Dünyada iki süper güç olan Çin ve ABD, bu son gelişmeyle akıllara yeni bir savaş mı doğacak sorusunu getirdi.
Dışişleri Bakanlığının yapmış olduğu açıklama doğrultusunda, Bakan Vang, Fransa Cumhurbaşkanı'nın Diplomatik Danışmanı Büyükelçi Emmanuel Bonne ile telefon görüşmesinde, Çin'in Pelosi'nin Tayvan'ı ziyaret edeceğine dair haberlere ilişkin görüşünü aktardı.
ABD'nin, Ukrayna sorununda ülkenin egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini vurgularken, Tayvan sorununda 'tek Çin' ilkesinin tanımladığı 'kırmızı çizgiyi' çiğnemekten kaçınmadığını dile getiren Vang, bunun çifte standartlı yaklaşım olduğunu savundu.
Pelosi'nin olası ziyaretinin, dış dünyaya verilmiş çok tehlikeli bir işaret olacağının altını çizen Vang, 'Eğer ABD Temsilciler Meclisi Başkanı, Amerika'nın bir siyasi lideri olarak, Tayvan'ı bilerek ziyaret ederse, bu Çin'in egemenliğine kötü niyetli bir kışkırtma ve iç işlerine açık müdahale olacaktır.' açıklamasında bulundu.
Vang, ABD tarafının tutumunda ısrar etmesi halinde Çin'in buna kararlı yanıt vereceği ve Washington'ın bunun sonuçlarına katlanacağı uyarısında bulundu.
Demokrat Partili Pelosi, hafta sonunda planladığı Asya gezisini Kovid-19'a yakalanması nedeniyle iptal etmişti. ABD basınında yer alan haberlerde Pelosi'nin Japonya'ya yapacağı ziyaretin ardından Tayvan'a gideceği iddia edilmişti.
Daha önce, 1997'de, dönemin ABD Temsilciler Meclisi Başkanı, Cumhuriyetçi Partili Newt Gingrich, Tayvan'ı ziyaret etmişti.
Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında meydana gelen iç savaşta Mao Zedong liderliğindeki Çin Komünist Partisinin (ÇKP) 1949'da iktidarı ele geçirmesi ve Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kayşek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) üyeleri, Tayvan'a yerleşip 1912'de kurulan'"Çin Cumhuriyeti" iktidarının Ada'da devam ettiğini ileri sürerek bağımsızlık ilan etmişti.
Yapılan bu hareket, Çin tarafından reddedilmiş olmasına karşın Tayvan temsilcileri, 1971'e kadar Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda Çin'i temsil etmişti. 1950'ler ve 1960'larda birçok ülkenin diplomatik ilişki tercihini Çin Cumhuriyeti'nden Çin Halk Cumhuriyeti'ne çevirmesinin sonrasında 1971'de BM Genel Kurulunda yapılan oylamada, Pekin hükümetinin Çin'in tek meşru temsilcisi kabul edilmesiyle Tayvan'ın uluslararası örgütlerdeki konumu belirsiz hale gelmişti.
Pekin yönetimi, 'Tek Çin' ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın dünya ülkeleriyle müstakil diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.