Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Teknoloji Bağımlılığı ve Bilinçli Sosyal Medya Kullanımı
Semra Aydın
Teknoloji Bağımlılığı ve Bilinçli Sosyal Medya Kullanımı
06.01.2020 Pazartesi 12:15

Yeni medya; “iletişim teknolojilerinin gelişmesi” ve “sosyal medya uygulamalarında ki çeşitliliğin artması” nedeniyle hayatımızdaki ağırlığını her geçen gün artırıyor. Bugün sosyal medya uygulamaları artık hayatımızın bir rutini haline geldi diyebiliriz. Bireysel mahremiyet ve kamuya açık paylaşım olgusu her ne kadar zıt kavramlar olarak ele alınsa da, birbirleriyle iç içe geçmiş durumdalar. Sosyal medyanın zaman ve mekândan bağımsız paylaşım yapmaya imkân vermesi, mahremiyet sınırlarının da değişmesine neden oldu. Bu nedenle son zamanlarda medyanın farklı mecralarında da yer alan ve özellikle çocukları tehdit eden bazı sosyal medya uygulamaları, aileleri de haklı olarak tedirgin ediyor.

California Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, sosyal medya kullanımının çocuklar ve gençler üzerindeki olası negatif etkilerine odaklanıyor. Buna göre, arkadaşlarının veya akrabalarının içki içerken ya da sigara içerken fotoğraflarını Facebook üzerinden gören çocuklar, bu tür alışkanlıklar geliştirmeye daha meyilli oluyor. Öte yandan UCLA’nın Beyin Haritalama Merkezi’ndeki araştırmacılar, sosyal medyada beğeniyle takdir edilmenin, beyin taramalarında beynin ödül merkezlerini harekete geçirdiğinin görüldüğünü belirtiyor. Bu durum, ödüllendirilme beklentisi konusunda çok hassas olan, özellikle büyüme çağındaki çocukların neden sosyal medyaya girdiğini kısmen açıklayabiliyor. Uzmanlara göre kaç kişinin yayınlarını izlediklerinden, ne kadar hoşlanıldıklarından, kaç kişinin onları takip ettiğinden haberdar olmak zaman zaman çocuklarda pasifleşme ve sessizleşip içine kapanmaya neden olabiliyor. Bazı durumlarda beğeni yorumları, çocukların kendilerini düşündüklerinden daha önemli hissetmelerine yol açabiliyor.

“Bir çocuğun düşünce dünyasındaki küçük bir değişim, bütün dünyayı değiştirebilir” bakış açısıyla, bu küçük dünyada yer alan her detaya dikkat etmeli, her ayrıntıyı anlamaya çalışmalıyız. Sosyal medya, eğitim ve bilgi temini konularında oldukça faydalı ve eğlenceli olduğu gibi çocuklar için riskler de taşıyabiliyor. Ancak sırf riskleri var diye çocuğa sosyal medya yasağı getirilmeli mi? Çocuklar sosyal medyayı nasıl kullanmalı? Ebeveynlere bu noktada nasıl görevler düşüyor? Gibi soruları sormak kaçınılmaz oluyor tabi ki…

Ailelerin çocuklara karşı aşırı korumacı davranıp sosyal medyayı yasaklamaları ile çocukları sınırsızca özgür bırakması aynı tehlikeli alan diyebiliriz. Çocuklar sosyal medya araçları sayesinde kendi düşüncelerini dış dünyaya ifade etme şansı buluyorlar. Çocukların sosyal medya platformlarında yazdıkları şeylerin duyulabilmesi, kendilerini dünyanın dinlediği hissi, yine çocukların fikir ve kişilik gelişimlerinde oldukça etkili. Faydası var da zararı yok mu? Tabi ki zararları da mevcut. Kendisini ifade edebilen bir çocuk, paylaştığı içeriğin nerelere ulaştığının genellikle bilincinde olmuyor. Bu noktada maalesef aileler bilgisiz ve çoğu zaman yetersiz kalabiliyor. "Eyvah çocuklar sosyal medyada!" şeklindeki panik hali yasak koymalarına neden oluyor. Ama yasak koymak da çözüm olmuyor. Peki çözüm ne?

Bu noktada aileler kadar okul ve öğretmenlere de büyük iş düşüyor. Okul yönetimleri önce aileleri sonra ise çocukları bu konuda bilinçlendirmeliler. Eğer gerekli önlemler alınırsa ne çevrimiçi riskler var olur ne diğer zararlar. Tabi ki aileler de önyargılı davranmamalı ve konuyla ilgili gerekli eğitimleri alarak bilinçli davranmalılar

Özetle söylemek gerekirse, çocuklarımızın kullandığı teknolojik aletlere derinlemesine tarayıcı programlar yüklesek, yeni güvenlik duvarları eklesek veya çocuklara dijital güvenlik konulu özel eğitimler versek de, yeni medya hayatımızda oldukça çocuklarımız faydalı içerikler kadar, zararlı içeriklerle de her zaman karşılaşacaklar.

Çocuklarımıza yeni teknolojilerle “rekabet” etmeyi öğretemeyiz belki ama değerlerini bilmeyi ve korumayı, adaletli ve vicdanlı olmayı, özgür düşünmeyi, takım çalışmasını, başkalarını önemsemeyi, müzik- kültür ve sanat gibi güzel şeylerin önemini öğretebiliriz. Çocuklarımıza öğreteceklerimiz, yapay zekaların bildiklerinden daha farklı olursa, yapay zekalar çocuklarımızı yönetemez ve çocuklarımız yeni medyanın tehlikeli alanlarında da daha güvenli hareket edebilirler.

Semra Aydın Avşar

Aile Danışmanı