Türkiye’nin İlk Üç Sorunu
Prof. Dr. Mazhar Bağlı
Türkiye’nin İlk Üç Sorunu
20.11.2024 Çarşamba 20:57


Kadim dostum gazeteci-yazar Ersoy Dede, benden haber365 sitesi için yazı isteyince doğrusu yoğunluğuma rağmen hem kendisi ile olan hukukumuza binaen hem de ülkenin genel durumuyla ilgili derinden hissettiğim kaygıları dile getirme imkanını zayi etmek istemedim.

Bugün son derece kritik bir süreçten geçiyoruz. Siyaset kısırlaştı, ekonomik durum iç açıcı değil, sosyolojik bütünlük sarsılmaktadır. Bütün bu sorunların kök sorunu ise Kürt meselesidir.

Türkiye öyle ya da böyle bu sorunu çözecek bir yol haritası çizmek zorundadır. Zira ülkenin çevresini saran ve istikrarsızlığa mahkum olan ülkelerdeki temel sorun da budur. Irak’ın temel sorunu Kürt meselesidir, İran’ın baş sorunu da Suriye’nin temel sorunu da budur.

Türkiye bu ülkelerle kıyaslanamayacak kadar güçlü ve istikrarlı bir ülkedir kuşkusuz.

Türkiye’deki Kürtlerin durumu, bahse konu diğer ülkelerdekilerden elbette çok farklıdır. Gerek demokratik sistemin işleyişi gerekse de toplumun yoğun entegrasyonu buradaki sorunu diğerlerinden farklı kılmaktadır.

Ancak bu durum bir rehavete neden olmamalı ve Türkiye bu kaosun kendisine sıçramasını engelleyecek adımlar atmak durumundadır.

Yapılması gereken ilk iş Kürtlerle ilgili nasıl bir politika izlemek istediğine karar vermek ve bunun gereğini de yapmaktır. Yasal ve hukuki bir ayrımcılığın olmaması sosyolojik ve siyasi bir sorunun da olmadığı anlamına gelmiyor.

Meselenin sosyolojik, siyasi ve diplomatik boyutu birlikte aynı ortak akıl ile ve dil ile ve de senkronize bir şekilde ele alınıp üzerinde çalışılması gerekir.

Denilebilir ki şimdiye kadar bu sorunun çözülmesindeki en büyük handikap da budur. Bütün boyutların aynı anda ele alınmamış olmasıdır. Bugün çözüme daha yakınız yarın daha uzak.

Çözüm için ne öneriyorsun diye soranlara tek bir cevap yeterli olacaktır, bu ülkede Kürtlerin kendilerini birinci sınıf vatandaş olarak hissetmemelerinin sorumlusu olarak onları suçlamaktan vazgeçip resmi ideolojinin bir günahının olup olmadığını düşünmeye başlamalarını öneririm.

Bugünlerde işin terör boyutunu büyük oranda halletmiş olmasının sağladığı rahatlıkla kulağımızın üstüne yatmayalım.

Milletin gönlündeki ütopyası ile devletin kızılelmasının birbirinden farklı olmasının sorumlusu halktır demek en kolay ve en basit olan yoldur.

Her bir vatandaşın rüyasını gerçekleştirecek bir kuşatıcılığa sahip olmak için çabalamak gerekir.

Devletin içindeki cuntacı bir ekibin yüzyıla yakın bütün ideolojik aygıtları ve baskı unsurları ile yürüttüğü gayri nizami harbin tahribatlarını rehabilite etmekle de başlayabilirler bir sorun var mı diyenler.

Ez cümle Türkiye’nin ilk üç sorunu; Kürt meselesi, Kürt meselesi ve Kürt meselesidir.