Vitamin eksiklikleri depresyona sebep olur mu? Depresyona iyi gelen vitamin takviyeleri nelerdir? Vitamin eksikliği ve depresyon ilişkisi

Vitamin kelimesi ilk kez 192 yılında Polonyalı Polonyalı bilim adamı Casimir Funk tarafından kullanıldı. Biyokimyacı olan Casimir’in bu keşfinden sonra vitaminin insanın hayatındaki önemli ve rolü gün geçtikçe daha net anlaşılmaya başladı. Köken olarak Latince’den alınma olan Vita,  hayat anlamına gelmektedir. Kelimenin sonuna gelen “amin” eki  de oldukça ilginçtir. Bildiğimiz amin kelimesinin Vita’ya eklemlenmesiyle iyi hayat dilemek anlamında da kullanılıyor.

Geçtiğimiz yüzyılın başından bu yana vitamin üzerine yapılan klinik ve laboratuvar çalışmaları, Vitamin ile ilgili her gün yeni bir bilginin kazanılmasını sağlıyor. Vitaminler, insan vücudunun katalizörü olarak görev yaparlar. İnsan vücudunun ihtiyat duyduğu vitaminler eksik alınınca metabolizmada bozukluk baş gösterir ve bir çok hastalığın ortaya çıkmasına sebep olur.

Vitaminlerin en büyük özellikleri, insan metabolizmasının dengelenmesi, düzenli işleyişi ve sindirim sisteminin sağlıklı çalışmasının yanısıra bünyeyi de enfeksiyonlara karşı korur. Kelimenin tam anlamı ile vitaminler, enfeksiyon ve hastalıklara karşı insan vücuduna yerleştirilmiş zırh gibidirler.

Vitaminler yetersiz veya gerekli dozda tüketilmediği zaman, vücudumuzun aldığı karbonhidrat, yağ ve proteinlerde sağlıklı bir bicimde bize yarar sağlamazlar. Hatta çoğu bize hastalık olarak dönerler.

Vitaminler nasıl kullanılır?

Vitaminlerin tamamının ortak özellikleri, insan vücuduna sindirim yolu ile alınmalarıdır. Soluma yöntemi ile vitaminler alınmaz. Alınmaları durumunda üst ve alt solunum yollarında muhtelif sistem bozukluklarının oluşmasına sebep olurlar.

Sindirim sistemi ile vücuda alınan vitaminler, midede öğütülüp karaciğer üzerinden kan dolaşımı sistemine gönderilirler. Burada vitaminler, kandaki sağlıklı dengeyi sağlar. Bir diğer görevi de yine kanda bulunan zaralı maddeleri atık haline getirerek vücuttan atılmasının önünü açar.

Vitamin eksikliği gibi fazlalığı da insan sağlığına zararlıdır.

Vitaminler, vücudun ihtiyaç duyulan bölgelerinde depolanır. İnsan metabolizması ihtiyaç duyduğunda depolanan bu vitaminleri tüketir. Vitaminler, ağırlıklı olarak karaciğerin ilgili bölgelerinde depolanırlar.

Burada dikkat edilmesi gereken husus, suda çözülen vitaminlerin vücutta depolanma sürelerinin kısa olduğu bilinmelidir. Bu yüzden suda çözülen vitaminler mutlaka doktor tavsiyesine göre tüketilmelidir.

Bazı vitaminlerin eksikliği insanın direk ölümüne sebep olur. Öneğin C vitamini eksikliğinden dolayı Skorbüt hastalığı oluşur. Ve bu hastalık da yaklaşık beş ile 7 ay arasında ölüme sebebiyet verir.

Yaşlılarda vitamin eksikliği nelere sebep oluyor?

B12 vitamini eksikliği yaşlılarda depresyon olasılığını artırır. Dublin,’de bulunan Trinity College'da çalışan bilim adamlarının yaptığı uzun çalışma ve araştırmalar sonucunda bu veriye kesin bir şekilde ulaşılmıştır.

Araştırmacılar, 50 yaş ve üstü 3849 kişiyi kapsayan TILDA yaşlanma analizlerinin sonuçlarını inceleyerek bu sonuca ulaştılar. Bilim adamları, deneklerin fiziksel ve zihinsel durumunu dört yıldan fazla bir süre izlediler.  Deneklerden düzenli olarak belirli peryodlarda kan önekleri alınarak bu çalışmalar yapıldı.

Bilim adamlarının bu plazmalar üzerinde yaptıkları çalışmalarda, depresyon semptomlarını belirlemeye çalıştılar.

B 12 vitaminin koronavirüs üzerindeki etkisi nedir?

British Jounal of Nutrition'da yayınlanan bilim adamlarının çalışması, B12 vitamini eksikliği olan yaşlıların, vitaminin normal plazma seviyelerine sahip insanlara göre depresyon geliştirme olasılığının yüzde 51 daha fazla olduğunu ortaya çıkardı.

Çalışmayı yürüten bilim adamlarının yayımladıkları ortak makalede, depresyon ve yalnızlık durumunun koronavirüs pandemisi ışığında geliştiğine de açıklık getirdi.

Bilim adamları, B12 vitamini yönünden zengin besinlere dikkat edilmesini tavsiye ediyorlar. Bu grubun baş araştırma yazarı Dr. Aamon Laird, "50 yaşın üzerindeki kişilerde depresyon için risk faktörlerinin azaltılmasına yardımcı olabilir" diyor.

Daha önce Çinli bilim adamları, koronavirüsün asemptomatik taşıyıcılarının oranının değerlendirilmesiyle ilgili 95 çalışmanın sonuçlarını özetlemiş ve bu tür insanların yaklaşık yüzde 40 olduğunu bulmuşlardı. Yani, COVID-19 ile enfekte olan beş kişiden ikisi asemptomatiktir.