Aydınını Karartan İklim
Prof. Dr. Doğu Ergil
Aydınını Karartan İklim
26.11.2024 Salı 14:12

Son yıllarda yoğun bir entelektüel/aydın karalaması yapılıyor. Diplomasız cahiller, kamu hayatında daha görünür; diplomalı cahiller siyaset hayatında daha etkin hale gelince aydınlık, yani bilgi, sorgulama, ilmin eleştirisel doğası, hurafeyi ve ezberi reddediş onları çok rahatsız etti. Kazandıkları etkenlikle aydınları/entelektüelleri karalama, dışlama ve mahkûm etmekte sınır tanımadılar.

Bunu yaparken belki kendilerini koruyorlardı ama ülkelerinin ufuğunu kararttıklarını, ışığını söndürdüklerini ya fark etmediler, ya aldırmadılar. Geldiğimiz aşamada entelektüel, "ENTEL oldu ve ona "DANTEL" eki geldi. Bu ikinci kelime, entelektüelin daha özenli giyim ve davranış biçimine, görgüsüz cahillerin ruhlarının derinliklerinde yatan haset ve kıskançlık duygusunun dışa vurumu dan başka bir şey değil. 


"Entel-dantel" tamlaması, toplumumuzdaki etnik-dinsel/mezhepsel-siyasal gerilimlerin dışında ciddi bir kültürel ayrışmanın varlığını da ortaya çıkardı. "Entel", "görgüsüz hödüğün" kuşatması altında. Kaybettiği anda, ülke de kaybedecek.


ENTELEKTÜEL YA DA AYDIN NEDİR?


Entelektüel, temel olarak düşünsel faaliyetlere ve bilgiye öncelik veren, eleştirel ve analitik düşünme becerisine sahip bireyi tanımlar.


Entelektüel kelimesi, Latince “intellectus” (anlama, kavrama) kökünden gelir. Dolayısıyla entelektüel, anlama ve kavrama yetisiyle hareket eden, bilgiyi hem bireysel hem de toplumsal düzeyde dönüştürme kapasitesine sahip kişidir. Bu birey, yalnızca bilgi biriktiren değil, aynı zamanda bilgiyi eleştirel bir süzgeçten geçirerek toplumsal meseleler üzerine düşünen ve tartışan bir aktördür.


Entelektüelin toplumsal Rolü: Antonio Gramsci’ye göre entelektüel, toplumsal yapının üretim süreçlerinde belirli bir rol oynar. Gramsci, “organik entelektüel” ve “geleneksel entelektüel” ayrımı yapar. Geleneksel entelektüeller, tarihsel olarak bir sınıfa bağlanmayan, statik bir rol oynayan bireylerdir. Organik entelektüeller ise belirli bir sınıfın ya da toplumsal grubun ideolojisini formüle ederek, o grubun tarihsel mücadelelerinde etkin bir rol üstlenirler.


19. ve 20. yüzyıllarda entelektüel kavramı, özellikle toplumsal hareketlerde, politik mücadelelerde ve eleştirel düşüncenin gelişiminde önemli bir figür olarak belirmiştir. Örneğin, Émile Zola’nın Dreyfus Davası sırasında sergilediği duruş, entelektüelin toplumsal sorumluluğunu yansıtır. Aynı şekilde Sartre ve Foucault gibi isimler de entelektüellerin yalnızca akademik değil, toplumsal alandaki aktif rollerini vurgulamıştır.

Günümüzde entelektüeller, yalnızca akademik alanlarla sınırlı kalmamaktadır. Medya, sanat, teknoloji gibi farklı alanlarda da entelektüel roller ortaya çıkar. Ancak günümüz entelektüellerinin toplumsal etkisi, neoliberal ekonomiler ve dijitalleşme gibi süreçler nedeniyle farklı bir bağlama oturmuştur.


Sonuç olarak, entelektüel, toplumsal, kültürel ve siyasi dönüşümlerin merkezinde yer alan bir aktördür. Ancak bu rol, yalnızca bilgi sahibi olmakla değil, o bilgiyi eleştirel ve etik bir şekilde kullanma becerisiyle anlam kazanır. Entelektüel olmak, bir sorumluluk olduğu kadar bir mücadele biçimidir.