İzmir Adalet Sarayı’nın önünde PKK’lı teröristlerce gerçekleştirilen saldırıda daha büyük bir kaybın önüne geçmek isteyip şehit olan polis memuru Fethi Sekin Türkiye’nin kahramanlarından biri. Adliye önünde motosikletiyle görevde olan Sekin, canı pahasına hain planın önüne geçmeyi başardı. İşte şehidin hayatından bilgiler…
1973 yılında Elazığ Baskil’de doğan Fethi Sekin Baskil’in Doğancık köyünden. Liseden sonra Samsun 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulu’ndan 1995’te mezun olan Sekin, ilk görevini Kilis’te gerçekleştirdi. Ardından Bingöl’e tayini çıktı ve burada da üç yıl görev yaptı.
Ardından 2002 yılında İzmir’e görevlendirilen Fethi Sekin, yaklaşık 9 yıl Motosikletli Şahinler Timi’nde yer aldı. Evli ve 3 çocuk babası olan Sekin, her sabah telsizinden sabah trafiğini kontrol ediyordu.
5 Ocak 2017 tarihinde PKK terör örgütüne mensup iki terörist bomba ve silah yüklü araçla 16.00 sularında İzmir Adliyesi önüne geldi. Direksiyonu kırıp polis memuru Oğuzhan Batuhan Atik’e çarpan teröristler panikle plan dışında hareket etmeye başladı.
Caddenin karşısına geçip aracı patlatan teröristler ile Şehit Fethi Sekin çatışmaya başladı. Teröristlerden birini etkisiz hale getiren Sekin, diğerinin araç arkasından çıkardığı silahtan çıkan kurşunla şehit oldu. Sekin’in vefatı ardından polis arkadaşı onu vuran teröristi de etkisiz hale getirdi. Olayın ardından mühimmatları Suriye’den getiren kişi de mahkemece tutuklandı.
Fethi Sekin olayın ardından minnetle anılan bir kahraman haline geldi.
Park, hastane, cadde ve birçok alanda kahramanın ismi yaşatılıyor.
Birçok yere ismi verildiği gibi heykeli de yapıldı.
Fethi Sekin'in babası "Çocukluğunda da korkusuzdu. Korku nedir bilmezdi. Çok çalışkandı. Köyde sulama işlerine giderdi, kayısı işlerdi. Davarları otlatmaya götürürdü. Bekçi amcası Mevlüt vardı, onun kıyafetlerini giymeye çalışırdı, onu örnek alıyordu. Azimle çalıştı, 19 Mayıs Polis Meslek Yüksekokulunu kazandı."
"Hastanede böbrek taşı ameliyatı olmuştum. Ameliyattayken olay oluyor. Sonra beni servise alıyorlar. Televizyon açıktı. İzmir Adliyesinde olay olduğu haberleri vardı. Bir şehidimiz var, ismi de Fethi diyordu, soyadını öğrenmemişlerdi. Ben onu duyduğumda yakarmışım, kendimden geçmişim. Gözlerimi açtığımda odada dolu insan vardı. Valisi, emniyet müdürü, belediye başkanı, herkes burada. (Fethi) Gözlerini dünyaya ilk açtığı zaman ben vatani görevim için Ankara'daydım, son kapattığında da ameliyattan yeni çıkmıştım. Hem doğumunda hem ölümünde yanında bulunamadım. Cenaze törenine de katılamamıştım. Bunun üzüntüsü halen devam ediyor. Hiç ölmemiş gibi..." diyerek oğlunu ve acısını anlattı.