Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Yeni Bir Dönem
Hasan Birgül
Yeni Bir Dönem
14.06.2021 Pazartesi 12:12

İsrail başbakanının siyasi rakipleri, ülkenin en uzun süre görev yapan başbakanının saltanatına son verebilecek ve siyasi çıkmazı çözebilecek bir koalisyon hükümeti kurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun saltanatının sona erip Lapid 'in ülke için "Yeni Bir Dönem" olarak adlandırdığı dönemin başladığını artık net bir şekilde görebiliriz. Aslında İsrail siyasi bürokratları ve kamuoyunun amacı Netenyahu’nun vadettiklerini yerine getirememesi ciddi bir siyasi maliyet ödeyeceğinin işaret fişeğiydi. İki yıl içerisinde 4 seçim gerçekleştiren İsrail’ de zaten siyasi bir çıkmazın olduğu çok net gözüküyordu. Fakat dış politikalarındaki birbirinden farklı önemli hatalar bu süreci adeta bir kargaşa ortamına götürdü. Yerleşimci yanlısı Yamina Partisi’nin başkanı Naftali Bennett ilk iki yıl başbakanlık yapmaya hazırlanırken, bundan sonra merkezci Yeş Atid Partisi’nin başkanı Lapid geri kalan iki yıl için dışişleri bakanlığında görev alacak. Yeni hükümet ayrıca sol partiler Meretz ve İşçi Partisi, merkezci fraksiyon Mavi ve Beyaz, ilave sağ fraksiyonlar Yisrael Beiteinu ve Yeni Umut'u da kapsayacak. İslamcı Birleşik Arap Listesi de koalisyona katılarak bir Arap İsrail partisi için tarihi bir ilke olarak yorumlanabilir saygıdeğer okurlar.


İsrail'in ülke gündemini iki senedir meşgul eden mevcut siyasi tablo yaklaşık 6,3 milyon seçmenin oy kullandığı ülkenin seçim sistemine göre hükûmetin kurulabilmesi için, 120 sandalyeli Knesset’te en az 61 milletvekilinin bir araya gelmesi gerekmektedir. Fakat son iki yılda gerçekleşen seçimlerin her birinde hükûmeti oluşturmak için gerekli asgari 61 milletvekiline ulaşılamaması nedeniyle seçimlerin tekrar edilmesi gerekmiştir. İsrail’de seçim barajının 2014 yılından beri %3,25 gibi düşük bir oranda olması retorik açıdan bakıldığında farklı siyasi görüş ve yaklaşımların parlamentoda temsil edilmesine olanak oluşturmaktadır. Tek başına iktidara gelmenin hayli zor olduğu bu yapı içinde genellikle birden fazla partinin ittifak oluşturarak blok hâlinde seçimlere katıldığı görülmektedir. 61 milletvekilinin bir araya gelmesi şeklinde salt çoğunluğa dayanan bu sistem, tek bir vekilin bile çok değerli olduğu bir tabloyu gözler önüne sermiştir. Fakat tüm bunlar İsrail seçimlerinin ne kadar saçma bir sistem doğrultusunda olduğunu bizlere gösteriyor. İsrail'in apartheid sistemi altında sistemsel bir demokrasi yoktur saygıdeğer okurlar.

İsrail’de Neler Oluyor?

Son iki yıl içerisinde 4 seçim gören İsrail’de,  ülkenin yeni Cumhurbaşkanı ve yeni Başbakanı ile birlikte yeni hükümeti belli oldu. Böylelikle, 2009’dan bu yana kesintisiz olarak Başbakan olarak görev yapan Binyamin Netanyahu’nun sancılı iktidarı da son bulmuş oldu. İsrail’in 11. Cumhurbaşkanı sol kökenli bir siyasetçi olarak dikkat çeken Isaac Herzog olurken, ülkenin yeni Başbakanı da aşırı sağcı genç siyasetçi Naftali Bennett oldu. 120 koltuklu İsrail parlamentosu Knesset’de 2 Haziran 2021 tarihinde yapılan oylamada, 1960 doğumlu İsrail İşçi Partisi eski Genel Başkanı, milletvekili ve bir dönem Bakanlık da yapan Yahudi Ajansı Başkanı Isaac Herzog, görev süresi Temmuz ayında dolacak olan 10. Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin yerine 87 oyla İsrail’in 11. Cumhurbaşkanı olarak seçildi. Herzog karşısında yarışan kadın siyasetçi Miriam Peretz ise 27 oy aldı ve yarışı kaybetti. 7 yıl süreyle bu makamı temsil edecek Herzog, 2028 yılına kadar ülkesinin Cumhurbaşkanı olarak görev yapacak. Parlamenter sistemin geçerli olduğu İsrail’de Cumhurbaşkanı’nın yetkileri daha çok sembolik düzeyde kalmasına karşın, İsrail Cumhurbaşkanlığına soldan gelen bir siyasetçinin seçilmesi, son yıllarda giderek artan aşırı sağ çizgiye geçen İsrail siyaseti ve demokrasisi adına iyimser bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Nitekim ABD Başkanı Joe Biden da göreve seçilmesinin hemen sonrasında İsrail’in yeni Cumhurbaşkanı Herzog’u arayarak kendisine tebriklerini iletmiştir. İsrail’de 23 Mart 2021 tarihinde yapılan genel seçimlerden birinci olarak çıkan merkez sağcı Likud Partisi lideri Başbakan Binyamin Netanyahu, seçim sonrasında koalisyon hükümeti kurma çabalarında başarılı olamamış ve hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı Reuven Rivlin’e teslim etmişti. Netanyahu ve Likud’un beklentisi, önceki zamanlar da olduğu gibi, muhalefet partilerinin de kendi aralarında birliği sağlayamamaları ve 5. defa sandığa gidilmesi yönündeydi. Geçtiğimiz haftalarda İsrail’de yaşanan büyük olaylar ve Mescid-i Aksa’da yaşanan yangına bağlı olarak gelişen kutuplaşma da, Netanyahu ve partisinin yeni bir seçimde oy artışı yapmasına olanak sağlayabilecek gibi gözüküyordu. Fakat İsrail’de beklenmeyen bir şey oldu ve birbirine hiç benzemeyen, siyasi fikir ve programları birbirine taban tabana zıt olarak kabul edilebilecek bazı partilerden oluşan ve 8 partinin dâhil olduğu geniş tabanlı koalisyon, ülkedeki ikinci büyük parti durumundaki liberal çizgideki Yesh Atid ''Gelecek Partisi veya Gelecek Var'' partisi lideri Yair Lapid’in çabaları sayesinde oluşturulabildi. Aşırı sağcı Yamina Partisi lideri 1972 doğumlu genç siyasetçi Naftali Bennett, İsrail’in yeni Başbakanı seçildi. Fakat koalisyon anlaşması gereği, Bennett 2023 Ağustos’a kadar Başbakan olarak görev yaptıktan sonra, görevi koalisyonun mimarı olan yani sistemi kurtaran adam Yair Lapid’e bırakacak. Bir zamanlar İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya yakın olanların şimdi onun arkasından kuyusunu kazan kişiler olduğunu vurgulamakta fayda var. Eski İçişleri Bakanı Gideon Sa'ar,  Avigdor Lieberman, 1990'larda Başbakan'ın özel kalem müdürü, Naftali Bennett, ofis müdürü ve Adalet Bakanı Ayalet Shaked'in yanı sıra Netanyahu'nun koalisyon hükümetinin başkanı Ze'ev Elkin önemli lobi çalışmaları gerçekleştirerek Netenyahu'nun kuyusunu kazdılar aslında iyi yaptılar çünkü Netenyahu ve ailesi ölümcül bir hastalık gibi sürekli sömürü sistemiyle saltanatlarına devam edeceklerdi. En yakın çalışma arkadaşları Bibiyi karanlık odaya gönderdi.

İsrail’in çiçeği burnunda Başbakanı Naftali Bennett de kuşkusuz İsrail için çok önemli isim. Bennett, 2013 yılından beri ülkesinde Ekonomi Bakanlığı (2013-2015), Dini Hizmetler Bakanlığı (2013-2015), Diyaspora İşleri Bakanlığı (2013-2019), Eğitim Bakanlığı (2015-2019) ve Savunma Bakanlığı (2019-2020) gibi önemli görevlerde bulunmuş genç fakat tecrübeli bir isim. Geçmiş dönemde Netanyahu’nun özel kalem müdürü olarak görev yapan, sonrasında ise Yahudi Evi Partisi’nde siyaset yapan Bennett, bir dönem Yeni Sağ Parti’de siyaset yaptıktan sonra Yamina Partisi’ne katılmış ve bu partinin lideri olmuştu. Amerikalı göçmen ve çok zengin bir aileden gelen Bennett, ülkesinde özel kuvvetlerde komando olarak görev yapmıştır.  Netanyahu gibi aşırı milliyetçi ve çok dindar bir isim olarak bilinmektedir. İsrail’in Yahudi Devleti olmasını destekleyen Bennett, Batı Şeria, Doğu Kudüs ve Golan Tepelerinin de İsrail’in tarihsel hakkı olarak kendilerinin toprağı olması gerektiğini savunarak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları ve uluslararası hukuk kurallarını hiçe saydığını açıkça belirtiyor. Hukuksuzluk şiddetli bir şekilde devam edecek gözüküyor. Her konuda sertlik yanlısı bir isim olan Bennett, iki devletli çözüme karşı çıkıyor ve İsrail’deki Araplara karşı tutuklama ve yargılama gibi yöntemlerden ziyade idam ve öldürme yöntemlerini tercih ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla, Bennett’in Başbakanlığı döneminde Filistin sorununda veya Türkiye ile ilişkilerde herhangi olumlu bir gelişme beklemek pek de gerçekçi gözükmemektedir. Hatta Bennett, tüm Filistin’in İsrail toprağı olduğunu savunuyor ve Filistinlilerin devleti olarak Ürdün’ü işaret ediyor olması şaşırtıcı durumların olacağını bizlere göstermektedir. 2013 yılında “Ben birçok Arabı öldürdüm ve bunda bir problem görmüyorum.” diye tepki çeken bir açıklama da yapan Bennett, ABD’deki Biden yönetimiyle de uyumlu çalışması zor gözüken bir siyasi figürdür. Yeni koalisyonun dış politikada önceliği diğer ülkelere vereceği kanısında. Öncelikle iç meselelere odaklanacak olan hükümet için ABD ile ilişkileri sürdürme, Birleşik Arap Emirlikleri ile kurulan bağların istikrarı, Ürdün ve Mısır'la iletişim ve diplomasi, açıkçası şuan ki duruma bakıldığında hemen Türkiye ile ilişkiler ve diplomasi oluşmayacak. Bu nedenle, İsrail’de yeni kurulan geniş koalisyon hükümetinin başarı şansı çok da yüksek gözükmüyor. Koalisyonun bir diğer kritik bileşeni ise İslamcı Arapların desteklediği Birleşik Arap Listesi veya Ra’am olacak. Bu nedenle, bu partinin lideri olan 1974 doğumlu olan Mansur Abbas ismi İsrail siyasetinde giderek önem kazanacak gibi gözüküyor. Hatta bu sebeple, Abbas için “Kingmaker” yani  ''Kral atayıcı'' ifadesi bile kullanılıyor. Seçim sonrasında Netanyahu ile bir koalisyona yeşil ışık yakacağı yönünde eleştiriler alan Abbas, koalisyonun mimarı olan Yair Lapid’in çalışmaları sonrasında koalisyon hükümeti için ikna edilebildi. Asıl mesleği diş doktorluğu olan Abbas’ın siyasi isteklerini şu şekilde özetlenebilir: İsrailli Arap toplumuna yönelik dışlama ve ötekileştirmenin sona erdirilmesi, Arap toplumunda artan suç oranının düşürülmesi, İsrailli Araplar için konut sorununun sona erdirilmesi, Filistin Sorununda çözüm yöntemlerinin denenmesi ve Yahudi Devleti yasasının gündemden kaldırılması. Bu süreçten güçlenerek çıkacak isim ise Yair Lapid’dir ve uzlaştırıcı kişiliğiyle, tarzıyla İsrail siyasetinde önemli bir kişi haline geldiği artık tartışılmaz bir gerçek olmuştur. Yeni sistemin mimarı ifadesi abartı değildir.