Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Ortadoğu'nun Papası Olmak
Hasan Birgül
Ortadoğu'nun Papası Olmak
21.03.2021 Pazar 09:29

Papa 2. Jean Paul’un 2000 yılında Irak’ın Ur şehrine hac ziyareti gerçekleştirmek istemişti. Fakat o dönem ki Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin vetosuna takılarak bu seyahat iptal olmuştur. Bu olaylardan tam 21 yıl sonra Katolik dünyasının ruhani lideri ve Vatikan devletinin Başkanı Papa Francis, 5 Mart 2021’de Irak’a ziyaretini gerçekleştirdi. Sansasyonel bir ziyaret olacağı başından belliydi aslında, ziyaretin mekânları,  zamanlaması, görüşülen dini şahsiyetler ve Papa’nın verdiği mesajlar ile kullandığı dil üzerinde konuşularak ziyaretin amacı, hedefi mutlaka sorgulanmalıdır. Tabi ki bu yazıyı baştan savma yazmam beklenemez. Papa’nın ziyaretini büyütüp gereğinden çok anlamlar yüklemenin gereksiz olduğu düşünseniz de, söz konusu iki bin yıllık dini inanç ve ilahiyat etkisinde politika yapan kurum olunca, bu sürecin hemen her karesini farklı açılardan araştırılması gerekir. Papa Francis Irak’ın 5 vilayeti Bağdat, Necef, Zikar, Musul ve Erbil’e gidip temaslarda bulunmuştur. Papa Francis’in aklında hep Irak ziyareti vardı. Fakat Vatikan’daki etkin kardinallerin bu ziyaretin gerçekleşmemesi için ciddi baskılar yaptığı ortadaydı. Papa, önemli etkin kardinallerine rağmen küresel salgının bu kadar etkili olduğu bir dönem de hele ki Irak’ta ki güvenlik zafiyetini de düşünecek olursak bu ziyaretin gerçekleşmesi zor gözüküyordu. Fakat Papa Francis ayağa kalktı elini masaya vurdu. Kardeşlik ve Barış için her şeyi göze alırım dedi ve Irak’a gitti. Komik dimi? Bence komik saygıdeğer okurlar. 

 

Iraklı yetkili makamların mutluluğu gözlerinden okunuyordu. İran çok mutluydu. ABD bu ziyareti ‘’Muazzam iş’’ başlığıyla verdi. Şartlar oluşmuştu ve Papa Francis Irak’a geldi. Ruhani lider Papa’nın ziyareti, Bağdat’ta Cumhurbaşkanı Behram Salih’le görüşerek başladı. İçten bir karşılama gerçekleştirildi. Tatlı tebessümler umut verici bakışlar ve tabi ki beyaz güvercinler uçuşarak bu görkemli ziyareti pekiştirdi. Ne kadar güzel bir tablo değil mi? Affedersiniz sorum şöyle olacaktı. Ne kadar güzel bir antlaşma ve oyun kurma değil mi? Tekrar söylüyorum saygıdeğer okurlar ziyaret gerçekleştirilen mekânlar, bire bir görüşme gerçekleştiren liderler, basılan pullar, yapılan ayinler bize bir yol haritası gösteriyor. Hazreti İbrahim’in doğum yeri olduğu kabul edilen Ur’da Irak’ın ve Ur’un bütün dini

 

 Liderleri ve yetkilileri önemli bir törene katıldı. Musul’a gitti. Işid’in katliam yaptığı katedrale gitti. Fakat benim gözümde en dikkat çeken temas, Necef şehrinde Iraklı Şii din adamı Ayetullah Ali el-Sistani görüşmesiydi. İran’ın gazete manşetlerini görmezden gelemezsiniz. Başlığı olduğu gibi yazıyorum. ‘’Şiilikle Hristiyanlığın’’ ortak zaferi gibi muazzam abartılı başlıklar yer alıyordu. Bildiğimiz üzere Hamaney’in en önemli rakiplerinden biri Sistani, bölgeden takip ettiğim üzere hem ABD hem de Sistani Irak’ta İran yönetiminin etkisinin çoğalmasından ciddi şekilde rahatsızlık duyuyor. ABD için Papa Francis ortak bir zemin arayışındaydı. Joe Biden iyi bir Katolik ve Papaya karşı muazzam bir saygı ve sevgisi var. Böylelikle herkes doğru adreste çıkarları doğrultusunda buluşmuş oldu. Dinler arası barış mesajları deşifrelere yansıyordu. Başlı başına sembolik bir olay cereyan ediyordu. Irak’taki azınlıkların varlıklarını koruması açısından garantör olma rolüne tekrar dönülmüştü. Papa Francis’in Erbil ve Musul’da Kürt siyasiler ve toplum kuruluşlarıyla yaptığı görüşmeler stratejik olarak birçok anlam da içeriyor. Kerkük başta olmak üzere Türkmen bölgelerindeki devlet siyaseti ve baskıcı terör tehdidi Türkmen Hristiyanları da dâhil olmak kaydıyla Hristiyanların göç etmesine yol açmıştır. Bölgede ki etnik din grupları aslında tehdit altındaydı. Güvence ve istikrar için bir girişim net olarak göze çarpıyor. Irak merkezi hükümeti ve IKBY arasında çekişmeli bölgeler arasında bulunduğundan bir uzlaşma olarak da görülebilir. Fakat Sünnilere karşı ciddi bir tavır da söz konusuydu. Tarihi Ur şehrini ziyaret edip İbrahim’i dinlere gönderme yapılarak birlik mesajı verildiğini net olarak okuyabiliriz. Farisi Kum eksenli Şiiliğe karşı, Necef eksenli Arap Şiiliğini ön plana çıkarmak da olabilir. Çünkü Kum ve Necef, Şiiliğinin iki rakip merkez ve sürekli çatışma halindeler. Dini terörizme geçit verilmemesi gerekiyor. Bu ziyaretin bölgesel ve küresel perspektif de yankıları uzun zaman süreceğe benziyor, önemli bir takım sonuçları da aşikâr biçimde karşımıza çıkacaktır.