Osmanlı’da Çok Partili Hayata Ne Zaman Geçildi?

Osmanlı Devletinde ilk kez I. Meşrutiyet ilan edilmesinden sonra seçim yapılmıştı. 1876 yılındaki bu seçim ile Cumhuriyet’e geçmenin ilk adımları atıldı. Osmanlı'da çok partili hayata geçiş nasıl oldu, hangi dönemde hangi gelişme ile geçilmiştir?

23.07.2020-16:33 - (Son Güncelleme: 05.02.2022-09:13) Osmanlı’da Çok Partili Hayata Ne Zaman Geçildi?

2. Meşrutiyet ilk olarak 1876 yılında ilan edilmişti fakat 1878 yılında Rus savaşı olduğu ileri sürülerek bir süreliğine ertelenmişti. Sonrasında ise 1908 yılında ilan edilmiştir. II. Meşrutiyetin ilan edilmesinde İttihatçı düşünceyi savunanların tarafından Makedonya’da ayaklanma çıkarılmasının etkisi oldukça büyük olmuştur. İşte detaylar...

ÇOK PARTİLİ HAYATA GEÇİŞ

1908 yılında II. Meşrutiyet ilan edilip yeni yönetim anlayışı duyurulmuştur. Bu yeni yönetim anlayışı ilk bakışta bir öncekinden çok daha farklı görünmemektedir fakat zaman içerisinde aradaki farklar çok net anlaşılabilmekteydi.

Osmanlıda çok partili hayata geçiş sürecinde birçok düzenleme yapılmıştır. Buna göre devletin tüm gücü şeffaf olmalıdır. Şimdiye kadar hiçbir zaman, saray, ne yaptığını halka anlatmak durumunda değildi. II. Meşrutiyet ile birlikte kapalı kutu olan siyaset işleri açılarak daha şeffaf hale getirilmiştir. Bu şekliyle yeni sistem kolaylıkla incelenebilir bir yapıya getirilmiştir.

Osmanlıda çok partili hayata geçiş sürecinde gazeteler art arda yayın hayatına başlamışlardır. Cemiyetler de artık aktif olmaya başlamış ve meclisin de açılması işe yapılan her türlü politika halkın gözleri önünde olmaya başlamıştır. Osmanlı devletinde siyaset oldukça ağır bir yapıdaydı. Sadece padişahın desteklediği paşalar ile birlikte yürütülür ve halk siyasete karıştırılmazdı. Yani halk ülke yönetiminde neler olduğunu pek bilemezdi. Yani siyaset halka açık değildi. Osmanlıda çok partili hayata geçiş ile birlikte siyaset artık sokağa da çıkabilen bir yapı haline geldi. Çok partili sisteme geçiş ile siyasi alan adeta er meydanı gibi oldu. Ne yapılacaksa halkın gözünün önünde olacaktı.

İTTİHAT VE TERAKKİ CEMİYETİ

İttihat ve Terakki Cemiyeti 1908 yılına kadar tek bir siyasi görüşü olan ve bu görüşe sonuna kadar bağlı bir cemiyet değildi. Sadece Sultan Abdülhamit’in sergilediği baskıcı yönetim tutumundan dolayı değişik muhalif görüşleri içeren bazı grupların birleştiği bir cemiyet idi.

Fakat bu grupların hepsinin ortak düşmanı olan Abdülhamit’e karşı galibiyet kazandıktan sonra nasıl bir sistem kurulacağı anlaşıldıktan sonra İttihat ve Terakki Cemiyetinin içinde de bazı fikir ayrılıkları baş gösterdi. Osmanlıda çok partili hayata geçiş ile ilgili olarak, İttihat ve Terakki Cemiyetinin içerisinde bir grup, modern devlet anlayışı ve özgürlüğe dayalı bir demokrasinin olduğu yönetimi düşlemekten uzaklaşıldığını düşünmekte ve bu grup cemiyetin içerisindeki bazı kişilere karşı mesafe koymuştur. Dolayısıyla bu kişiler sonraları bazısı Prens Sabahattin’in yanında Ahrar Fırkasına dahil olmuş, bazıları ise farklı oluşumlara dahil olmuştur. Padişahın kız kardeşinin oğlu olan Prens Sabahattin sonraları babası ve abisi ile Paris’e gelmiş ve Jön Türk akımını başlatmıştır.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

En Çok Okunanlar

Modal