01.09.2022-09:46 (Son Güncelleme:05.04.2023-16:55)


1

Ölünce ne oluyor?

Ölünce ne oluyor?

Esra Oflaz'ın 18 yaşında yaşadığı kazada olanları “18 yaşındayım... Annem, babamı terk etmişti. Anneannemin vefatıyla anneme mirası kalmıştı ve annem özgürlüğüne kavuşabilmişti. Beni de babamla bırakmıştı giderken. Tam o dönemin sonrasında yaşadım kazayı. Arkadaşımla beraber saç kestirmeye gidiyorduk, ağzımızda da bir patates cipsi, o ekşi tadı bugün gibi hatırlıyorum. Bugün bile patates cipsi hâlâ yiyemem.” sözleriyle anlattı.



2

'Tamirci çırağı çarptı öldüm'

'Tamirci çırağı çarptı öldüm'

Bağdat caddesinde bir tamirci çırağının kendisine çarptığını “Bağdat Caddesi o zamanlar çift yön ve çok tehlikeliydi. Biz kaldırımdaydık. Bir tamirhane çırağı, 17 yaşında reşit de değil müşterilerden birinin spor arabasını alıyor ve Bağdat Caddesi’nde hız yapıyor. Biz kaldırımda duruyoruz. 100 kilometre hızla kaldırıma giriyor ve bana çarpmasıyla beni havaya fırlatıyor...” sözleriyle açıkladı.



3

‘Ölünce bir ışık gördüm’

‘Ölünce bir ışık gördüm’

Esra Oflaz, “Bir an karanlık oldu. Sonra kendimi büyük bir ışığa çekilirken gördüm. Çok garip bir duygu gerçekten, ölüme yakın bir an yaşamışım orada. Kendime yukarıdan baktım, kanlar içindeyim. Kavun içi bir eteğim vardı üstümde, paramparça olmuş. Kendimi tam bir kırılmış bebek gibi gördüm ama hiç acı hissetmiyordum. “Allah Allah” dedim.” dedi.



4

‘Bir ses duydum’

‘Bir ses duydum’

Ayrıca “Yukarı ışığa doğru çekilmem devam etti ve bir yere geldim orada. “Ne kadar büyük bir mutluluk, ne kadar büyük bir sevgi var burada” dedim. Büyük koşulsuz bir sevgi... Dün gibi çok net hatırlıyorum, “yuvaya döndüm” dedim. Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti. Sonra kuvvetli bir ses duydum, o ses “Vaktin gelmedi henüz” dedi. Bunu düşünürken yine bir çekilme hızı ile acı dolu bir bedenin içine düştüm.” dedi.



5

Öldü diye orada bırakmışlar

Öldü diye orada bırakmışlar

Esra Oflaz 2 dk süren ölüm deneyimini “Nasıl tuhaf bir yere sıkıştım anlatamam. O sırada benim birkaç dakikalık kalbim duruyor, çünkü beni hastaneye bile götürmüyorlar, öldü diye orada bırakıyorlar. O sırada caddedeki eczacı beni çok severdi, o koşup geliyor. “Aaa bizim Esra” diye ağlamaya başlıyor, tekrar nabız arıyor o kanların içinde... “Nabız var” diye bağırıyor. Ambulans geliyor. Geçici hafıza kaybı yaşamışım. Paramparça olmuş bedenim, beni hastanede dikiyorlar. Kıkırdağımdan kulağımın içine kadar. Elmacık kemiklerim bile parçalanmıştı.” şeklinde anlattı.



6

‘O olay sonrası aynalara bakamadım’

‘O olay sonrası aynalara bakamadım’

Yüzünün parçalandığını “İnsanlar içeriye girip ağlıyorlardı, o zaman anladım ki benim görüntümde bir sıkıntı var. Bana ayna vermiyorlardı ama ben de umursamıyordum. Çünkü yaşadığım ölüme yakın deneyim beni büyülemişti sanki. Hâlâ göz altlarımdan kulağıma kadar giden yerlerimde dikiş izlerim var. Hiçbirine estetik yaptırmadım çünkü onları hep sevdim. Ben bu ölüme yakın tecrübemi bir mucize olarak gördüm. Tekrar hayata dönmemi bir mucize olarak gördüm.” sözleriyle anlattı.



7

‘Ölüm anında bana anlatılanlar’

‘Ölüm anında bana anlatılanlar’

Ölüm deneyimiyle hayatının değiştiğini söyleyen Esra Oflaz, "Ailesine ilahi aidiyet duygusu ile bağlanıyor. Ölüm anında bu aileye doğmamın bir nedeni olduğu bana anlatıldı Gittim, koşulsuz sevgi ile karşılaştım ve döndüm. Benim ölümle karşılaşmam 5 defa oldu; 4 tanesi kızım Almila doğmadan önce. Bana ailede”9 canlısın” derler. Ocak ayında yaşadığım beyin kanamasıyla 5 canım gitti..." dedi.



8

Duyduğu ses Türkçe miydi?

Duyduğu ses Türkçe miydi?

Esra Oflaz ışığa gittiğinde "vaktin gelmedi" diye bir ses duyduğunu söylemişti. Ayrıca “Henüz zamanın dolmadı, geri dönmelisin diye duyduğum ses, ruhum bedensizken kalbimle telepatik olarak duyduğum sesti. O yüzden sesin lisanı sorulmuş ; türkçemiydi diye halbu ki ruh bedenden ayrıştığımda beş duyunun ötesinde , çoklu algılı varoluyoruz, algılıyoruz.” dedi. Esra Oflaz’ın “Bu tecrübe yaşamımı dönüştürdü. Ben namaza başlayıp, örtünmedim ancak her anımı minnetle, iyilik ve hayır yaparak yaşamaya başladım. İlah'ın Tek'liğine , istemezse yaprağın bile kıpırdamayacağına inandım. Her an aldığım nefese minnet duydum. Kimliğimin, sadece bedenimde geçici ikamet eden ruhumun bir avatarı yani yeni olduğunu deneyimledim. Ve ruhumuzu yaşarken tanımamız gerektiğini böylece sezgilerimizin, algımızın, bedenimizin gizli anatomisinin yaşam yolculuğumuzda yardımcı olacağına en iyi versiyonumuza ulaşmamızda. Ailemizin ve başımıza gelen olayların hiç birinin ratlantısal olmadığını , tekamül bozyapında mihenk taşı olduğunu ve ne kadar acılar yaşasak da Allahın bahşettiği hayatı tevekkülle yaşamamız gerektiğini. Allahın merhametli olduğunu , Bize acılar çektirenleri Affetmenin elzem olduğunu ancak bize acı çektirenlerden ailemiz dahi olsa kendimizi korumamız gerektiğini öğrendim.” sözleri dikkat çekti.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr