Ünlü yorumcu Tümer Metin, Beşiktaş'ın Dolmabahçe'de 1-0 galip geldiği Altay karşılaşmasının ardından yapmış olduğu açıklamalarla gündeme bomba gibi düştü.
Spor Toto Süper Lig'in 26. haftasında Beşiktaş kendi sahasında İzmir ekibi Altay'ı konuk ettiği karşılaşmada sahadan 1-0'lık galibiyetle ayrılarak bir süredir devam eden galibiyet hasretine son verdi.
Beşiktaş - Altay karşılaşmasının ardından ünlü yorumcu Tümer Metin, mücadelenin ardından yapmış olduğu değerlendirmelerle sosyal medyada büyük ses getirdi. Tümer Metin, yapmış olduğu açıklamalarda ;
ALTAY KARŞILAŞMASINDA BEŞİKTAŞ'IN OYUNU
Önder hocanın güvenli oyun, haftayı üç puanla geçebilmek, içerde üç puanla kapatabilmek adına kafasında kurduğu güvenli oyun Necip-Atiba değişikliğinde bile sahaya sirayet etti. Bir şekilde defansif olarak o bölgeyi sağlam ayakta tutarak hiç gelmeyen bir rakibe karşı bile maçın son bölümünü de düşünen bir Önder hoca profili görüyoruz. Aslında izleyiciler maçın son 5 dakikasına şahit olmasalar, Beşiktaş'ın rahat rahat kazandığı bir maç olarak ifade edebilirdik. Son beş dakika kalesinde gördüğü ızdıraplı anlarla, verdiği pozisyonlarla, kolay geçebileceği bir haftayı zorlanarak bitirdiğini söyleyelim. Çoktan kopmuş olmalıydı maç. Hoca şahittir. Milyon kez de şahit olmuştur. İkiyi hemen bulacaksınız ve fişi çekeceksiniz. Ondan sonra güle oynaya maçı tamamlayacaksınız. Hatta ondan sonrada ekonomik bir şekilde de oynaya bilirsiniz. Benim saydığım üç dört çok net gol pozisyonu var. İçeri atamamak, Beşiktaş'ın sezon başından beri malum sıkıntılarından biri. İştah, arzu geçen seneyi hatırlatan frekanslar var. Oyunda atak devamlılığı, pozisyon üretme, sonlandırma, geçen seneden sekansları gördük. Ama bitirici vuruşta hala sıkıntıları devam ediyor. Fişi çektikten sonra büyük takımlar maçı nasıl bitirir? Bir tane şey bilir, söylerim senelerdir. Topa sahip olacaksın. Topun arkasından koşmayacaksın. Biraz sabırda sıkıntısı var Beşiktaş'ın Her atağı sonlandırmak için coşkuyla rakip kaleye gidiyor. Topa sahip olduüunda her atağa da hücum anlamında bakmazsan. Biraz oynayarak, ayağında tutarak. Hem ekonomik oynamış, Hem de kalenden uzakta tutmuş ve topa sahip olarakta dakikadan çalmış olursun.
LUCESCU'NUN YAPTIRDIĞI İDMANLAR...
Pas oyunu zaman zaman ülkemizde yanlış ifade ediliyor. Her pasın bir amaca hizmet etmesi lazım. Lucescu'nun antrenmanlarında haftanın bir bölümü gerçekten çok basit. 14-15'li yaş gruplarına çalıştırdığı pas antrenmanlarını yaptırırdı. Şampiyon kadroya bunları yaptırırdı. Ben bazen maçı izlerken hakikaten cinnet falan geçiriyorum. Pası veriyor, ne şiddeti doğru, ne kıvamı doğru, ne yönü doğru, ne falsosu doğru. Takım arkadaşına iftira mı atıyorsun, pas mı ? belli değil. Siz sağlıklı 10-12 pası üst üste yaptığınız dakika rakibi de yerinden hareket ettirmiş oluyorsunuz. Yerinden hareket eden rakip de açık vermeye mecburdur. Bir yerde mutlaka açık bulursunuz. Rakip agresifleşir, topun arkasından koştuğu için nefes sorunu yaşar ve üzerinize daha fazla gelir. Bu da akıl ayak işbişrliğini bozan işlerdir. O zaman da sizin kaliteniz devreye girer. Şimdi Ghezzal bu pası yapmıyor. Attığı her pasta buradan tekrar alabilir miyim? Ya da attığım kişi bu pası ne kadar sağlıklı kullanır diye düşünerek atıyor. Bir de Welinton'dan alıyorsunuz pası anlaması dert, alması dert, istemesi dert. Bu takım çok pas yapmış diyorlar mesela. Evet 500'e yakın pas yapmış ama maçı izledim. Amaca hizmet eden pas ne kadar. Sağlıklı, kaliteli pas oyuna hizmet eder.
OYUNA AKIL KOYMAK ZORUNDAYIZ
Ghezzal'ın Vida'ya golde attığı orta değil, pas. Vida'nın ağzına attı topu. Çok doğru yaptı. Bazı oyuncular pası biraz yanlış anlıyor. Pas olur sağlıksız da olur ama o pası neden yaptığına dair oyuna bir şeyler anlatmamız lazım. Biraz orada eksik kalıyoruz. Ligin kalitesi, bu pastanın büyümesi adına verdiğimiz örneklerle ligimizde futbol; ilk akla gelen yerden, senelerin verdiği refleksle, çok basit ezberlere dayanarak oynanıyor. Avrupa'daki makası daraltabilmemiz için hocalar, oyuncular akıl koymak zorunda.
