30 Ağustos Zafer Bayramı sözleri: En güzel ve anlamlı 30 Ağustos Mustafa Kemal sözleri ve mesajları

Kurtuluş Savaşı’nın kazanıldığı müjdesini veren 30 Ağustos Zafer Bayramı, yarın 100. kez kutlanacak. Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı gün olan bu önemli günün anlamını ve anısını paylaşmak isteyen pek çok insan internet üzerinden araştırma yapıyor. İşte 30 Ağustos Zafer Bayramı sözleri...

29.08.2022-17:02 - (Son Güncelleme: 29.08.2022-17:02) 30 Ağustos Zafer Bayramı sözleri: En güzel ve anlamlı 30 Ağustos Mustafa Kemal sözleri ve mesajları

Türkiye Cumhuriyeti tarihinin kritik öneme sahip günlerinden birisi olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 100. yıl dönümü yarın kutlanacak. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının  Büyük Taarruz Meydan Muharebesi ile birlikte Yunan askerlerini denize dökmüş ve yurdu düşman işgalinden kurtardığı gün olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın anlamını ve önemini belirten sözlerini paylaşmak isteyenler arama motorlarını meşgul ediyor. 

30 Ağustos Zafer Bayramı önemi nedir?

30 Ağustos Zafer Bayramı, 30 Ağustos 1922'de Dumlupınar'da Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün başkumandanlığında zaferle sonuçlanmış olan Büyük Taarruz'u anmak için Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde her sene 30 Ağustos günü kutlanmakta olan ulusal bayramdır.

30 Ağustos Zafer Bayramı

En güzel ve anlamlı 30 Ağustos Mustafa Kemal sözleri ve mesajları

Gençler! Geleceğe güvenimizi güçlendiren ve sürdüren sizsiniz Siz, almakta olduğunuz eğitimle, bilgi ile, insanlıkta üstünlüğün, yurt sevgisinin, düşünce özgürlüğünün en değerli örneği olacaksınız Ey yükselen yeni kuşak! Cumhuriyeti biz kurduk, O'nu yükseltecek ve yaşatacak sizlersiniz (Mustafa Kemal Atatürk)

Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı ise, "Başaracağım" diye başlayarak sonunda "Başardım" diyebilenindir. (Mustafa Kemal Atatürk)

Büyük zaferler, yalnızca büyük milletler tarafından kazanılabilir... Mustafa Kemal Atatürk

Biz Türkler tarih boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz.

Egemenlik, kayıtsız şartsız ulusundur.

Ulusal egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, mahvolur.

İnsaf ve merhamet dilenmekle millet işleri görülemez; millet ve devletin şeref ve bağımsızlığı elde edilemez, insaf ve merhamet dilenmek gibi bir kural yoktur. Türk milleti ve Türkiye'nin çocukları, bunu bir an akıldan çıkarmamalıdır.

Bağımsızlık, uğruna ölmesini bilen toplumların hakkıdır.

Dünyada ve dünya milletleri arasında sükun, huzur ve iyi geçim olmazsa, bir millet kendisi için ne yaparsa yapsın, huzurdan mahrumdur.

Türkiye'nin güvenini amaç edinen, hiçbir başka ulusun aleyhinde olmayan bir barış yolu, her zaman bizim ilkemiz olacaktır.

Biz Türkler, tarih boyunca hürriyet ve istiklal timsali olmuş bir milletiz.

Tam bağımsızlık denildiği zaman, doğal, siyasal, mali, adli, askeri, kültürel ve her alanda tam bağımsızlık anlaşılır.

Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun kesin kararı ve direnişi kurtaracaktır.

Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.

Ya istiklal, ya ölüm.

Büyük ve tarihi olayları ancak büyük milletler yaşayabilir.

Tarih yazmak, tarih yapmak kadar önemlidir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat insanı şaşırtacak bir nitelik alır.

Felaketler insanları, zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sev keder.

Bir millete hizmet eden onun efendisi olur.

Türk çocuğu atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.

Türk milleti kendisi için, kendi geleceği ve kurtuluşu için çalışan kimseleri ve kurullan zorluk karşısında bırakmayacak kadar yüksek vatanseverlik ve yüksek onur duygusuyla doludur.

Yüksek Türk! Senin için yüksekliğin sınırı yoktur. İşte parola budur.

Bu millet, tarihini iftiharla doldurmuş bir millettir. Türk milletinin geleceği, bugünkü evlatlarının doğru görüşü, yorulmak bilmez çalışkanlığı ile büyük ve parlak olacaktır.

Milletimizin saf karakteri yetenekle doludur. Ancak bu doğuştan gelen yeteneği geliştirebilecek metodlarla donanmış vatandaşlar lazımdır.

Kurtulmak ve yaşamak için çalışan, çalışmak zorunda olan bir halkız. Bundan dolayı her birimizin hakkı vardır, yetkisi vardır. Fakat çalışmak sayesinde bir hakkı kazanırız. Yoksa arka üstü yatmak ve ömrünü çalışmadan geçirmek isteyen insanların bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakkı yoktur.

Kürşat Muratcan Kılıç
kursat@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal