Başkan Recep Tayyip Erdoğan, sağlıkta şiddet yasası için tarih verdi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sağlık çalışanları ile birlikte iftarda bir araya geldi. Sağlık çalışanlarını Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde ağırlamaktan ve hep beraber iftarda bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu belirten Erdoğan, ''Davetimize karşılık verdiğiniz için her birinize şahsım, eşim ve milletim adına teşekkür ediyorum. Bugün ki iftar soframızı sağlık çalışanlarımızla paylaştığım için mutluluk duyuyorum. Ülkemizin 81 ilinden gelen doktorlarımıza, hocalarımıza, hemşirelerimize ve toplam sayısı 1 milyon 300 bini bulan sağlık ordumuzun her bir üyesine ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Sizlerin vasıtasıyla yurt içinde ve yurt dışında insanımıza sağlık hizmeti sunmak için fedakarca görevini yapan, çaba gösteren tüm sağlık çalışanlarımıza selamlarımı ve sevgilerimi iletiyorum. Sağlıkçılarımız son iki yılımıza damgasını vurmuş olan korona virüs süreci içerisinde gerçekten meşakkatli, son derece sancılı günler geçirdiler. Haftalarca evlerine gidemeyen, çocuklarının yüzünü bile göremeyen, sevdikleriyle sadece telefon ekranından hasret gideren kardeşlerimiz oldu. Yine bu salgın döneminde Murat Dilmener, Cemil Taşçıoğlu ve Feriha Öz gibi saygın hocalarımızın da aralarında yer aldığı pek çok bilim insanımızı ülkemizin yetiştirdiği değerlerimizi kaybettik. Vazife esnasında vefat edenler başta olmak üzere darı bekaya uğurladığımız tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum'' şeklinde konuştu. 

Sağlık çalışanlarının korona virüs sürecinde zorlu bir mücadele sergilediğini kaydeden Erdoğan şunları konuştu:

 ''Milletimiz sağlık çalışanlarımızın bu zorlu süreçteki mücadelelerini ve gösterdikleri fedakarlıklarını ebediyen unutmayacak, daima şükranla, minnetle yad edecektir. Bu zorlu süreç hepimize kaliteli, yaygın ve erişilebilir sağlık sistemi ile güçlü sağlık altyapısına sahip olmanın ehemmiyetini hatırlatmıştır. Son 20 yılda sağlık için yaptığımız yatırımların karşılığını geride bıraktığımız 2 yılda kat be kat fazlasıyla alma fırsatı bulduk. Ülkemizin farklı şehirlerinde açtığımız 25 bin 298 yataklı 19 şehir hastanemiz insan hayatının söz konusu olan bu kritik dönemde çok önemli rollere göğüs gerdi.

''İsraf diye söylenen sağlık projelerimizin tamamı, bu salgın dönemi boyunca 10 binlerce vatandaşımızın hayatının kurtulmasına vesile oldu''

Türkiye'nin sağlık projelerinin dünyada örnek alınan projeler olduğuna dikkat çeken Erdoğan, ''Muhalefetin engellemek için gece gündüz demeden uğraştığı bu modern tesisler, salgın tarzı kitlesel hastalıklarla mücadelelerde dünyada örnek alınan kurumlar haline geldi. Rekor sürelerde inşasını tamamlayıp hizmete sunduğumuz 1008'er yataklı iki acil durum hastanesiyle de bu alanda resmen yeni bir çığır açtık. Sadece salgın döneminde 16 bin 159 yataklı sağlık tesisinin inşaatını tamamlayıp devreye sokarak oldukça büyük bir başarıya imza attık. 'İsraf' diye söylenen, 'ne gerek var' diye eleştiri oklarına maruz kalan sağlık projelerimizin tamamı bu süreçte 10 binlerce vatandaşımızın hayatının kurtulmasına vesile oldu'' şeklinde açıklama yaptı. 

Yeni Hıfzıssıhha ile nitelikli çalışmaları yürütülüyor

Türkiye'nin salgın döneminde aşıya ilk ulaşmış olan sayılı ülkeler arasında en önde yer aldığının altını çizen Erdoğan, ''Sadece aşı temini ile yetinmedik aynı zamanda kendi yerli aşımızı süratle geliştirerek dünyadaki konumumuzu daha da perçinledik. Yerli aşımız olan Turkovac bugün kendi vatandaşımız yanında dünyanın farklı köşelerinde bulunan milyonlarca insana şifa kaynağı olmaktadır. Kuruluşunu gerçekleştirmiş olduğumuz Türkiye Aşı Enstitüsü ve klinik araştırmalar merkezimizle birlikte yani yeni Hıfzıssıhhamızla bu alanda nitelikli çalışmalar yürütmeye devam ediyoruz. Tüm dünyayı derinden sarsan salgına karşı son 2 yıldır başarıyla yürüttüğümüz mücadeleyi inşallah zaferle taçlandırma konusunda kararlıyız. Sağlık sistemimizin gücü, aldığımız tedbirlerin etkinliği, yaygın aşılama kampanyamızın da pozitif etkisiyle şükürler olsun vaka, hastaneye yatış ve vefat sayılarında son derece ciddi düşüş yaşanmaktadır'' diye söyledi. Bilim insanlarımızın mevcut tabloyu pandemiden ziyade bir endemi olarak tanımlamasını daha uygun olacağını ifade ettiğini hatırlatan Erdoğan, ''İnşallah önümüzdeki günlerde bu gerçekler temelinde detaylı bir durum değerlendirmesi yapacak, Bilim kurulumuzun da vereceği tavsiyeler doğrultusunda alınan kararları milletimizle paylaşacağız'' değerlendirmesini yaptı. Salgın şartlarının hafiflemesiyle beraber ameliyatlardan tetkik ve tahlillere, görüntülemeden standart poliklinik hizmetlerine varana kadar hastanelerdeki hizmetlerin de tekrar yoluna girdiğini ifade eden Erdoğan, '' Salgın ülkemizin gündeminden çıktıkça sağlık hizmetleriyle ilgili vatandaşlarımızdan gelen serzenişler azalma gösterecek. Bizler de vatandaşımızın sorunsuz ve kesintisiz olacak şekilde sağlık hizmetlerine ulaşmaları için her türlü çabayı göstermeyi sürdüreceğiz. Elbette, modern hastaneler, en yeni teknolojiye sahip cihazlar, sağlık hizmetlerinin sunumunda oldukça önemlidir ve vazgeçilmezdir. Fakat doğrudan insanla ve insan hayatıyla ilgili her alanda da olduğu gibi sağlıkta asli unsur sağlık çalışanlarıdır. Devletimizin sağlıkta yaptığı yatırımları, sağladığı teşvik ve destekleri vatandaşlarımıza hissettirecek olanlar doktoru, hemşiresi, hasta bakıcısı, laborantı, teknikeri, temizlik personeli ile sağlık çalışanlarımızın hepsidir. Bunun için sağlık çalışanlarımızın vazifelerinin huzuru kalp ile, herhangi bir endişe taşımaksızın yerine getirebilmelerine oldukça büyük önem veriyoruz. Yapacağımız hiçbir şey, söylemiş olacağımız hiçbir söz, size olan şükran duygularımızı ifade etmeye yetmez'' diye söyledi. 

''Şiddetle aynı kanun teklifi bağlamındaki yapılacak olan bu düzenleme de inşallah bayram sonrası genel kurulda gündeme gelecek ''

14 Mart Tıp Bayramı'nda paylaşılmış olan müjdelere ilişkin çalışmaların devamının sağlandığını söyleyen Erdoğan, ''14 Mart'ta sizlere beş müjdeli haber vermiştik. Bunlardan ilki sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin, bu tür suçların katalog suç çerçevesine alınarak önüne geçilmesine ilişkin bir yasal düzenlemeydi. Komisyon aşaması bitmiş olan bu teklifi inşallah bayramdan sonra genel kurula sunarak milletvekillerimizin takdiri ile kanunlaşacaktır. İkinci müjdemiz ise, mesleki sorumluluk kuruluydu, bu düzenleme ile mesleki faaliyetler sebebiyle doktorlara açılacak tazminat davalarının önce Sağlık Bakanlığı bünyesinde olan bir kurulda değerlendirmesini sağlayacak yeni bir mekanizma oluşturuluyor. Yeni düzenleme şayet doktorun kasıtlı ihtimaline dayanmayan bir tazminat kararı söz konusu ise vatandaşımızın mağdur edilmemesi için bunu da devletin üstlenmesini öngörüyoruz. Şiddetle aynı kanun teklifi bağlamındaki bu düzenleme de inşallah bayram sonrası genel kurul gündemine gelecektir'' diye söyledi. Sağlık çalışanlarının mali haklarına ilişkin iyileştirmelerin de ilgili bakanlıklar ve kurumlarla çalışıldığını ileten Erdoğan, ''Oldukça detaylı hazırlık gerektiren mali iyileştirmeler hakkında çalışıyor, inşallah en kısa zamanda neticesini sizlerle paylaşacağız. Sabit ek ödemeleri bordroya yansıtılacak, sağlık çalışanlarımızın bu nedenle olası bir hak kaybına uğramamaları da temin edilecek. Dördüncü müjdemiz ise lisans mezunu hemşirelerimizin 3600 ek gösterge bağlamında alınması en başta olmak üzere mali iyileştirmelerinin de emekliliğe de yansıması söz konusu. Sağlık çalışanları dışında da önemli bir kesimi dahil eden 3600 ek gösterge meselesinin yıl bitmeden sonuca varmasında kararlı olduğumuzun altını burada bir kez daha altını çizmek istiyorum. Beşinci müjdemiz ise aile hekimlerimizin ücretlerinde artış yapılması konusuydu. Bu hususta da bakanlıklarımızın ve kurumlarımızın çalışmaları en yakın zamanda bitiyor. Bu durumda sağlık personellerimiz bu yaz aylarından başlayacak şekilde her anlamda daha huzurlu ve rahat bir şekilde hayatlarını sürdürebilecekler'' şeklinde açıklamada bulundu. 

 ''Muhalefet gibi ne afaki söylemlere sarıldık ne de insanımızın sıkıntı yaşamasına seyirci kaldık''

Cumhurbaşkanı Erdoğan verilen müjdelerin bizzat takipçisi olunacağını belirterek, ''Sizlere verdiğimiz sözlerin her birini yakından takip ederek, mutlaka neticelenmesini temin edeceğiz. Ülkemizdeki her kesim gibi sağlıkçılarımızın da çalışma ortamlarını iyileştirecek, refah seviyelerini yükseltecek, geleceğe umutla bakmalarını sağlayacak önemli adımlar atmak en başta gelen sorumluluğumuzdur. Hekimlerimizin ve diğer sağlık çalışanlarımızın her meselesini kendi meselemiz edinerek, her kazancını kendi kazancımız görerek samimiyetle çaba harcadığımızdan emin olun. Biz zamana kadar ne muhalefet gibi popülizme tevessül ederek ne afaki söylemlere sarıldık ne de insanımızın sıkıntı yaşamasına seyirci olduk. Günü kurtarmaktan ziyade, 85 milyonun tamamının istikbalini garanti altına almayı hedefledik. Bugün de aynısını yapmaktayız. Küresel ekonominin durumunu da göz önünde tutarak hep beraber Türkiye'yi bu fırtınalı denizden sahili selametle çıkarmanın mücadelesini vermekteyiz. Temel hizmetlerin en başında olan sağlık alanında başarılı olmadan diğer hiçbir konuda kat ettiğimiz mesafenin önemli olmadığına inanmaktayım. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasında en çok sizlerin desteğine ihtiyaç duyuyor, en çok sizlere güveniyoruz. Tüm kamu personelinin yaklaşık 3'te birini oluşturan sağlıkçılarımıza ordu derken, lafın gelişine söylemiyoruz. Ülkemizin dört bir yanında günün 24 saati vazife başında olan ve sayıları 1.3 milyon kişiye ulaşan sağlık personelimizin vermiş olduğu güvenle hayatın diğer alanlarına dört elle sarılıyoruz. Sağlık sistemimizin taşıyıcı sütunları olarak gördüğüm siz kardeşlerimizin de aynı salgın döneminde olduğu gibi canla başla milletimize hizmet etmeyi sürdürdüğünüzden şüphe duymuyorum'' diye söyledi.