Geçmişten günümüze kadınlar her alanda mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Onlara hak verilmemiş fakat kadınlar kendi haklarını almışlardır. Evde sömürülen iş yerinde sömürülen her zaman ikinci planda görülen kadınların bu hakları almak için verdikleri mücadeleleri sizler için bir araya getirdik. Yeri geldi ataerkil sisteme baş kaldırdı yeri geldi sokaklara çıktı!
Kadın olmak dünyada ki en zor şeylerden biridir. Her zaman erkek baskısı, hak ettiğini alamamak. İkinci planda olmak bazı kadınların sinirlerini bozmuş olacak ki dur demeye karar vermişler. Tarihin ilk zamanlarından beri yaşanan bu ayrıma karşı çıkan kadınlar kazanmıştır. Hak verilmez alınır mantığı ile onlara zorbalık yapanlara karşı çıktılar. Dimdik, korkusuzca ayakta durdular ve seslerini çıkardılar. Zamanın bazı kadınların sesi yüksek olduğu için belki de şimdi daha rahat yaşıyoruzdur.
Detaylar galerimizin devamında...
Kölelik karşıtı bir kongrede kadınların konuşmalarının yasaklanması hususunda öfkeli olan Amerikalı Elizabeth Cady Stanton ve Lucretia Mott, New York’taki ilk kadın hakları kongresinde birkaç yüz kişiyi bir araya getirdi. Bu topluluk, kadınlar için Declaration of Sentiments and Resolutions(duygu ve kararlar bildirgesi) yayımlandı ve bildirgede medeni, sosyal, politik ve dini haklar talep etti.
İş yaşamındaki erkek egemenliği sebebiyle kariyer basamaklarını tırmanamadılar, cam tavan sendromu yaşadılar. Bu sebeple, 1960’ların sonları ve 1970’lerin başlarında kadın kurtuluş hareketi başladı.
1845’te, Lowell fabrikasındaki kadınlara uygulanan baskı, kötü şartlar sebebiyle ortaya çıkan bir dizi protesto ve grevin sonrasında, pek çok görevli bir araya gelerek Amerika Birleşik Devletleri’nde çalışan kadınların ilk birliği olan Lowell Kadın İş Reform Örgütü (The Lowell Female Labor Reform Association, Lflra)'nü kurdu.
Tarihteki ilk kadın savaşı Nijerya’da 1929 senesinde Igbo kabilesi kadınları Nwanyeruwa önderliğinde, çalışma haklarının ellerinden alınmasına karşın kendilerinden vergi istendiği için ayaklandılar.
Kurtuluş Savaşı sırasında ordudaki askerlere teçhizat taşımak için soğuk kış gününde kilometrelerce yürüyen Şerife Bacı bu uğurda bebeğini bile kaybetmişti. Bugün Türkiye varsa Şerife Bacı gibi nice gözü kara kahramanlar sayesinde var!