Yapay zeka iş dünyası için yeni bir tehdit mi? Uzmanlar uyarıyor!

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Elyesa Koytak, yapay zekanın düşük nitelikli iş kollarını daha fazla tehdit ettiği konusunda uyarılarda bulundu. Koytak'a göre, teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların uzun süredir yaptığı işlerin yerine yapay zeka kullanımı, bir rahatsızlık ve huzursuzluk kaynağı oluşturuyor. Yapay zekanın katılımcı ve yaygın kullanımı, sadece iş kollarını değil, aynı zamanda öğrencileri, eğitmenleri ve daha birçok kolu etkiliyor.

27.03.2024-12:19 - (Son Güncelleme: 27.03.2024-15:08) Yapay zeka iş dünyası için yeni bir tehdit mi? Uzmanlar uyarıyor!

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Doktor Öğretim Üyesi Elyesa Koytak, yapay zekanın özellikle düşük nitelikli iş kollarını tehdit ettiğini ve bazı meslek gruplarında değişimlere yol açacağını belirtiyor. Koytak, yapay zekanın farklı meslek gruplarına olası etkilerini AA muhabiriyle değerlendirdi. Koytak'a göre, yapay zekanın düşük nitelikli iş kollarını tehdit etmesi, teknolojinin tarihinde yeni bir olgu değil. Teknolojik ilerlemelerin her döneminde, o işi yapan insanlar için bir rahatsızlık ve huzursuzluk kaynağı olmuştur. Yapay zeka da bu değişimin son örneği olarak karşımıza çıkıyor. Gelişen yapay zeka teknolojileri, birçok iş kolunda otomasyonu ve verimliliği artırıyor. Ancak bu durum, bazı meslek gruplarının işlerini kaybetmesine veya işlerinin niteliğinin değişmesine neden olabilir. Özellikle düşük nitelikli ve rutin işler, yapay zeka tarafından kolayca yerine getirilebilir hale geliyor.


Koytak, konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:

"Yapay zeka da her meslekte olduğu gibi önce düşük nitelikli iş kollarını tehdit eder. Bu tehdit kelimesi de aslında çok yeni bir deneyim değil. 1700'lerin sonlarında, 1800'lerin başlarında, ilk defa çorap imalatında yoğun bir şekilde buhar gücüyle çalışan hareketli makinelerin kullanıldığı imalathaneler yaygınlaştığında İngiltere'de işçiler buna isyan etmişti. Ludistler veya 'makine kırıcılar' olarak adlandırılan bu işçiler, 'aç kalacağız, açıkta kalacağız' diye hareketlenmişlerdi. Ne zaman bir teknoloji gelse orada öteden beri o işi yapan insanların bir rahatsızlığı, huzursuzluğu olur."

Koytak, toplumsal yapıdaki gelir eşitsizliğinin yapay zekanın alt tabakadaki insanları işsizleştireceği endişesini güçlendirdiğini ifade ediyor. Yüksek gelirli kişilerin işlerini kaybetme endişesinin daha az olduğunu belirten Koytak, yapay zekanın kullanma becerisine sahip olmayanların bu yeteneğe duyduğu ihtiyaca dikkat çekiyor. Yapay zekanın katılımcı ve kapsayıcı bir yapısı olduğunu vurgulayan Koytak, öğrencilerden eğitmenlere, uygulayıcılardan kamu politikası geliştirenlere kadar geniş bir kesimin yapay zeka teknolojilerinden yararlandığını belirtiyor. Bu durumun, yapay zeka teknolojilerinin meslekleri değiştirdiği ve iş dünyasında dönüşüme yol açtığı anlamına geldiğini ifade ediyor.


Yapay zekanın iki yönlü etkileri

Koytak, yapay zeka ve teknoloji bağlamında mesleklerin teknolojiye hassas olan veya olmayan şeklinde ikiye ayrılabileceğini ifade ediyor. Berberlik gibi mesleklerin teknolojiyle seçenek ve hız kazanmasına rağmen özünde bir değişiklik yaşamadığını belirtiyor. Teknolojiye hassas olmanın kötü bir anlam taşımadığını vurgulayan Koytak, özellikle hekimlik, mühendislik, akademisyenlik ve hukuk gibi mesleklerin yapay zekayı uzun süredir kullanarak değiştiğini ve dönüştüğünü dile getiriyor. Yapay zeka kullanan akademisyenler, araştırmacılar ve mühendislerin hız kazandığını ancak yine de teyide ihtiyaç duyulabileceği konusunda uyarıda bulunuyor. Yapay zekanın çift yönlü etkilerinin olduğunu ve sadece karamsar veya optimist yorumlar yapmanın basit bir yaklaşım olduğunu vurguluyor.

Özetle, Koytak, teknolojinin meslekler üzerindeki etkilerini değerlendirirken yapay zekanın meslekleri nasıl değiştirdiğini ve dönüştürdüğünü vurguladı ve sözlerini şu ifadelerle tamamladı:

"Yapay zeka işi bir yandan şahsi ve özgün olanı kısıtlıyor diğer yandan sanatı, bilgiyi, ticareti, meslekleri genel bir kullanıma açıyor. Ayrıca teknolojinin artmasıyla niteliği düşük iş gücüne daha az ihtiyaç duyulacağını ve yoksulluğun bununla bir ilişkisi olduğunu biliyoruz ama biz aynı yapay zekayı yoksulluğun tespiti, bu yoksulluğun çözünürlüklü bir şekilde analiz edilmesinde de kullanabiliriz. Bu da bize adil ve hakkaniyetli bir sosyal politika yapımında çok temel bir bilgi sağlar."


Ceren Pekşen
cerenpeksen@haber365.com
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal