2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi, Kasım 2016'dan bu zaman en az düzey olan % 9,95'i gördü.
Tahvil-bono piyasasında 2 senelik gösterge tahvilin bileşik faizi, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun hafta sonu yaptığı yeni kredi düzenlemesi ile Merkez Bankası'nın faiz indirimini devam ettireceği beklentisiyle Kasım 2016'dan bu güne en az seviye olan % 9,95'e indi.
BDDK'nın coronavirüsün ekonomik etkilerini hafifletmek ve bankaların kaynaklarını daha verimli bir şeklide kullanılmasını sağlamak adına yaptığı yeni kredi düzenlemesi ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), 22 Nisan'da yapacağı Para Politikası Kurulu görüşmesinde indirim yapılacağı beklentisi, 2 senelik gösterge tahvilin bileşik faizini neredeyse son 4 senenin en düşük düzeyine çekti.
Ocak ayında düşüş eğiliminde giden 2 senelik gösterge tahvilin bileşik faizi şubat ayında uzun bir aradan sonra tek haneye inmiş fakat, coronavirüs salgınının meydana getirdiği belirsizliklere paralel hızla % 12 düzeylerine çıkmıştı.
Nisan ayında % 12,71 ile Kasım 2019'dan bu yana en yüksek seviyeye gelen 2 senelik gösterge tahvilin bileşik faizi, BDDK hükümleri ile Merkez Bankası'nın faiz indireceğine yönelik beklentilerle beraber % 9,95'e indi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener, konuyla alakalı açıklamasında, BDDK'nın aktif rasyo ile alakalı kararının peşinden bankaların 1 Mayıs'a kadar bu oranı tutturmak için tahvil almaya yöneldiğini, böylelikle tahvil faizlerinde 200 temel puanı aşan bir gerilemenin oluştuğunu belirtti.
BDDK'nın hükmüyle beraber politika faiziyle piyasa faizleri arasındaki makasın da minimuma indirildiğini ifade eden Şener, tahvil faizlerindeki bu gerilemeyle TCMB'nin çarşamba günü düzenleyeceği politika faizi görüşmesinde faiz indirimine gitmesinin beklenmesinin de etkili olduğunu belirtti.
Şener, bankaların bu oranı her ay tutturmak zorunda oldukların, aksi durumda ceza ödemek zorunda kalacaklarına işaret ederek," Bu cezalarda özel bankalarda sermayedarlar tarafından karşılanacağı için bankalar cezalı duruma düşmemek adına gayret göstermektedir." dedi.
BDDK'nın döviz mevduat katsayısını da % 1,25'e çıkardığını belirten Şener, böylelikle özel mevduat bankalarının yurt dışındaki döviz varlıklarının en azından bir bölümünün Türkiye'ye getirilip swap sistemine ya da tahvil alımına yarar sağlanmasının hedeflendiğini ifade etti.
Şener, şu ifadeleri kullandı:
"Bundan sonraki süreçte kredilerin tabana yayılması ve KOBİ'lere ulaşması çok önemli. Yeni kredilerde ticari, KOBİ kredisi ve kurumsal kredi dağılım oranı büyük önem arz ediyor. Bu krediler KOBİ'lere ulaştığı takdirde toplumun beklentilerini karşılayacaktır. BDDK'nın bu kararıyla birlikte özel sektör mevduat bankalarının daha çok KGF kredisi ve ivme kredisi vermesi sağlanacaktır."
Ata Yatırım Direktörü Cem Tözge de BBDK’ın açıklamış olduğu aktif rasyosu kararı sonrası bugün tahvillere oldukça ilgi gösterildiğini gördüklerini belirtti.
Aktif rasyosunu 1 Mayıs’a kadar tutturması gereken bankaların tahvil pazarındaki harekette mühim bir rolü olduğuna işaret eden Tözge, "Bankalar açıklanan formülasyonda 0,75 ile değerlenen Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) portföyünü genişletmek için piyasada yoğun şekilde alım yaparlarken, verim eğrisi tüm vadelerde aşağıya kaydı." diye konuştu.
Tözge, şu açıklamada bulundu:
"Özellikle, 1-2 yıllık vadedeki tahvil faizlerinde geri çekilme çok daha net görülmekte (200-250 baz puan). BDDK’ın kararı sonrası yaşanan bu sürpriz hareket sonrası bankalar menkul kıymet cüzdanı kaleminden ciddi kar yazacaklarından, alınan kararın banka hisse senetleri üzerinde kuşku uyandıran olası negatif etkisi dengelenmiş oldu."