Aşırı terleme sorunu yaşayanlar dikkat! Bu sorununuzdan 15 dakikada kolayca kurtulabilirsiniz

Vücudumuz ısı dengesini korumak için terleme yöntemi ile kendisini korumaya alır. BU durum bazen normal düzeyde olsa da kimileri için can sıkıcı bir hal alabilmektedir. Aşırı terleme konusunda neler yapılabileceği sık sık araştırılmaktadır. Bu konu hakkında açıklama Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu’dan geldi. Bu sorunu yaşayan kişilerin sosyal ortamlardan kaçındığı toplum içerisine çok girmek istemediği söyleyen Kutlu, terlemenin psikolojik olduğu gibi fiziksel nedenlerinin de olabildiğini ifade etti. Asım Kutlu, hiperhidrozisin (aşırı terleme) türü ya da nedeni ne olursa olsun tedavisinin yapılması gerektiğini dile getirdi. Terleme sorunun ikiye ayrıldığını söyleyen Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, Primer ve sekonder olarak sınıflandırıldığını aktardı. Kutlu, Aşırı terleme yaşayan kişiler için yaşam kalitesini arttıracak açıklamalarda bulundu.

Terleme çocukluktan başlar

Primer hiperhidrozis olarak adlandırılan terleme sorunun çocuk yaşlarda ortaya çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Kutlu, “Aile üyelerinde de bu hastalığa sahip kişiler bulunur ve kadınlarda daha sık görülür. Sıklıkla eller, koltuk altı, ayaklar, baş ve yüz bu durumdan en sık etkilenir. Terleme, hava sıcaklığı, stres gibi dış etkenlerle daha da artabilir”ifadelerini aktardı.

Obezite terlemeye yol açar

İkincil grup olarak bilinen sekonder terleme tipi hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Kutlu, “Obezite, tiroid hastalıkları, bazı ilaçların yan etkileri, menopoz veya kişinin çekingen bir yapıya sahip olması gibi faktörler aşırı terlemeye sebep olabilir. Burada önemli olan kişinin aşırı terleme probleminin farkında olması ve altta yatan patolojinin düzeltilmesi için tedavisinin gerçekleştirilmesidir.”sözlerini dile getirdi.

Terleme kaşıntı yapabilir

Aşırı terleme yaşayan kişilerin terleme şiddetine ve etkisine göre çeşitlere ayrıldığının altını çizen Prof. Dr. Kutlu, vücudun kuru olması durumunda terlemenin el, koltuk altı ve ayaklarda görüldüğünü söyler. Bu kişilerin sosyal hayatlarında da sorunlar yaşadığını dile getiren Prof. Dr. Kutlu, “Aşırı terleme probleminden dolayı kişiler el sıkışmaktan kaçınabilir, bir enstrüman çalarken ya da bir yazı yazarken zorlanabilirler. Bununla birlikte kıyafetlerini sürekli değiştirme ihtiyacı hissedip, sosyal ortamlarda kendilerini rahatsız hissedebilirler. Çoğu psikolojiyi etkileyen bu şikâyetlerin yanı sıra aşırı terleme, fiziksel bazı rahatsızlıklara da sebep olabilir.”dedi. Terleme yaşanan bölge de-cilt renginde de değişiklik olabildiğini aktaran Kutlu, kaşında olabileceğini ve buna bağlı olarak iltihaplanma gibi sorunlarında ortaya çıkabileceğini söyledi. Kutlu, bu sorunun bakteri oluşması ile kötü bir konuya sebep olacağını da vurguladı.

Kalıcı olarak tedavi edilebilir

Genetik olarak ortaya çıkan terleme sorunun tedavisinin olmadığı konusundaki görüşlerin yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kutlu, cerrahi bir müdahale olan endoskopik torasik sempatektomi ameliyatı (ETS) ile sorunun büyük ölçüde çözüme ulaştığını ifade etti.

15 dakikada terleme sorunuzdan kurtulabilirsiniz

Terleme sorunun kişiler tarafından ihmal edilmemesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, tedavi yöntemi hakkında da bilgi verdi. Göğüs cerrahisinin bu konu hakkında detaylı bir inceleme yaptığını ardından kişiye primer hiperhidrozis tanısı konulduğunu söyleyen Kutlu, daha sonra kişilere ameliyat hakkında açıklamalar yapıldığını söyledi. Kutlu, “Operasyon, koltuk altından yapılan 1 santimetrelik kesi ile göğüs içine girilerek video yardımı ile gözlemlenir. Göğüs içine yerleştirilen sempatik zincir bulunur ve hastanın terleme şikâyetine uygun olan seviyelerde zincir kesilip bırakılabilir, yakılıp bırakılabilir, klipslenebilir. Çoğu vakada dren koymaya gerek duyulmadan kesi kapatılır ve aynı işlem karşı tarafa da uygulanır. İşlem yapılır yapılmaz kişi bunun etkisini görür. El ve koltuk altı aşırı terlemesi olan hastalarda bu yöntemin başarı oranı yüzde 95’tir. Operasyon süresi her bir taraf için yaklaşık 15 dakikadır ancak ameliyat öncesi hazırlıklar dolayısıyla bu süre bir miktar uzayabilmektedir.”sözlerini aktardı. Bu yöntemin 18-65 yaş arası, aritmi (bradikardi) problemi olamayan herkese yapılabildiğini söyledi.