Peki her yıl tekrarlanan saldırıların sebebi ne?
Gelin önce bir flashback yapalım ve geçen ramazanda olayları hatırlayalım..
Geçtiğimiz yıl ramazan ayının başlamasıyla yine ve yeniden gündeme geldi. Yahudilerin milli bayramları olan “Kudüs Günü”nde Mescid-i Aksa’ya baskın düzenlemek istemeleri, Mescidi Aksada yıllardır dinmeyen gerginliği daha da arttırdı. Halihazırda baskıları süren işgalci İsrail güçleri Filistinlilere karşı baskılarını ayyuka çıkardı.
Filistinlilerin Batı Şeria’dan Kudüs’e geçmelerine izin verilmediği gibi onlar için özel bir öneme sahip olan Şam kapısındaki oturma yerleri barikatlarla kapatıldı. Şam kapısında iftar yapmalarına müsaade edilmeyen Filistin halkı günlerce, kadın-çocuk, genç- yaşlı demeden saldırıya maruz kaldı ama yıllardır olduğu gibi yine direnmekten ve mücadeleden vazgeçmediler. Dünyaya düşen yine onların onurlu mücadelesini elinde cipsiyle kolasıyla izlemek oldu. Sadece başına geldiğinde ağlayan batı ileri gelenlerinden bir ses çıkarmaları beklenirken; yerli yabancı birçok ünlünün de içinde bulunduğu kitleler işgalci israilin insanlığa sığmayan saldırılarına tepki gösterdi, farklı ülkelerde protestolar düzenlendi, aktif bir silah olarak sosyal medya da mevzuda yerini aldı.
Filistinlilerin 12 gün süren mücadelesinin ardından Şam kapısına kurulan barikatlar kaldırıldı. Şeyh cerrah mahallesinde yaşayan birçok Filistinli evlerinden çıkarılmak istendi. Birbirlerine destek olmak için bir araya gelen Filistinlilere sert müdahalelerde bulunan İsrail güçleri birçok kişiyi ise göz altına aldı. Mescidi Aksaya Sürekli olarak saldırılar düzenlenirken içerisindeki cemaate de ses bombalarıyla saldırıldı. Plastik mermilerle en az 200 kişi yaralandı. Hedeflenen Büyük baskına izin vermemek için yüzlerce Filistinli üç gün boyunca nöbet tuttu ve canları pahasına Mescidi Aksayı korudu.
Ve bu yıl ramazan ayının başlamasından önce Yahudi kurban ritüeli olan Pesah konuşulmaya başlandı. Konu üzerine çalışmalar yürüten pek çok kişi durumun Filistinliler için tehlike arz ettiğini ve tüm dünyanın olası bir saldırıya karşı tepki göstermesi gerektiğini vurgularken Nisan ayının 15. günü başlayan ve 7 veya 8 gün kutlanan Pesah Bayramı çatışmaların fitilini ateşledi.
Yahudilerce özgürlük bayramı olarak anılan ve Yahudilerin kutsal bayramlarından biri olan Pesah (Hamursuz) Bayramı; Yahudilerin, Mısır topraklarında 210 yıl süren esaretlerinden kurtulup özgürlüklerine kavuşmalarının kutlandığı bayram olarak biliniyor.
İsrail’de yaşayan Yahudiler için bir hafta sürecek olan bayramın bu yıl Ramazan ayına denk gelmiş olması, akıllara geçtiğimiz dönemlerde İsrail tarafından ortaya çıkarılan olayları getirdi.
Radikal Tapınak Gruplarının, Pesah Bayramında hedefledikleri; pesah kurbanını, kendi dini şartlarına uygun bir mabedin var olduğu ön kabulüne dayanarak mescidi aksanın içerisinde kesmektir.
Tapınağın fikri inşası projesinin bir parçası olan bu hedef, geçtiğimiz yıllarda Kudüs’teki Meğaribe kapısında radikal tapınak grupları tarafından kural tanımaz bir biçimde gerçekleştirildi. Radikal Yahudiler her geçen yıl mescidi aksaya daha yakın bir bölgede bu ritüeli gerçekleştirmeyi hedefliyorlar. Bu durumun bilincinde olan Filistin halkı mescidi aksanın içerisinde itikafa girip bu planın gerçekleştirilmemesi için ellerinden geleni yapsalar da 15 Nisan sabah namazı sonrasında işgal kuvvetleri tarafından çok sayıda plastik mermi ve göz yaşartıcı bomba kullanılarak saldırıya uğradılar. Saldırı ve baskınlar sonucunda kadın ve çocuklarında içlerinde bulunduğu 120’den fazla kişi yaralanarak hastanelere sevk edildi. Kıble mescidinin camları kırılıp içeride bulunan insanların üzerine bombalar atıldı. Mescidin içerisinde kuşatma altına alınan gençlerin bir kısmı da dahil olmak üzere 400'den fazla kişi tutuklandı.
Günler öncesinden yapılan kurban takdimi provaları, kurbanı kesen veya kesmeye çalışan kişilere para ödülü verileceğine dair açıklamalar durumun tahmin edildiği gibi öncesinden planlandığını da gözler önüne seriyor.
Siyonizm, gün geçtikçe daha da zayıflıyor ve zayıfladıkça da sembollere ve önemli günlere daha fazla sarılarak bunu gizlemeye ve toplumunu bir arada tutmaya çalışıyor. Her bayram ve önemli günlerde gerçekleştirilen saldırıların sebeplerinden biri de bu.
İşgalci İsrail'in baskın ve saldırılarına, giriş kapılarını kapatmasına rağmen, binlerce Filistinli, cuma namazını Mescid-i Aksa'da kıldı. Filistinliler el birliğiyle mecidi temizleyip toparlayarak sabah saldırılarda hasar gören ve yıkım altında olan mescidi öğlen vakti namaz için hazır hale getirdiler.
Bu inanç, azim ve irade Filistin’in geleceğinde bizi neyin beklediğini gözler önüne sererken bizlerin bu meselede hangi tarafta ve nasıl bir konumda yer alacağı da meselenin seyri için önem arz ediyor.