Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Bir Kötünün Yedi Mahalleye Zararı Var!
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın
Bir Kötünün Yedi Mahalleye Zararı Var!
05.03.2020 PerÅŸembe 15:18
Zaman zaman bazı atasözleri ve vecizeler neden söylenmiÅŸtir diye hep düÅŸünür dururdum. Mutlaka bir hadiseye ve tecrübeye baÄŸlı olarak serdedildiÄŸi muhakkaktır!

Mesela;

“BÄ°R KÖTÜNÜN YEDÄ° MAHALLEYE ZARARI VAR!”

“ASALET BATMAZ! BAL KOKMAZ! KOKARSA YAÄž KOKAR, ÇÜNKÜ ASLI AYRANDIR!”

“ANASINA BAK, KIZINI AL!”

“ÅžEBÄ° KAYNATIRSAN OLUR MU ÅžEKER...!”

Ve daha niceleri...

Ä°nsan okudukça, düÅŸündükçe ve öÄŸrendiklerini, tecrübeleri ile muhayyelesinde muhakeme edebildiÄŸi ve çıkarımlar yaptığı müddetçe, birbirini tamamlayan ve matematiksel birlikteliklerinin çok daha fazlası ile katmanlar tarzında bir güç oluÅŸturan bilimin, meçhuller diyarında yeni yeni kapılar açtığına ÅŸahit olmaktadır.

Anlamanın ve anlamaya çalışmanın, inanmak ve inanmaya çalışmaktan daha önemli bir erdem olduÄŸu prensibinden hareketle, Newton fiziÄŸi ile izah edemediÄŸimiz birçok atom altı hadiselerin, Kuantum fiziÄŸi ve biyolojisi düÅŸünce ve kaideleri çerçevesinde daha anlaşılabilir hâle getirilmesi, yakın bir zaman önce yine bu köÅŸede yazdığım bir makalede ifade ettiÄŸim gibi, nörobilimde de (Neuroscience), “Nörokuantum” fikir ve araÅŸtırmalarını kaçınılmaz kılmıştır.

Nörokuantum, “Nöron”u çok daha iyi anlamamıza, hayatı daha gerçekçi analiz edebilmemize ve hatta vecize-özdeyiÅŸ ve aforizmaların bilimsel olarak da dayanaklandırılabilmesine vesile olmuÅŸtur/olacaktır.

Bilim dünyasının en önde gelen ve en güvenilir dergilerinden biri olan Cell’de, 13 Haziran, 2019’da, Posner ve arkadaÅŸları tarafından “Neuronal Small RNAs Control Behavior Transgenerationally” baÅŸlıklı bir makale yayımlandı (https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0092867419304489). Bu araÅŸtırmada, bilim insanları grubu, nöronlardaki küçük RNA’lar (small RNAs) üzerinden germline genlerin yardımıyla davranışların kuÅŸaklara aktarımı olabilirliÄŸi üzerine çalışmalar yapmıştır.

Bu araÅŸtırmada, endo-siRNA’ların davranış ve öÄŸrenmeden ve bunların genetik aktarımından sorumlu olduÄŸu, bu RNA’lardaki double-stranded RNA (dsRNA)-binding protein RDE-4 (RNAi deficient 4) proteini olan ve olmayan (knockout) nematodlardan Caenorhabditis elegans (C. elegans)’da kemotaksi (canlı hücrelerin kimyasal uyarıya gösterdiÄŸi yaklaÅŸma ve ya uzaklaÅŸma hareketi) deneyinde karşılaÅŸtırma yaptıklarında, RDE-4 proteini olmayanlarda bilgi, kemotaksiye karşı aktarımın söz konusu olmadığı ve sonraki kuÅŸakların yanıt veremediÄŸi tespit edilmiÅŸtir.

Yakın bir gelecekte mümkün olabileceÄŸini düÅŸündüÄŸüm, vurguladığım ve kaleme aldığım bir makalemdeinternet baÄŸlantılarının yanında; hafıza, düÅŸünce, hissiyat ve tecrübelerimizin yedeklenebileceÄŸi ve transfer edilebileceÄŸi öngörüsü ve Prof. Dr. Roger Penrose ve Prof. Dr. Stuart Hameroff’un nöronlar arasındaki nanotüblerin her ihtimaliyeti kaydettiÄŸi düÅŸüncelerinden hareketle, bütün bunların kuÅŸaklara aktarımı söz konusu olabilmektedir.

Ä°stikbalde, bu aktarımın matematik modellemesi mümkün olunca, tecrübelerimiz gelecek kuÅŸaklara da aktarılabilecektir!

Farkındayım, bu yazdıklarım “Nörofilozofi” köÅŸem için biraz fazla bilimsel bir izahat oldu. Lakin bütün bunlar, “Weismann bariyerinin olmadığı, Lamarck’ın teorisindeki zürafanın boynunun uzun olmasında” (hard) haklı olamayacağı, ancak deneyim aktarımında (soft) haklı olabileceÄŸi hakikatini ortaya koyuyor olması çok fazla önem arz etmektedir.

Böylece çocuklarımız bizim tecrübelerimize, rüyalarımıza ve hayallerimize, RNA’larımız üzerinden sahip olabilecekleri fikrini de gündeme getirmektedir.

“Ä°nsanları ve toplumu yeterince eÄŸitebilmek için birkaç kuÅŸak öncesinden baÅŸlamak gerekir!” sözünün doÄŸruluÄŸunu, nörokuantum açısından izah etmek de bilimsel bir haz veriyor insana.

Böylece “BÄ°R KÖTÜNÜN YEDÄ° MAHALLEYE ZARARI VAR!” ve bu çerçevedeki daha birçok atasözünü daha iyi anlamamız mümkün olmaktadır!

Nörokuantum iÅŸte böyle bir ÅŸey…

Bu nedenle, tekrar dikkat çekmek gerekirse; bilimsel destekli bu düÅŸüncemi bir aforizma demeti hâline getirerek, kulaklara küpe olması temennisi ile burada zikr etmek istiyorum.

“Çocuklarımız tecrübelerimize, ideal, hayal ve rüyalarımıza, kiÅŸisel RNA’larımız vasıtası ile sahip olabilirler!

KiÅŸisel davranış ve tecrübelerimiz genlerimize kaydoluyor ve evlatlarımıza aktarılıyor!

Nöronlarımızdaki kiÅŸisel endo-siRNA’lar, tecrübe, davranış ve öÄŸrenmeden ve bunların kuÅŸaklara genetik aktarımından sorumlu olabilirler!

Zira nöronlarımız her gün çevreden elde ettikleri bilgileri depoluyorlar, analiz ediyorlar ve kiÅŸisel tecrübe hanemize yazıyorlar!”

Tekrar hatırlatmak istedim!

Ya fukara beyinlerin ukala fikirlerinin itibar gördüÄŸü, art niyetli siyasi ve politik mülahazalara ne demeli…

“Bûm nevbet mîzedend der târem-i Efrâsiyâb.

Perdedâri mîkoned der kasr-ı Kayzer ankebût!”

(Ä°mparator Alp Er Tunga-Efrasiyab’ın kulelerinde hâkimiyet alâmeti olan davulu çalma iÅŸi de baykuÅŸlara düÅŸmüÅŸ. Kayzer’in sarayında örümcekler teÅŸrifatçılık yapıyor!) beytinin muhatap olduÄŸu beyinlere (!) sen gel de anlat!

Kısmen ilmî olan bu makalemizi, bestelenen ve Türk Sanat Musikimizde icra edilen (https://youtu.be/xSM1JfMauKk) (https://youtu.be/9MLYHnZ6eOM) bir rubaimizle, sizleri baÅŸ baÅŸa bırakarak bitirelim. Evet… Ben “Hicran”a meftûn, “Hicran” da “Ben”sizliÄŸe…

Beste: Âmir AteÅŸ

Güfte: Ä°smail Hakkı Aydın

Makam: Nihavent

ÂÅžIÄžIM BEN

— • — — /— • — — /— • — — /— • —

(Fâilâtün, Fâilâtün, Fâilâtün, Fâilün)

Âşığım ben, gönlümüzden her zaman sevdâ geçer.

DöktüÄŸüm gözyaÅŸlarımdan, kan revan deryâ geçer.

Her bahârın gülÅŸeninden beklerim Hicrân’ımı,

GördüÄŸüm her gonca gülden bir perî Leylâ geçer.