Temiz su kıtlığı kapıda: Gelecek nesiller için tedbir şart!

Temiz tatlı su sıkıntısı tüm dünyanın önemli sorun haline gelmeye başladı. Maalesef bu durum ülkemiz içinde geçerli. Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek, küresel iklim değişikliği, aşırı sıcaklar, kuraklık ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi etkenlerin sağlıklı tatlı suya erişimi her geçen gün daha da zorlaştırdığını açıkladı.

21.03.2024-13:00 - (Son Güncelleme: 21.03.2024-13:00)

AA’dan ulaşılan bilgilere göre, Prof. Dr. Elipek, Dünya Su Günü dolayısıyla açıklamada bulundu. Dünyadaki su kaynaklarının büyük çoğunluğunun tuzlu sulardan oluştuğunu ifade ederek, tatlı suyun oldukça sınırlı olduğunun altını çizdi.

Temiz su kaynakları korunmalı!

Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek, küresel iklim değişikliği, aşırı sıcaklar, kuraklık ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi etkenlerin sağlıklı tatlı suya erişimi her geçen gün daha da zorlaştırdığını açıkladı.

Vücudumuzun büyük bir bölümü sulardan oluşuyor. Dünyadaki su varlığının yüzde 97’sinin okyanus ve denizlerdeki tuzlu suların oluşturduğunu, geriye kalan yüzde 3'lük tatlı su miktarının ise yüzde 70’inin buzullarda donmuş olarak bulunduğunun bilgisini paylaşan Elipek, tatlı ve temiz su kaynaklarının korunması gerektiğini ve sağlıklı suya ulaşmanın önemine işaret etti.

''Ülkemiz su fakiri ülkeleri arasında yer alıyor!''

rakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek, küresel iklim değişikliği, aşırı sıcaklar, kuraklık ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi etkenlerin sağlıklı tatlı suya erişimi her geçen gün daha da zorlaştırdığını açıkladı

Tatlı su kaynaklarının kirletildiği alanlar hakkında bilgiler veren Elipek, tarımsal sulamalarda, endüstriyel faaliyetler ve kentsel kullanımlarda tatlı su kaynaklarının kirletildiğini aktararak şunları paylaştı: ‘‘Erişilebilir nitelikteki su zaten çok azken kirlenmeyle daha da azalıyor. Türkiye'de aslında çok fazla göl, gölet, akarsu gibi tatlı su kaynakları olmasına rağmen ülkemiz su fakiri ülkeler arasında yer alıyor maalesef.’’

Suyu tasarruf ederken aynı zamanda kirletme de!

Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek, küresel iklim değişikliği, aşırı sıcaklar, kuraklık ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi etkenlerin sağlıklı tatlı suya erişimi her geçen gün daha da zorlaştırdığını açıkladı.

Gelecek nesillerinde temiz suya haklarının bulunduğunu anımsatan Elipek, sürdürülebilirlik sağlanması için tasarrufun önemi kadar suyunda kirletilmemesi gerektiğine işaret ederek sözlerini şu şekilde sürdürdü: ‘‘Kullandığınız su kaynaklarından sizin çocuklarınız veya torunlarınızın da aynı şekilde yararlanmasını istiyorsanız, suyun sürdürebilirliğini sağlamanız gerekiyor. Bu nasıl sağlanır? Özellikle suyu boşa harcamayarak boşa tüketmeyerek bunun farkına vararak sağlanır. Günlük hayatta kullandığımız alışkanlıklarımıza da dikkat etmemiz gerekiyor. Bir insanın fizyolojik aktivitelerini devam ettirmesi için uzmanalar 1,5 litre su tüketmesi gerektiğini söylüyor. Biz her sifonu boşa çektiğimizde iki kişinin kullanabileceği suyu boşa akıtıyoruz. Suyun tasarrufu önemli fakat tasarruftan da önemli konu su kaynaklarını kirletmemektir.’’

Lavabolardaki atık yağlara dikkat!

Basit gibi görüne ancak kolay ve pratik bir şekilde alınan önlemlerle suyun devamlılığına önemli katkılar olabileciğini söyleyen Elipak, ‘‘Özellikle lavabolardan dökülen atık yağların su kaynaklarını kirlettiğini anlatan Elipek, kirlenen yer üstü ve yer altı su kaynakları için mutlaka önlem alınması gerekiyor’’ dedi.

Gelecek nesiller için önlem şart!

rakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Belgin Elipek, küresel iklim değişikliği, aşırı sıcaklar, kuraklık ve su kaynaklarının kirlenmesi gibi etkenlerin sağlıklı tatlı suya erişimi her geçen gün daha da zorlaştırdığını açıkladı

Küresel iklim değişikliğinin de su kaynaklarına olumsuz etkileri olduğun değinin Elipek, şunları kaydetti: ‘‘Yağış alan yerlerin aşırı derecede yağış alarak sellere sebep olması, kurak olan bölgelerin de daha da sıcak olası sonucu ekosistemlerin dengesi bozuldu. Yer altı su kaynakları da kuraklık edeniyle artık çok daha derinlere indi. Bu tatlı su kaynağının beslenememesi anlamına geliyor. Suya erişmek, sağlıklı bir şekilde kullanmak istiyorsak öncelikle suyu kirletmemeliyiz yüzeysel su kaynaklarını korumalıyız ki yer altı sularına eğilmeyelim. Suyu tasarruflu kullanıp yaşam tarzı haline getirerek o şekilde davranmamız suyun sürdürülebilirliğini arttıracaktır. Tatlı su kaynaklarını kirletmeye devam edersek, suyu tasarruflu kullanmazsak bundan sonra maalesef çocuklarınız, torunlarınız o suyu içemeyecek, göremeyecek ve kullanamayacaktır. Sürdürebilirliğin sağlanması için mutlaka tedbirlerin alınması gerekir.’’


Züleyha Koyunoğlu
zuleyhakoyunoglu@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal