Tükettiğimiz zararlı ürünlerin başında kesme şeker geliyor. Fakat hiçbirimiz kesme şekerin bu derece zararlı olduğunu bilmiyorduk.
Şeker en tatlı zehir olarak tanımlanıyor. Şekerin zararlarını düşündüğümüzde abartıyla söylenmiş bir tanımlama değil. Şeker, şeker pancarından elde edilen bir besin maddesidir. Glukoz ve fruktozdan meydana gelen şekerin içeriğinde protein ya da vitamin gibi önemli besin öğeleri bulunmuyor. Dolayısıyla vücudumuza yarardan çok zararı olan bir madde olduğunu söylemek mümkün. Şekerin varlığı özellikle karaciğerin daha fazla mesai harcamasına neden oluyor.
Şekerin anormal düzeyde tüketilmesi cilde ciddi zararlar veriyor. Cilt kırışıklıklarında şekerin önemli bir rolü olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü şeker proteinlerin temel yapılarını değiştirebiliyor. Bu durum glikasyon olarak da ifade ediliyor. Cilt doğal elastik yapısını bir ölçüde kaybediyor. Cildin sıklığını sağlayan kollajen zarar görmeye başladığı an cilt yüzeylerinde kırışmalar oluşuyor.
Şekerin en korkutan zararlarından birini açıklamak zorundayız. Amerika’da diyet raporlarına ilişkin açıklamalarda kanserin en kronik beş hastalık arasında yer aldığı görülüyor. Şekerin doğal olarak bulunduğu kuru baklagiller, tahıllar, süt ürünleri, bu konuda bir tarafta tutulmalıdır. Çünkü bunlarda kansere karşı özel koruyucu maddeler bulunur. Fakat sofra şekeri için aynı şeyleri söylemek olanaksızdır.
Şekerin neredeyse zarar vermediği hiçbir şey yok. Bunlardan bir tanesi de en değer verdiğimiz dişlerimiz. Ağzımızın içinde çok sayıda bakteri barınır. Bunların kimileri dişler için faydalı kimileri ise zararlıdır. Şekerler kısa sürede diş fırçası ile temizlenmediği takdirde hemen aside dönüşür. Bu da kısa vadede diş çürümelerine yol açar.
Günümüzde kilo problemlerinin ciddi bir kısmı şeker kaynaklı olarak ortaya çıkıyor. Şekerin bir tür bileşeni olan fruktoz, karaciğer tarafından yağ şeklinde tutuluyor. Bu durum bel bölgesinde ne yazık ki yağlanmalara yol açabiliyor.
Şeker tüketimi LDL’nin yükselmesine bağlı olarak damar tıkanıklarına yol açabiliyor. Damarlar içinde bu tip ufak parçacıklar çoğaldıkça damalar uzun vadede tıkanmaya başlıyor.