Bu Yaptığına Ne Sendromu Deniyordu Abdullah Gül?

Bu topraklar Roma'dan bugüne birçok zulüm görürken, cumhuriyet dönemi de özellikle başı kapalı olan vatandaşlara yapılanlar her zaman tarih sayfalarında yer aldı. Bu zulme uğrayan Abdullah Gül de şimdi zulmedenlerin yanında yer aldı.

19.06.2020-17:25 - (Son Güncelleme: 19.06.2020-17:11) Bu Yaptığına Ne Sendromu Deniyordu Abdullah Gül?

Bu topraklar bu güne kadar birçok zulüm gördü. Roma, Bizans, Moğol, İran Şahlığı… Hepsi bu topraklarda zulüm ile kanla gözyaşları ile adlarını miras olarak bıraktılar. Hele Roma’nın zulümleri…

İsa Aleyhisselama iman eden mü’min kadınların o güzeller güzeli azizelerin yaşadıkları zulümler… Aradan 2 bin yıl geçmesine rağmen Allah’ın o sevgili kullarının yaşadığı zulümleri okuyunca insanın tüyleri diken diken oluyor. Bilal-i Habeş’in yaşadığı zulüm bile o azize mü’min kadınların gördüğü zulmün yanında hafif kalıyor… Akabinde Bizans’ın Yahudilere ettiği zulümler! Yapılan bu zulümlerin yanında vahşet kelimesi bile masum kalıyor.

ANADOLU TÜRKLERİN ELİNE GEÇTİ

Tüm bu zulümlerin ardından Anadolu Türklerin eline geçti. Bin yılın ardından ilk kez Anadolu Selçuklular ile birlikte huzur buldu. Akabinde Osmanlı’yla huzurun zirvesini yaşadı ve Osmanlı da bu diyardan göçtü. Osmanlı’nın yerine kurulan Cumhuriyet, Zalim Roma’nın ve onun evlatlarının yasaları üzerine kuruldu. Bütün yasaları Roma ve Bizans temelli yasalara dayanıyordu.

Rejim milisleri ve müminlerinden başka hiç kimseye yaşama hakkı yoktu. Kemalizm adlı teorisiz temelsiz ama ilhamını faşist Roma’dan alan bir siyasal baskı düzeni olan Kemalizm, kendi dışında herkesi zulümle baskı altına aldı. Solcusundan sağcısına, köylüsünden şehirlisine Dinsizinden dindarına kadar herkesi baskı ile kontrol altına almaya çalıştı. Ama Cumhuriyet Türkiye’sinde en ağır baskı ve zulmü görenler Müslümanlar oldu. İslam’a dair her şey yasaklandı. Camiler ahır, pavyon ve meyhane yapıldı. Türk tarihine ait bütün belgeler yok edildi. İslam ve İslam’ı andıran her şey yasaklandı.

Binlerce dindar insan İstiklal Mahkemelerinde idam edildi. Kimi kurşuna dizildi. Kimi sığındığı ülkeye rüşvet verilerek orada infaz edildi… Müslümanlar, şehir ve medeniyetten koparılmak istendi
Ne var ki her baskıcı dikta rejim gibi Kemalizm de özgürlük ve hürriyet taleplerine karşı dayanamamış ve yenilmeye mahkûm olmuştu. İşte böylesine gaddar bir diktatörlük olan Kemalizm, yenilginin arifesinde yine Müslümanlara kan kusturmuştu. Müslüman nesillerin bilgiden, ilimden, aydınlanmadan faydalanmalarını engellemek için çeşitli baskı yöntemleri uygulayan rejim, Müslüman gençlerin eğitim ve öğrenim hayatlarını bitirmeye çalıştı.28 Şubat Siyonist darbecilerini de arkasına alan rejim, Üniversitelerde Müslüman kızların okumasına engel olmaya çalıştı. Başörtülü kız çocuklarına her türlü baskı zulüm şiddet ve aşağılama uygulamaya sokuldu. 
Dönemin Başbakan yardımcısı ve Refah Partisi Genel Başkan yardımcısı olan Abdullah Gül’ün hanımı üniversiteyi kazandığı halde kaydı yapılmamıştı. Gerekçesi ise başörtülü olmasıydı.

O gün eşi başörtülü olduğu için kendisine böcek muamelesi yapılan Abdullah Gül, bu gün o tiranlar o zalimlerle bir olmuş, bu milletin iktidarına karşı dış destekle savaşmaya yıkmaya çalışıyor. Fakat tarih, onun bunun kapısında durup boynundaki tasma ile insanlığa çemkirenleri değil, insanlığa hizmet sunan, güzellik sunan, adalet ve merhamet erlerini yazar hep.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal