Türklerde müzik her zaman hayatın içinde yer almış ve sürekli kültürel etkileşimler yüzünden değişmiştir. Orta Asya'da şaman ayinlerinde müzik çok önemli bir yer tutardı. Ruhları çağırmak için Şaman davulu, kobuz, dombra, dütar ve gıcak gibi aletler kullanılırdı. Kopuza zil takılır ve ruhlar kopuzla çağırılırdı.
İslamiyet öncesi döneme ait müzik ile ilgili en detaylı bilgiler Divan ü Lügati't Türk eserinde geçer. Hunlar, Göktürkler ve Uygurlarda hakanların huzurunda davul ve boru gibi çalgılar çalınır, buna nöbet denirdi. Eski Türklerde müziği din adamları sayılan şamanlar yapardı. Bunların en büyük kanıtı mezarlardan çıkartılan müzik aletleri ve mağara resimleridir. Daha sonra göç sırasında müziğe devam eden kişlere ozan denilmeye başlanır.
Kırgız-Türk kültürü etrafında müzikal-şiir sanatının en eski örnekleri bulunur. Göçebe hayattan dolayı müzik yazıya dökülemez ve sözler bugüne kadar gelmez. İslamiyetten önce müzik sadece eğlence ve festivallerde değil, hastalıkların tedavilerinde de sıkça kullanıldığı oldu. Aynı zamanda her Türk ordusunda bir müzisyen bulunmaktaydı.
Şamanizm hakkında bilgi almak istiyorsanız bu habere tıklayabilirsiniz.
İki telli, telleri at kuyruğundan yapılan ve gövdesinin bir kısmı deri kaplı ağaç olan bir çalgıdır. Yayla çalınır. Baksı adı verilen tedavicilerinin en önemli enstrümanlarındandır. Kutsal bir allettir. Burgularından biri güneş, diğeri ayı temsil eder. Şekil olarak kuğuya benzer.
Türk müziğinde kullanılan tek, telli, yaylı ve deir kapaklı bir sazdır. Batı Anadolu'da sıklıkla kullanılır. Kökleri Orta Asya'ya dayanır. Hatay'da hegit, Doğu Anadolu'da rubaba olarak bilinir.
Arpejle çalınan, bilhassa baksılar tarafından kullanılan bir enstrümandır. Hala sıklıkla kullanılmaktadır.
Asya kökenli, ondört ile yirmidört telli olabilen, diz üstüne dik olarak tutulup iki elle çalınan bir enstrümandır. Arp'ın atası sayılmaktadır.
Onbir telli, mızrapla çalınan bir enstrümandır. Kısa saplı ve geniş gövdelidir. Asya kökenlidir.
Hindistan cevizi kabuğu üzerine deri gerilerek yapılan, üç telli, telleri ve yayı at kuyruğundan, perdesiz, yaylı bir müzik aletidir. 12. yüzyılda Horasan'dan Anadolu'ya geldi.