Osman Kavala İçin ABD Dahil 10 Ülkeden Skandal Çağrı! Serbest Bırakılsın

Gezi Parkı ve 15 Temmuz darbe girişimi suçlarından 1 Kasım 2017 tarihinde tutuklanan Osman Kavala için ABD dahil 10 ülkeden Türkiye’ye serbest bırakın çağrısı geldi.

19.10.2021-09:55 - (Son Güncelleme: 19.10.2021-10:43) Osman Kavala İçin ABD Dahil 10 Ülkeden Skandal Çağrı! Serbest Bırakılsın

Gezi Parkı ve 15 Temmuz darbe girişimi suçlarından 1 Kasım 2017 tarihinde tutuklanan Osman Kavala için ABD dahil 10 ülkeden Türkiye’ye serbest bırakın çağrısı geldi. Gezi kalkışması ve FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe girişiminde oynadığı rollerle bilinen ve tutuklu olan Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala için ABD öncülüğündeki yabancı ülkelerden skandal bir çağrı yapıldı. Toplam 10 ülke tarafından yapıldığı belirtilen tehditvari açıklamada, ‘Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz.’ ifadeleri yer aldı. Skandal çağrıya Türkiye'den tepki gecikmedi. 10 ülkenin Ankara'daki büyükelçileri, Osman Kavala'ya ilişkin açıklamaları nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Öte yandan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler.’ dedi. ABD öncülüğündeki toplam 10 ülke piyonları Osman Kavala için Türkiye'ye skandal bir çağrıda bulundu. Gezi kalkışması ve FETÖ'nün 15 Temmuz Darbe girişiminde oynadığı roller sebebiyle tutuklu bulunan ayrıca terör örgütü PKK'ya övgü dizen Kızıl Soros lakaplı Osman Kavala için ABD Ankara Büyükelçiliği'nden bir açıklama yapıldı.

DERHAL SERBEST BIRAKILSIN

Osman Kavala, 1 Kasım 2017 tarihinde Gezi Parkı ve 15 Temmuz darbe girişimi suçlarından tutuklanmasının ardından Gezi Parkı davasından beraat etti. Osman Kavala’nın 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili açılan davalar kapsamında yargılanması devam ediyor. ABD dahil toplam 10 ülke, Türkiye’ye Kavala için serbest bırakın çağrısında bulundu. Toplam 10 ülke tarafından yapıldığı belirtilen tehditvari bir açıklama, ‘Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz.’ ifadeleri yer aldı. Yapılan skandal açıklamada şu ifadelere yer verildi; ‘Osman Kavala'nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir. Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri olarak Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala'nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye'ye çağrıda bulunuyoruz.’ Türkiye'ye yönelik tehditveri açıklamada bulunan 10 ülke ise şu şekilde; ‘Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri’

BÜYÜKELÇİLER BAKANLIĞA ÇAĞRILDI

1 Kasım 2017 tarihinden itibaren tutukluluğu devam eden Osman Kavala için yapılan serbest bırakın çağrısına ilişkin Dışişleri Bakanlığı’ndan açıklama geldi. Daha önce 11 Şubat 2021'de ABD yönetimi, ‘Kavala aleyhindeki aldatıcı suçlamalar, devam eden tutukluluğu ve aleyhindeki davaların birleştirilmesi de dahil olmak üzere yargılamasının sonuçlanmasında devam eden gecikmeler, hukukun üstünlüğünü ve demokrasiye olan saygıyı baltalamaktadır.’ diyerek Türkiye'den Osman Kavala'yı derhal serbest bırakmasını talep etmişti. Bu kez de ABD dahil olmak üzere 10 ülkeden tekrar Osman Kavala için serbest bırakın çağrısı geldi. Bunun üzerine ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin Ankara'daki büyükelçileri, Osman Kavala'ya ilişkin açıklamaları nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı. Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgiye göre, Osman Kavala'nın tutukluluk sürecine ilişkin açıklama yapan ve serbest bırakılması yönünde Türkiye'ye çağrıda bulunan ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ile Yeni Zelanda'nın Ankara'daki büyükelçileri, Dışişleri Bakanlığına çağrıldı.

TÜRKİYE’DE YARGI BAĞIMSIZDIR

ABD, Kanada başta olmak üzere Fransa ve Almanya dahil toplam 10 ülkenin Osman Kavala için Türkiye’ye yaptığı serbest bırakın çağrısına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’dan cevap geldi. Konu ile ilgili açıklama yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, ‘Türkiye'de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler.’ ifadesini kullandı. Oktay, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, bazı büyükelçiliklerin Osman Kavala'nın yargılandığı davayla ilgili açıklamasına tepki göstererek, şunları kaydetti; ‘Görevli bulundukları ülkenin bağımsızlığına sadakat göstermek zorunda olan ve 'yargı bağımsızlığından' söz eden bazı ülkelerin büyükelçileri, hadlerini aşarak 'siyasetin yargıya müdahalesini' talep etmişlerdir. Türkiye'de yargı bağımsızdır ve Türkiye tam bağımsız bir ülkedir. Yargıya müdahaleyi arzu edenler, bu arzularını kendi ülkelerinde gerçekleştirmeye devam edebilirler.’

TÜRK YARGISININ BAĞIMSIZLIĞINA SAYGI DUYMALILAR

1 Kasım 2017 tarihinden beri Gezi Parkı olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi davalarından dolayı tutukluluğu devam eden Osman Kavala için AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten cevap gecikmedi. 10 ülkenin Türkiye’ye yaptığı Osman Kavala’yı serbest bırakın çağrısına Ömer Çelik, sert tepki gösterdi. Yapılan çağrı ile ilgili Ömer Çelik şunları söyledi; Ülkemizde görev yapan diplomatların Türk yargısını etkilemeye yönelik beyanatları kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti egemen bir hukuk devletidir ve Türk yargısı bağımsızdır. Ülkemizde görev yapan diplomatların kendi ülkeleri ile ülkemiz arasındaki ilişkilere katkı yapmalarından memnuniyet duyuyoruz. Buna karşın ülkemizin egemenliği konusundaki yanlış beyanatlarını en güçlü şekilde reddediyoruz. Tüm diplomatik makamların ülkemizin egemenliğine, Türk yargısının bağımsızlığına saygı duymaları ve içişlerimize müdahaleden kaçınmaları zorunludur. Aksi bir tutum, diplomasiyle bağdaşmayan bir sorumsuzluktur.

HUKUK VE DEMOKRASİYE GÖLGE DÜŞÜRMEKTEDİR

ABD’nin başı çektiği Osman Kavala çağrısına İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan da cevap geldi. Konu ile ilgili yaptığı açıklamada Süleyman Soylu, ‘Türkiye Cumhuriyeti, demokratik, hukuk devletidir. Büyükelçilerin yürüyen bir davada yargıya tavsiye ve telkinde bulunması kabul edilemez. Tavsiye ve telkininiz, hukuk ve demokrasi anlayışınıza gölge düşürmektedir.’ ifadelerini kullandı.

HADDİNİZİ BİLİN

10 ülkenin, 1 Kasım 2017’den itibaren tutukluluğunun devam ettiği Osman Kavala için yaptığı yersiz çağrıya tepkiler gelmeye devam ediyor. Toplam 10 ülkenin bir araya gelip yaptığı skandal çağrıya bir Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'den de tepki geldi. Abdulhamit Gül, ‘Diplomatlar, kabul edildikleri devletin hukukuna saygıyla mükelleftir. Anayasamıza göre mahkemelerimize tavsiye ve telkinde bulunmak hiçbir büyükelçinin haddi değildir. Hukukun üstünlüğüne gölge düşüren şey de bu had ve hudut bilmezliktir.’ ifadelerini kullandı. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, bazı büyükelçiliklerin, Osman Kavala'nın yargılandığı davayla ilgili açıklamasına tepki gösterdi. Şentop, Twitter hesabından yaptığı paylaşımında, şunları kaydetti; ‘Türkiye'de devam eden dava hakkında, TBMM'de soru sormak ve görüşme yapmak bile Anayasa tarafından yasaklanmışken, mahkemenin nasıl karar vereceğini söylemek başka ülkelerin büyükelçilerinin hakkı değildir, büyük bir haddini bilmezliktir. İşinize bakın.’

GEZİ VE 15 TEMMUZ DARBE GİRİŞİMİ DAVALARI

Osman Kavala’ya, Gezi Parkı ve 15 Temmuz darbe girişimi suçlamaları kapsamında dava açılmıştı. 1 Kasım 2017’de tutukluluğu istenilen Osman Kavala, yargılandığı Gezi Parkı davasından delil yetersizliğinden berat etmişti. Kavala’nın 15 Temmuz darbe girişimi kapsamında ise tutukluluğu devam etmekte. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Osman Kavala, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Mücella Yapıcı ve Can Dündar'ın da aralarında bulunduğu 16 sanık hakkında dava açılmıştı. İddianameyi kabul ederek yargılama yapan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020 tarihli duruşmada, Osman Kavala, Ayşe Mücella Yapıcı ve Şerafettin Can Atalay'ın da aralarında olduğu 9 sanığın, yüklenen suçların işlendiğine dair mahkumiyete yeter derecede hukuka uygun somut ve kesin delil bulunmadığı gerekçesiyle beraatine yönelik hüküm kurmuş, firari 7 sanığın dosyasını ayırmıştı. Kararın temyiz edildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi (istinaf), Osman Kavala'nın da arasında yer aldığı 9 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozmuştu. Tutuklu sanık Osman Kavala ve eski CIA danışmanı Henri Jak Barkey'in, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin ‘Anayasa'yı ihlal’ ve ‘siyasal veya askeri casusluk’ suçlarından İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı davanın 5 Şubat 2021'deki duruşmasında, mahkeme heyeti, dava dosyasının Gezi Parkı olaylarına ilişkin İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyası arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu gerekçesiyle birleştirilmesine, dosyanın ilgili mahkemeye gönderilmesine hükmetmişti. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 28 Nisan 2021'deki duruşmada, ana dava dosyasında 9 sanık yönünden verilen beraat kararlarının istinaf mahkemesi tarafından bozulduğu ve karar veren bu mahkemeye gönderildiği hatırlatılarak, o kararla birlikte firari 7 sanık yönünden dosyanın ayrıldığına işaret edilmişti. Mahkeme heyeti, 7 firari sanık yönünden ayrılan bu dosyanın, istinaf mahkemesince bozulan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Osman Kavala ve Henri Barkey'in yargılandığı ‘15 Temmuz darbe girişimi’ davası ile yine Kavala'nın 9 sanık ile yargılandığı ‘Gezi olayları’ dava dosyasıyla birleştirilmesine hükmetmişti. Böylece birleşen 3 dava dosyasındaki sanık sayısı 17'ye ulaşmıştı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve hakkında yakalama kararı bulunan firari eski CIA danışmanı Henri Barkey'in FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde oluşturduğu yapılanmayla gerçekleştirme teşebbüsünde bulunduğu darbe girişimi sürecinde de rol aldıkları belirtiliyor. Sanıkların, devletin güvenliği veya iç dış siyasal yararlar bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal ve askeri casusluk maksadıyla temin ettiklerine dair bulgulara erişildiği ifade edilen iddianamede, tutuklu sanık Osman Kavala ve Henri Barkey'in, ‘cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek’ suçundan da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına, ‘devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri, siyasal veya askeri casusluk maksadıyla temin etmek’ suçundan da 20'şer yıla kadar hapsi cezasına çarptırılmaları isteniyor. Sanıkların, darbe girişimini FETÖ adına sevk ve idare eden mahrem sorumlularıyla paralel bir kısım irtibatlarda bulunarak darbe girişimine hazırlık hareketlerinde bulundukları anlatılan iddianamede, sanıkların darbe girişiminin başarılı olması akabinde oluşturulacak yeni yönetim içerisinde legal veya illegal bir kısım görevler alması muhtemel olan kişi ve gruplarla bu yönde koordinasyon maksadıyla girişimde oldukları aktarılıyor. Bu kapsamda sanıkların yoğun olarak yurt içi ve yurt dışı seyahatlerine çıktıkları belirtilen iddianamede, sanıkların olağan dışı yoğunlukta gerçekleşen irtibatlarının darbe girişiminin hazırlığı kapsamında değerlendirildiği kaydediliyor.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal