Uyuşturucuya ahlaksızların bireysel tercihi gibi değil, önemli bir kamu sağlığı ve güvenliği sorunu olarak bakma zamanı gelmiştir.
Feramuz Erdin
**
Dün, Kadına
Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Gününe İstanbul’da yaşanan bir aile
katliamı haberiyle uyandık.
İstanbul'da
annesini, babasını, kuzenini ve bir kişiyi silahla öldüren; kız kardeşi, eşinin
kardeşini ve onun eşini de yaralayan Bahtiyar Aladağ aracının içinde aynı
silahla intihar ederek yaşamına son verdi. Aladağ'ın ulaşılamayan eşi, çocuğu
ve kayınvalidesinin cansız bedeni ise Büyükçekmece Gölü kenarında yine silahla
vurulmuş halde bulundu.
Uyuşturucu
kullanma sicilinin kabarık olduğu belirlenen Bahtiyar Aladağ, muhtemelen yine
uyuşturucunun etkisi altındayken aralarında kendi 10 yaşındaki çocuğunun da
bulunduğu toplam 8 akrabasını gözünü bile kırpmadan öldürerek katliam yapmıştı!
KÜRESEL ORGANİZE SUÇ RAPORU TÜRKİYE’YE ÖZEL
BÖLÜM AYIRMIŞTI
Her yıl
yayınlanan Küresel Organize Suç Raporu’nda geçen yıllarda Türkiye’ye yönelik
olan uyuşturucu trafiğindeki önemli artışa dikkat çekilmişti. Türkiye, Güney
Amerika’dan gelen uyuşturucu sevkiyatlarında yeni hedef rota olduğu gibi, doğu
sınırlarımızdan gelen sentetik uyşturucu kaçakçılığına da konu olmuştu. Orta
Asya kaynaklı uyuşturucuda yıllardır bir “güzergah ülkesi” olarak bilinen Türkiye’nin
özellikle sentetik uyuşturucuda “hedef ülke” haline gelmesi karşısında tüm
uyuşturucu ile mücadele planlarının acilen yenilenmesi gerekmektedir.
ASİMETRİK SAVAŞ UNSURU
Uyuşturucunun
askeri tarihte en bilinen kullanımı Hasan Sabbah olayıdır. Hasan Sabbah’ın
uyuşturucu bağımlılığı üzerinden Alamut Kalesi’nde kurduğu fedailer gurubunu
dağıtmak çok zor olmuştur.
Aynı
şekilde, Hong Kong’un Çin’den ayrılması ve İngiliz sömürgesi haline gelmesi ile
sonuçlanan Afyon Savaşları da İngilizlerin Çin nüfusunu afyona alıştırması
üzerine Çin devletinin verdiği karşılık üzerine yaşanmıştır.
Terörizm
gibi uyuşturucu da küresel asimetrik savaşın önemli bir unsurudur. Uyuşturucu
ile de aynı terörizmle mücadele eder gibi mücadele edilmelidir. Genel kolluk,
adalet, eğitim ve toplum sağlığı mekanizmaları buna göre güncellenmelidir.
AİLELER TEDİRGİN
Okulların
gençler ve çocukların aynı zamanda sosyalleşme yeri olması, buraları uyuşturucu
tacirlerinin hedefi haline getirmektedir. Veliler duyup şahit oldukları olaylar
karşısında tedirgin ama yaptırım konusunda bir o kadar da çaresizdir. Başta
okullar olmak üzere uyuşturucu ile mücadelede dört başı mamur ve uygulanabilir
programlar ortaya konmalıdır. Ortak geleceğimizin teminatı olan gençlerimizin
fikren ve bedenen sağlıklı olması için gerekli olan tedbirler bir an önce
alınmaya başlanmalıdır.