Kanal İstanbul’a muhalefet edenlerin ileri sürdükleri gerekçeler, ilgili uzmanlarca ve tabii ki ÇED Raporuyla teker teker çürütüldü. Zaten onların dertleri ne Montrö ne depremin tetiklenmesi ne de su, akıntı, doğal dengenin bozulması gibi sorunlar.
Onların kabusu iktidarın dünya çapında stratejik bir projeye daha imza atması. ülkemizin yüksek katma değer üretecek , ekonomiye ciddi pozitif katkı sağlayacak bir yatırıma sahip olma ihtimali bu kifayetsiz muhterislerin uykularını kaçırıyor.
17 yıl bu iktidarın devrilmesini sabırla beklediler, bir 17 yıl daha bekleyemezler. Sn. Meral Akşener Fatih Altaylı’nın programında “Kanal etrafında yapılaşma olmazsa projeyi desteklerim, yapılaşmadan vazgeçemezler; çünkü bu bir rant projesidir” şeklinde konuşarak asıl meramını ağzından kaçırmıştı. Diğerleri henüz dillerinin altındaki baklayı çıkarmaya cesaret edemiyorlar.
Şimdi bu rant meselesinin üzerinde biraz duralım. Kanal etrafındaki arazilerin çoğu hazineye aittir ve hazineye ait olmayan arazilerin önemli bir bölümü de kamulaştırılmıştır. Kanal İstanbul’un yapılmasıyla rant elde edecek özel kişi ve kuruluşlar veya yabancı sermaye yatırımları devede kulak ölçeğindedir. Yani Kanal İstanbul’un devreye girmesiyle doğacak gayrimenkul rantının yüzde doksandan fazlası kamuya yani millete ait olacaktır.
Kanal etrafında oluşturulacak sadece konut alanında 500 binlik bir nüfusun yaşayacağı hesaba katılırsa, kamunun buradan 300 milyar TL lik bir katma değer elde etmesi beklenebilir. Diğer yüksek katma değerli projelerden ve Kanalın işletilmesinden elde edilecek gelirleri de hesaba kattığınızda milletimizin nasıl karlı bir yatırıma sahip olacağı aşikardır. Uluslararası stratejik bir prestij projesinin manevi hazzı işin başka bir boyutu .
Şimdi bütün ekonomik göstergelerini pozitif yönde etkileyecek ve tabiri caizse ülkeye level atlatacak Kanal İstanbul projesine muhalif olanların önemli bir kısmının zihinlerinin ‘halk fakirleşirse fakirleşsin ,ülke batarsa batsın ;yeter ki bu iktidar başarısız olsun, gömülsün. “ şeklinde hastalıklı düşüncelerle meşgul olduğunu malumunuzdur.
Bu tür marazi düşünce sahiplerine sakın , sakııın , “vatan haini “gibi ağır ithamda bulunmayınız. İktidar şehvetiyle malül, Sn. Erdoğan düşmanlığıyla gözü dönmüş bu kifayetsiz muhterisleri VATAN HAİNLİĞİ gibi ağır bir suçlamayla itham etmek yerine, onlara daha makul ve insaflı sıfatlar bulmak -ki bu sıfatların neler olabileceğini ben de henüz bulamadım - daha isabetli olacaktır