Kampüste daha önce köpek saldırıları yaşandığını ancak kimsenin durumu ciddiye almadığını ifade eden genç kız, "Kendimi kapalı alana almıştım ama bu sefer farklıydı ve kimse yoktu. Hepsi birden çevremi sardı, bana ufak bir alan bırakıldı ve yanımda kimse yoktu. Her şeyi geçtim koca kampüste hiç kimse yoktu. Beş, on dakika boyunca benim üzerime doğru gelip havlamaya başladılar. O an ağızdan çıkan tek şey, 'yardım edin' diye bağırıp çığlık atmam oldu. Sırt çantam vardı, onu savurup kendime alan açmaya çalıştım. Elim ayağıma dolanmıştı. Hem korku, hem şok içindeydim. Hiçbir şekilde kimse gelmedi yanıma. Çığlığım kimseyi duyurmaya yetmedi O an çantam yanımda olmasaydı, ben kendimi koruyamasaydım, belki şu an hafif sıyrıklar değil de daha kötü bir halde olacaktım. Çünkü 10 tane köpeğin saldırısından bahsediyorum. Bu köpeklere bakılmıyor, su dahi verilmiyor. Hayvanlar yerde erimiş karlı, çamurlu suları içiyor ve aç bir şekilde oldukları için biz öğrencilere saldırıyor. Bu sadece kız öğrenciler olarak değil, erkekler de dahil. Birçok erkek arkadaşım şikayetçi bu durumdan. Yüzlerce köpek var ve hepsinin yemeğine yetişilemiyor" şeklinde konuştu.