

 2005 sonu ilk kez 50 milyar dolar çıtasını aştı

2012 ortası: 100 milyar doları geçti

 Kasım 2013 Gezi provokasyonlarına rağmen 135 milyar dolara yaklaştı

Ekim 2017: 117,8 milyar dolar

Ağustos 2018: ABD Başkanı Trump'ın Türkiye'ye ekonomik operasyonları ve kur saldırıları başladı.

Eylül 2018: 84,7 milyar dolar

Şubat 2020 (ekonomi yönetiminin tedbirleriyle): 107,7 milyar dolar

Şubat 2021: 95,5 milyar dolar

Nisan 2021: 87,6 milyar dolar

Özetlersek CHP lideri Sayın Kılıçdaroğlu’nun ve Meral Akşener hanımın “128 milyar Dolar buhar oldu” iddialarının bir yalan veya iftira olduğunu söyleyebiliriz. Lakin, milyonlarca seçmenlerine olan saygımızdan dolayı en hafifinden “tabanlarına yanlış açıklamalarda bulunmuşlar diyelim.

Kovid-19 pandemisi nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi, TCMB döviz rezervleri de azalmıştır. Diğer ülkelerden farklı olarak ise, Türkiye pandemi sürecinde büyüme sağlayan ender ülkelerden birisidir. Türkiye 2020 yılında G-20 ülkeleri arasında 2’inci, dünyada en yüksek büyüme oranına sahip 4’üncü ülke olmuştur. Bu gerçeği yok sayarak 128 milyar dolar nerede sorusunu soracak cesareti bulmak ekonomi cehaletinden başka bir şey değildir.