Almanya'da veya Fransa'da 2 bin 500 Euro maaş alan birisi 40 bin lira gelir ile çok rahat bir biçimde yaşayabilir gibi geliyor ancak durum tam olarak böyle değil. Yapılan matematik hesabıyla söz konusu gelir farkları açıklanabiliyor.
Almanya'da domatesin kilosu 4 Euro. Peki bir Alman 1 kg domatese gerçekte 65 lira mı ödemektedir? Ortalama bin 250 Euro kira ödeyen bir Fransız aslında 20 bin lira mı kira ödemektedir? Bu kafa karışıklığını gidermenin bilimsel bir yolu var..
Ülkeler arasındaki gelir ve fiyatları karşılaştırmak için bir endeks bulunuyor. OECD’nin her yıl yayımladığı ülkelerin satın alma gücü paritelerine göre ülkelerdeki gelir ve fiyatlar dönüştürülebiliyor.
2021 yılı baz alındığı zaman OECD tarafından,
Almanya 0,73
Fransa 0,71
Türkiye 2,60
olarak açıklandı.
Kişi başına düşen Milli Gelir rakamları (yaklaşık)
Almanya 45,000 Usd x 0,73 (PPP) = 32,850 Usd
Fransa 40,000 Usd x 0,71 (PPP) = 28,400 Usd
Türkiye 9500 Usd x 2,60 (PPP) = 24,700 Usd
Şu anda elde edilen veriler birbirine eşit ve buna kısaca Uluslararası Dolar (UD) denebilir. Almanya kişi başına gelirde Türkiye'den 4,7 kat, Fransa ise 4,2 kat büyük görünmektedir. Fakat satın alma gücüne göre Almanya 1,3 kat büyük, Fransa ise ufak bir farka sahiptir. Bu pencereden bakıldığında bu ülkelerde kazanılan gelirler ile ülkemizdekinden inanılmaz farklı hayatlar yaşanmıyor.
Bunu somut bir şekilde göstermek için Almanya ile Türkiye’deki iki mühendis karşılaştırılabilir.
Bu mühendislerin maaşları;
Alman 5000 Usd > 0,73 = 3650 UD
Türk 1000 Usd > 2,60 = 2600 UD
Almanya'da yaşayan mühendis daha fazla gelire sahiptir. Ama kazandığı ile alabildikleri mukayese edildiğinde 5 kat değil 1,4 kat daha zengindir. Çünkü Alman mühendis Hans başkent Berlin'de 2000 Usd kira ödeyecekken Türk mühendis Ahmet başkent Ankara'da 250 Usd kira ödemektedir. Hans ekmeğe 1,5 Usd öderken Ahmet 25 Cent ödemektedir. Fakat burada Hans 8 kat fazla kira ödememezken Ahmet de 6 kat ucuza ekmek almamaktadır.
Bu mukayeselerin bilinçli olarak yapılması gerekmektedir. İnsanlar kendi ülkelerinde kazandıkları parayı başka ülkelerde değil yine kazandıkları ülkelerde harcamaktadırlar. OECD tarafından her yıl paylaşılan Satın Alma Gücü Paritesi (PPP) bu amaçla hazırlanmaktadır.
Bu nedenle son zamanlarda sıkça gördüğümüz Bulgarlar’ın Türkiye’ye alışverişe gelmesi Türkiye’de paranın alım gücüyle ilgilidir.