Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim üyesi Köksal Pabuçcu ekibi ile beraber deniz salyası olarak da bilenen müsilaja karşı çalışma başlattı.
Marmara Denizi'nin büyük bir kısmını istila eden müsilaj belası ile ilgili temizleme çalışmaları 7 ilde hız kesmeden devam ediyor.
Fakülteye ziyarette bulunarak laboratuvar ortamında yapılan çalışmaları Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Akın Levent, yerinde inceledi.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim üyesi Köksal Pabuçcu, ekibinde yer alan Dr. Öğretim Üyesi Hüseyin Akşit, Dr. Öğretim Üyesi Kerim Haydar, Dr. Öğretim Üyesi Gizem Özkemahlı, Araştırma Görevlisi Sefa Gözcü ile beraber deniz salyasındaki mikroalglerin tespit çalışmaları ve bunların temizlenmesine dair ise yaptıkları çalışmada sona doğru yaklaştıklarını ifade etti.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Öğretim üyesi Köksal Pabuçcu, konuya dair ise şu ifadeleri kullandı:
''Yaklaşık 4 aydır Marmara Denizini etkisi altına alan deniz salyası ile ilgili olarak bu müsilajın mikroalg florasını tespit ettik. Deniz salyasına neden olan fitoplanktondaki mikroalg (su yosunları) denilen mikroorganizmalar üzerinde yaptığımız floristik envanter çalışmasının sonuçlarını üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Akın Levent’le paylaştık. Fakültemiz laboratuvarlarında gerçekleştirdiğimiz araştırmada, öncelikle bu müsilajın kaynağı olarak kistik yapı gösteren fitoplanktondaki mikroalglerin florasını tespit ettik. Bu florada, yaygın olarak dinoflagellat türleri, bazı cyanobacteria türleri, çeşitli euglenophyta ve diyatome taksonların ağırlıkta olduğunu mikroskop analizlerinde gözlemledik. Ayrıca, bu alg türleri içerisinde bazı farmasötik değere sahip alglerin olduğunu ve bu alglerin farmasötik açıdan değerli primer ve sekonder metabolitleri ürettiklerini ilave etti. Ekip olarak, bu metabolitlerin farmasötik özelliklerin çalışmayı ve bu müsilajı farmasötik açıdan değerlendirmeyi ve deniz salyasından bu konuda kozmetik bir jel ya da krem tasarlamayı planlıyoruz. Deniz salyasının oksijenize edilerek elemine edilmesi konusunda da bir çalışma başlattık, suya onda bir oranında deniz salyası katıp oksijenize ederek salyayı dağıttık.'' dedi ve açıklamalarına devam etti.
''Bu şekilde hem salyanın çözüldüğünü, hem de alglerin olumsuz şartlardan ve sürekli müsilaj ürettikleri kist yapısından kurtarılabileceğini düşündük ve bunun sonuçlarını ilgili düzenekte hızlı bir şekilde gördük. Algler atmosferdeki oksijenin yaklaşık yüzde 60’ını üreten faydalı organizmalardır. Bu organizmaların doğal ekosistemlerinde yeniden re-aktive edilmesi durumlarında çevreye fayda sağlayacaklarını, üstelik herbivor canlılara besin olacak.'' dedi ve başarılı çalışmalar büyük gurur diyerek belirtti.
Gerçekleşen özenli çalışmanın Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’ni gururlandırdığını ifade eden Rektör Akın Levent’te, ''Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi olarak son günlerde ülkemizin gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden musilaj olayı ile alakalı olarak üniversitemizin de çorbada tuzu bulunsun istedik. Bildiğiniz üzere Marmara Denizi’ni çoğunlukla ilgilendiren, halk arasında da deniz salyası olarak bilinen müsilaj problemi denizlerin yüze tabakasını kaplayarak alt tarafın oksijenlenmesini önleyip deniz canlılarının yaşamasını mümkün kılmayacak boyutlara geldi. Bunun çözümü noktasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı acil eylem planı ilan etti. Onun haricinde YÖK Başkanı üniversitelerimizin bu konuyla yakın alakadar olmasını istedi ve TÜBİTAK da bu bağlamda gerekli çalışmaları yapmaya başladı. Üniversitemiz Eczacılık Fakültesinde Prof. Dr. Köksal Papuçcu hocamız ve ekibi konuya yakın alaka göstererek, müsilajın hangi etkenler altında olduğunu ve bunların çözüm noktasında neler yapılacağı ile ilgili olarak çalışmalar başlattı.'' ifadelerini kullandı.
