Rus Barış Gücü, Dağlık Karabağ'dan çekilmeye başladı: Stratejik değişiklikler kapıda mı?

Azerbaycan medyasının aktardığı bilgilere göre, Rus barış gücünden ilk personel ve teçhizat, Kelbecer'deki Hudavend Manastırı'nı terk etti. Bu adım, bölgede daha geniş çaplı bir değişikliğin habercisi olabilir. 

Rusya'nın bölgedeki bu hamlesi, Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov tarafından da doğrulandı. Peskov, Azerbaycan medyasında yer alan haberi teyit ederek, "Evet; bu gerçek, doğru." şeklinde konuştu.

Stratejik değişiklikler ve yeni dinamikler

Dağlık Karabağ'daki bu çekilme, bölgede stratejik değişikliklere ve yeni dinamiklere yol açabilir. Rusya'nın bu kararı, bölgedeki güç dengeleri, enerji koridorları ve jeopolitik stratejiler açısından kritik öneme sahip.

Azerbaycan ve Ermenistan arasında 2020 yılında yaşanan çatışmaların ardından Rusya'nın bölgede barış gücü olarak rol alması, bölgedeki tansiyonun düşürülmesine yardımcı olmuştu. Ancak Rusya'nın şimdi bölgeden kısmen çekilme kararı, bölgede ve bölge dışında yeni bir denge arayışının işareti olarak yorumlanabilir.

Uluslararası reaksiyonlar

Rusya'nın bu adımı, uluslararası arenada da geniş yankı buldu. Bölgede barışın sürdürülmesi ve jeopolitik istikrarın korunması için uluslararası aktörlerin nasıl bir tavır alacağı merak konusu oldu. AB, NATO ve diğer uluslararası örgütlerin, bölgedeki bu gelişmeyi yakından takip ettiği ve olası bir krize karşı hazırlıklı olduğu belirtiliyor. Dağlık Karabağ'daki bu çekilme, bölgenin geleceği açısından belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. Ancak bu gelişme, bölgedeki tüm tarafların bir araya gelerek diplomatik yollarla çözüm bulma ihtiyacını bir kez daha ortaya koyuyor. Bölgedeki barış ve istikrarın korunması, tüm tarafların ortak çabası ve uluslararası işbirliği ile mümkün olacak gibi görünüyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Müşaviri Hikmet Hacıyev ise şu açıklamada bulundu: "Rusya ve Azerbaycan liderleri, Azerbaycan topraklarında geçici olarak görev yapan Rus barış gücü birliklerinin görev süreleri dolmadan önce bölgeden çekilmesi yönünde karar aldı. Artık bu süreç başlamıştır. Azerbaycan ve Rusya savunma bakanlıkları, bu kararın uygulanması için gerekli olan faaliyetleri hayata geçiriyor." 

İkinci Dağlık Karabağ Savaşı sonrası imzalanan anlaşma

 İkinci Dağlık Karabağ Savaşı'nın ardından bölgedeki jeopolitik dengeyi şekillendiren en önemli anlaşma, Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında 10 Kasım 2020'de Moskova'da imzalanan üçlü bildiri oldu. Bu anlaşma, bölgede barışın sağlanması ve savaşın sonlandırılması adına kritik bir adım olarak nitelendirildi.

Üçlü bildiriye göre Ermenistan, Dağlık Karabağ'daki tüm yerleşim yerlerinden çekilmeyi taahhüt etti. Rusya ise bu çekilme sürecini koordine edecek ve bölgede güvenliği sağlayacaktı. Rus barış gücü, Dağlık Karabağ'da bulunan Ermeni nüfusun yaşadığı yerlerin ve stratejik öneme sahip Laçın Koridoru'nun güvenliğini temin edecekti. Anlaşmada belirtilen bir diğer önemli husus ise Rus barış gücünün 2025 yılına kadar bölgede kalmasıydı.

Ermenistan'ın taahhütlerini ihlali

Ancak anlaşmanın ardından Ermenistan yönetimi, taahhütlerini yerine getirmedi ve bölgede zaman zaman gerilimler yaşandı. Ermenistan'ın bu tutumu, bölgedeki istikrarı tehdit eden bir faktör olarak görüldü.

Bu gelişmelerin ardından Azerbaycan, 2023 yılında "Yıldırım Harekatı" adını verdiği tam kapsamlı askeri operasyonu başlattı. Bu operasyonla birlikte Azerbaycan ordusu, Dağlık Karabağ'ın tamamını birkaç gün içinde kontrolüne aldı.

Rus Barış Gücü'nün durumu

Bölgede konuşlu bulunan Rus barış gücü, hafif silahlarla donatılan 1.960 askeri personel, 470 askeri araç ve özel teçhizattan oluşuyor. Bu güç, bölgede istikrarın sağlanması ve anlaşmanın uygulanmasında kritik bir rol oynamaktadır.

Dağlık Karabağ'daki bu gelişmeler, bölgedeki jeopolitik dengelerin nasıl şekilleneceği konusunda birçok soru işareti barındırıyor. Anlaşmanın uygulanması, bölgedeki tüm tarafların ortak çabası ve uluslararası işbirliği ile mümkün olacak gibi görünüyor. Ancak bu süreçte, bölgedeki gerilimlerin artmaması ve barışın kalıcı hale gelmesi için tüm tarafların sorumlu davranması gerekiyor.