Rusya - Ukrayna savaşıyla birlikte dünya yine mülteci sorununu konuşmaya başladı. 40 milyondan fazla nüfusuyla Avrupa'nın hemen yanı başında savaşla burun buruna kalan Asyalı ve Orta Doğu'lu mültecilere kapılarını kapatan Avrupa yeni bir mülteci krizinde.
Tüm dünya Avrupa'nın bu savaşta nasıl bir tutum takınacağını merak ederken bir başka tartışma konusu da Ukrayna'dan Avrupa'ya doğru yaşanacak mülteci akınında Batı'nın tutumunun ne olacağı oldu.
Savaş başlamadan 1 milyon kişi ülkeyi terk etti
Rusların Ukrayna'ya işgali başlatma kararı almasıyla birlikte milyonlarca Ukrayna vatandaşı ülkesini terk etmeye başladı. Henüz iki ordu arasında ciddi bir çatışma yaşanmamasına ve Rus ordusunun Ukrayna halkını kendi vatandaşı olarak görmesine rağmen bu hızlı göç önümüzdeki günlerde savaşın şiddetini artırmasıyla katlanarak devam edecektir.
İki yüzlü Avrupa
Savaşla birlikte tartışılmaya başlanan mülteci sorununa Avrupalı gazeteci ve siyasetçilerin tutumu da bir hayli ilginç. Ukraynalı mültecilerin diğer ülke vatandaşlarından farklı olduğunu dile getiren uzmanlar "kapılarımızı tabi ki açacağız, onlar bizim gibi renkli gözlü, beyaz tenli ve Hristiyan" diyebiliyor. Aleni bir şekilde ırkçılık yapan ve bunu hiç çekinmeden dile getiren Avrupa bugüne kadar çok şiddetli çatışmalar yaşanan birçok ülkeden gelen mültecilere kapılarını kapatmıştı. Öyle ki Yunanistan ve İtalya sahil güvenlik güçlerinin ve sınır muhafızlarının öldürdüğü veya ölüme terk ettiği mülteci sayısı hiç azımsanmayacak kadar az.
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesinin ardından 700 bine yakın Ukraynalı vatandaş AB ülkelerine sığındı. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanın, Suriye, Afganistan ve Irak’tan gelen sığınmacılara seslenerek ‘Ukraynalı göçmenlerin bir sobası bile yokken iki soba sahibi olmaktan utanmıyor musunuz’ ifadelerini kullandı.
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanın, AB üyesi ülkelerinin işgalden kaçan Ukraynalı vatandaşların geçici korunmasını sağlama adına yaptıkları siyasi uzlaşı ‘Tarihi bir anlaşmaya vardık’ sözleriyle duyurdu.
