Avrupa'daki Sosyal Medya Düzenlemeleri

Günümüzde medya 4'üncü güç olarak kabul edilirken, sosyal medya da güç olma yönünde hızla ilerliyor. Sosyal medyayı 5'inci güç olarak tanımladığımız bu dönemlerde bu gücün kullanılması da önem teşkil ediyor. Her güç gibi, sosyal medya gücünün de yanlış kullanılması; kişiler, kurumlar ve özellikle hükümetler için büyük risk teşkil ediyor. Kontrolsüz sosyal medya, birçok alanda kötü niyetli olarak kullanılırken, bunun hükümetlere yansıması ise daha büyük çaplı oluyor.

Özellikle terör propagandası sosyal medyada çok rahat bir şekilde yapılabiliyor. Yine, ülke içi karışıklıklar da sosyal medya üzerinden yapılan yönlendirmeler ile önlenemez boyutlara taşınıyor. Buna; Arap Baharı, Gezi Parkı ve yakın dönemde ABD'de başlatılan George Floyd protestoları örnek olarak gösterilebilir.

ABD'de 'Afro Amerikan' bir vatandaşın polis şiddetine maruz kaldıktan sonra hayatını kaybetmesi protestoları da beraberinde getirmişti. Fakat iyi niyetli başlatılan protesto gösterileri sosyal medyada vatandaşların yönlendirilmesi ile boyut değiştirdi ve ülke iç savaşın eşiğine geldi.

Bu durumda birçok komplo teorisi üretilerek, açıklamalar yapılabilir. Bunlardan biri 'ABD'de karışıklık yaratmak isteyen ülkelerin olayları köpürterek yönlendirmesi ve ülkede karşılık' yaratma isteği olabilir. Ya da ülke içinde hükümete karşı grupların yine sosyal medya gücünü kullanarak protestoların boyutunu değiştirme amacı olabilir.

Bunlar ve buna benzer komplo teorileri sürekli olarak malzeme olarak kullanılırken, bu tip olayların gerçekliği de gözlerden kaçmamalı!

Türkiye'deki FETÖ yanlısı birçok hesabın olduğu ve bu hesapların hükümete karşı yapılan her eylemde etkin rol oynadığı yakın geçmişte hala hafızamızdaki yerini koruyor. Son günlerde kişilere artan saldırılar ise artık kesinlikle sosyal medyanın kontrol altında tutulması gerektiğini gözler önüne serdi. Başak Demirtaş ile başlayan süreç Esra Erdoğan Albayrak ile devam etti ve sonrasında düzenleme yapılma kararı alındı.

Özellikle bu kişilere saldırıyı gerçekleştirenlerin PKK ve FETÖ yanlısı olması da az önce bahsettiğimiz komplo teorilerinin gerçeğe yansıması olarak karşımıza çıkıyor.

Düzenleme haberlerinden sonra, sosyal medya kapatılıyor algısı yaratılmaya çalışılsa da yine bu algıyı yaratanların, sosyal medyada yönlendirme yapanlarla aynı olması durumun ne kadar da vahim olduğunu gösteriyor. Yapılacak olan düzenlemeler sadece Türkiye'de değil Avrupa ve ABD'de de uygulanıyor. Türkiye'de yapılan düzenleme için de Almanya ve Fransa modelleri örnek olarak gösteriliyor.

ALMANYA'DA SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

Almanya'da 1 Ocak 2017 tarihinde sosyal medyaya düzenleme getirildi. Bu düzenleme kapsamında sosyal medyada yer alan, sahte haberler, nefret söylemleri ve yasadışı içerikli paylaşımların önüne geçildi. Almanya'da Facebook, Twitter, Reddit ve YouTube gibi platformlarda yer alan zararlı içeriklerin 24 saat içerisinde ortadan kaldırılmasına karar verildi. Kaldırılmayan zararlı içerikli paylaşımlar için ise 50 milyon euroya kadar ceza verilebiliyor.

FRANSA'DA SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

Fransa'da da sosyal medyada düzenleme yapılması konusunda görüş birliğine varıldı. Yalan haberin yayılması durumunda; haberin silinmesi, kullanıcının üyeliğinin askıya alınması ve haberin yayıldığı site ya da kişisel hesaba erişim engellemesi gibi yaptırımların düzenleme içinde yer alacağı belirtiliyor. Fransa, bu tip paylaşımların silinmemesi halinde sosyal medya şirketlerine 1.25 milyon euroyu bulan para cezası kesebiliyor.

İNGİLTERE'DE SOSYAL MEDYA DÜZENLEMESİ

İngiltere hükümeti de sosyal medya şirketlerinin terör içerikli paylaşımları silmemesi durumunda bunlara ceza uygulanacağını gündeme getirdi. İngiliz vatandaşlar sosyal medya platformları üzerinde yaptığı paylaşımlarda, İletişim Yasası'nın 127'nci maddesini ihlal ederse 6 aya kadar hapis cezası ya da 5 bin sterline kadar para cezası alabiliyor.

Avusturalya da sosyal medya suçlarına yönelik ağır yaptırım uygulayan ülkelerden biri. Bu kapsamda hükümet, sosyal medyada yapılan suçlara yönelik olarak hem şirkete hem de paylaşımı yapan kurum ya da kişiye yüklü miktarda para cezası kesebiliyor. Ülke yasasına göre sosyal medya suçuna yönelik hapis cezası da bulunuyor. Şirketin yöneticilerine ve paylaşım yapan kurum ya da kişiye hapis cezası verilebiliyor.

Bu durum Avrupa Birliği gündeminde de yer aldı. Bu kapsamda birlik 2019 yılında aşırı olan ya da terör propagandası içeren yorumların 1 saat içinde kaldırılmasına karar verdi. Bu yorumların silinmemesi durumunda ise para cezası kesilebiliyor. Birliğin aldığı bu düzenlemelere üye ülkelerin tamamından destek geldi.