Renk körlerinin hayatı hiç de kolay değil, dünya nüfusunun yüzde 99'u sağlıklı renk görüsüne sahipken geriye kalanlar dünyayı çok farklı bir gözle görüyor. Renk körlüğü tamamen siyah beyaz görme anlamına gelmez Kadınların 200 de 1'i erkeklerin 12'de 1'i bir şekilde renkleri tam olarak göremiyor.
Renk körlüğünün en yaygın türü Deuteranomalia’dır. Erkeklerin yaklaşık %4.63’ü ve kadınların %0.36’sı bu tür bir renk görme eksikliği yaşamaktadır ve çoğu farkında bile değildir. Deuteranomalia’ya sahip insanlar, özellikle yeşil ve kırmızı gibi renklerde daha hafif bir renk paleti olarak görüyorlar. Protanopia’ya sahip birisi, yeşil ve kırmızı tonların tümünü soluk görür. Sarı ve mavi tonlar büyük ölçüde etkilenmez. Erkeklerin yaklaşık %1’i bu tür KVH’u yaşamaktadır. Tritanopya’lı insanlar renkleri yeşilimsi / pembe bir tonla görürler. Renk körlüğünün Çok nadir bir biçimidir ve erkeklerin ve kadınların sadece %0.0001’ini etkilediğine inanılıyor. Toplam renk körlüğü veya Tek Renklilik, renk görme eksikliğinin en nadir biçimi. Buna sahip insanlar sadece siyah beyaz olarak görebilir ancak dünya nüfusunun yalnızca %0,00003’ünün bu özel durumdan etkilendiği tahmin ediliyor.
İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre renk körlerinin birbirine yakın renkleri karıştırmalarına rağmen, arazi üzerindeki askeri kamuflajı çok net fark edebildiklerini ortaya koydu.
Bilim adamları bu durumun sebebini, renk körlerinin normal insanların aynı renk zannettiği iki farklı rengi birbirinden rahatlıkla ayırabilmeleri olarak açıklıyor.
Cambridge Üniversitesi’nde yapılan araştırmada, renk körlerine ve renk körü olmayan insanlara renk katalogları gösterildi.
Bu katalogları inceleyen denekler, normal gören insanların birbirinden ayıramadıkları ve aynı renk olarak gördüklerini söyledikleri renkleri birbirinden farklı olarak tanımladı.
Renk körlerinin bu özelliği, ilk kez 2. Dünya Savaşı sırasında fark edilmişti.