Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Kritik Kararlar ve Haklı İtirazlar
Hasan Birgül
Kritik Kararlar ve Haklı İtirazlar
21.12.2020 Pazartesi 12:48

ABD Hazine Bakanlığı, CAATSA Yasası’nın 231. maddesi kapsamında, Rusya’nın Rosoboronexport şirketinden S-400 hava savunma sistemi aldığı gerekçesiyle, Türkiye Cumhuriyeti Savunma Sanayi Başkanlığı ve kurumun üst düzey yöneticilerine yaptırım uygulama kararı aldı. 

Diplomatik savaş: Devletlerin belirli konularda fikir ayrılığına düşmeleri sonucu birbirlerini bundan dolayı yargılamalarıdır. ‘’Silahsız yapılır’’. Yeri geldiğinde devletler birbirlerine ambargo uygular. Bu yazdığımı abes bulmayın lakin birkaç aydır, Türkiye Dış Politikası Diplomatik Savaş’ın içinde. AB ayrı yerden sıkıştırıyor. ABD başka bir alandan sıkıştırarak sonuç almaya çalışıyor. Diplomasi böyle nereye kadar gidebilir ki;

 Geçmiş dönem ABD-Türkiye krizlerine bir göz atalım saygıdeğer okurlar;

1962 Jüpiter füze krizi, 1964 Johnson mektubu, 1974 Haşhaş ekimi, 1974 Silah ambargosu, 1975 Üslerin kapatılması 1 Mart 2003 Tezkeresi, 4 Tem 2003 Çuval krizi, 2016 FETÖ Terör Örgütü 2017 Vize, 2018 Rahip Brunson, 2019-2020 S-400/CAATSA, 2012-PYD/PKK Terör Örgütü başka daha ne kaldı ki diplomatik olarak adım atmayalım isterseniz. Artık bu yaptırımlardan çok sıkıldım. Özellikle; ABD’nin bu politik ambargocu sistem anlayışını güncellemesi gerektiğini düşünüyorum.

ABD müttefik mi sizce?  Bence ABD artık dış politikasını yaptırımlara adamış bir ülke olma yolunda emin adımlarla gidiyor. Amerika gibi müttefikin varsa zaten düşmana gerek yoktur. Karşımızda kritik ve anlamsız bir yaptırım kararı alan ABD’ye karşı haklı itirazımızı yazmalıyız. TV Haber tartışma programlarına bakıyorum. Sağlığı konuşan kişi çıkıp yaptırım kararını konuşuyor. Spor eleştirmenliği yapan kişi Joe Biden Dış Politikası komplo teorilerini anlatıyor. Valla bu kadar çok bilmişin içinde öğrenmeyi her zaman daha olumlu bir adım olarak görürüm.   Türkiye 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında 1975 yılında silah ambargosuyla yine zorlu bir dönemde karşı karşıya kalmıştı. Türkiye ne zaman haklı bir itirazda bulunsa müttefiki Amerika’nın yaptırımı ile karşılaşıyor. 2017’de ABD Kongresi tarafından oy çokluğuyla onaylanan CAATSA, esas itibarıyla sinsi düşman olarak görülen İran, Rusya, Çin ve Kuzey Kore’ye karşı uygulanmıştı. Fakat bir NATO ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri düşmanları için uyguladığı bu yasa kapsamındaki yaptırımları ilk defa bir başka NATO ülkesi olan Türkiye’ye karşı uyguluyor. Müttefik dost olarak ben bir yaptırım uygulayayım diyor. Jerusalem Post'ta yayınlanan bir analiz dikkatimi çekti açıkçası; analizde belirtildiği gibi ekonomik olarak üç kıtayı kapsayan ve her alanda bir köprü olarak önemli rol oynayan, savunma sanayiinde yüzde 70'ten fazla milliliğe ulaşan, 700'ü aşan savunma projesini başarıyla yürüten bir Türkiye gerçeği, ABD'yi, AB'yi, İsrail'i, İran'ı ve bazı Körfez ülkelerini ciddi anlamda tedirgin ettiği anlaşılıyor. Bölgede yükselen bir güç olduğu için aşağı çekilmek isteniyor. ABD, NATO üyesi Yunanistan, Bulgaristan ve Slovakya dahil olmak üzere 20'den fazla ülkenin Rusya'dan hava savunma sistemi almasına göz yumdu ve yine S-400 almak için görüşmeler ve anlaşmalar yapan Suudi Arabistan ve Katar'a karşı herhangi bir hamlede bulunulmamış, yaptırım kararından feragat etmiştir.  Analizler gösteriyor ki; 

S-400 konusu olmasaydı bile başka bir bahane ile şüphesiz Türkiye'ye karşı bir harekette bulunulacaktı.

Ambargonun gerekçesi, asıl neden Türkiye’nin son beş yılda bölgesinde Amerika’nın oyunlarını bozan bir aktör olmasından kaynaklanıyor. Joe Biden yönetimi, 21.yüzyılın zorluklarını anlamak için acilen Amerikan politikasını güncellemesi gerekmektedir. Trump’ın ve kongrenin aldığı kararlar enkaz niteliğindedir. ABD’nin 46. Başkanı seçilen Joe Biden, dış politikasını üç ana merkez etrafında çerçevelemek istiyor. Amerika'nın arkadaşları ve müttefikleri ile yeniden etkileşim kurmak, uluslararası örgütlere katılımımızı yenilemek ve askeri olmayan güç araçlarına daha fazla güvenmek. Çin ve diğer ülkelerin yarattığı zorlukların yanı sıra küresel salgında iklim değişikliğine kadar değişen ulus ötesi tehditler göz önüne alındığında, vahim bir tablo çıkıyor. Her koşulda ambargoya sarılan ABD sancılı bir sürecin içinde olduğunu bizlere gösteriyor. Ayrıca; bu CAATSA yasası sadece Türkiye için değil başta Almanya ve Avusturya olmak üzere Rusya ile enerji boru hatları konusunda iş birliği yapan Avrupa ülkeleri için de risk teşkil etmektedir. Rusya'dan 5,48 milyar dolarlık S-400 anlaşması yapan Hindistan ve Moskova ile savunma iş birliği yapan Endonezya da CAATSA yaptırımlarına maruz kalması beklenen ülkeler listesinde hazin sonlarını bekliyorlar. Rusya’ya karşı neden hala hamle yapmadı ben merak ediyorum mesela; halbuki asıl hedef sinsi düşman Rusya’dır.

NATO’dan İtidal Çağrısı

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, ABD’nin S-400 satın alması nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulamasından büyük üzüntü duyduğunu belirterek, Türkiye ve tüm NATO müttefiklerine çözüm yollarını arama çağrısında bulunuyorum dedi. Stoltenberg, şu anda önemli olan Türkiye ve ittifak için zor olan bu duruma nasıl bir olumlu çözüm bulabileceğimize bakmaktır. Açıklamasını yaptı. Kısaca diyor ki ben etkisiz elemanım siz kendi aranızda halledin bu meseleyi.

Senatörleri Unutmayalım

Türkiye’ye yönelik alınan yaptırım kararı hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat senatörler tarafından olumlu bir hamle olarak bulundu. Amerikan Senatosu Dış İlişkiler Komitesi’nin Cumhuriyetçi Başkanı Jim Risch, söz konusu yaptırımların çok daha önce devreye sokulması gerektiğini savunurken, bunun, kaçınılmaz bir sonuç olduğunu aktardı. Demokrat Partili senatör Chris Van Hollen de Kongre’nin Trump’ı Türkiye’ye yaptırım uygulamaya mecbur bırakan kararından duyduğu memnuniyeti basın mensuplarına açıkladı.

Türkiye’nin bu krizin çözümü için çeşitli sistemleri değerlendirmesi ve en doğru anlaşma kararını vermesi gerekmektedir. Bu konuda muhalefet ile iktidarın ortak bir duruş sergilemeleri kesintisiz şarttır. ABD, çok önemli bir devlet ve müttefik bir ülkedir; ancak kriz sürecinin aşılması için iki tarafın da istekli olması gerekmektedir. Zor koşulları görüp geri adım atmak olmamalıdır. Tam bağımsız müreffeh ve güçlü bir Türkiye için, Milli Teknoloji hamlesinden vazgeçmemeliyiz.