Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında çiftçilere verilen desteklerin kapsamının genişletileceğini belirtti. Özellikle küçük ekipman kredilerinin limitlerinin artırıldığını söyleyen Erdoğan, "Küçük ekipman kredisi 250 bin TL'ye çıkıyor. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri amacıyla verilen kredinin limitini 400 bin TL'den 600 bin TL'ye getiriyoruz. Büyükbaş hayvan üreticilerimize verilen kredi limitini ise 1,5 milyon TL'ye yükseltiyoruz," dedi.
Erdoğan, gençlerin ve kadınların tarım sektöründe daha aktif rol alabilmeleri için sağlanan desteklerin de artırıldığını açıkladı. Genç çiftçilerin tarım alanında iş ve işletme sahibi olmalarını teşvik etmek amacıyla verilen genç çiftçi kredisinin limitini 1,5 milyon TL'den 2,5 milyon TL'ye çıkardıklarını belirten Erdoğan, "Kadın çiftçi kredisinin de aynı şekilde 2,5 milyon TL'ye yükseltiyoruz," ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tarımda sürdürülebilirliğin ve markalaşmanın önemine değinerek, bu konularda atılacak adımların Türkiye'nin tarım sektöründe daha rekabetçi olmasını sağlayacağını vurguladı. "Tarımda markalaşma, sadece ürünlerimizin kalitesini değil, aynı zamanda dünya pazarlarında yer bulma kapasitemizi de artıracaktır," dedi.
Toplantıda ayrıca, tarım sektörüne yönelik yeni projelerin de yolda olduğunun sinyallerini veren Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde tarım sektörüne yönelik yeni destek programları ve projelerle çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin tarım potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz," şeklinde konuştu ve şunları kaydetti:
"Bu güzel ve anlamlı buluşmaya vesile olan Ziraat Bankası yönetimini canı gönülden tebrik ediyorum. Tarımın geleceği teması altında yapılan ve yapılacak oturumların sektörümüz açısından yol gösterici olmasını temenni ediyorum.
Ülkem ve milletim adına Ziraat Bankası’na teşekkür ediyorum.
1863 yılından beri Ziraat Bankamız Türk tarımının lokomotifi oldu. Savaş döneminde bile bankamız çiftçimizin yanında yer aldı.
MİLLETİN YANINDAKİ DURUŞUNU MUHAFAZA EDİYOR
Ziraat Bankası dün olduğu gibi bugün de milletin yanındaki duruşunu muhafaza ediyor.
Şunu bir kez daha hatırlatmak isterim. Ziraat Bankası sadece kar peşinde koşan bir banka değildir. Çiftçi, esnaf, tüccarın elinden tutan bir kara gün dostudur. Hem ülke içinde hem de yurt dışında mevcudiyetini artırdığını görmekten mutluluk duyuyoruz. 2015’te kurulan Ziraat Katılım ile birlikte bankamız hızla gelişen alternatif finans piyasasında da yerini almıştır.
2000’den fazla sektör temsilcisinin bir araya geldiği bu buluşmanın tarım ekosistemine katkıda bulunacağına eminim. Tarım sektörünün tüm paydaşlarının el ele vermesi, dayanışma içerisinde hareket etmesi mühimdir.
"BU TEZLERİN NE KADAR İÇİ BOŞ OLDUĞUNU RAKAMLARLA İSPAT ETTİK"
Bugünkü buluşmaya katkı sunan tüm hocalarımıza ve sektör temsilcilerimize teşekkür ediyorum. Sofralarımıza ulaşan çeşitli nimetlerin üretimine alın teri ile katkı veren çiftçilerimize de teşekkür ediyorum.
Ülkemizde muhalefetin ezberi olan 'tarım bitti' tezlerinin ne kadar içi boş olduğunu rakamlarla ispat ettik.
Özellikle hemen her sene tedavüle konulan saman ithalatı söylemi tarım sektörünün tüm paydaşlarına yapılmış bir hakarettir.
Eski muhalefet tarzının da raf ömrünü tamamladığı görülüyor.
Elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği hakikat ülkemizin son 21 yılda başarı hikayesi yazdıklarının başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır. Dünyadaki tüm ülkeler gibi bizim de sıkıntılarımız var. Tarımsal girdi fiyatları bunlardan bir tanesi. Kırmızı ve beyaz et fiyatlarındaki dalgalanmaları yok sayamayız. Başarılarımızla birlikte halen problem üreten alanların farkındayız. Dengeli ve objektif bir şekilde kendimize de ayna tutuyoruz. Amacımız güçlü ve zayıf yanlarımızı en doğru şekilde tespit etmek. Başarılarımızı artırmanın, eksiklerimizi gidermenin derdindeyiz. Tarım sektörünün 21 yılda elde ettiği başarıların değersizleştirilmesine mahal vermeden Türkiye’yi hep beraber hedeflerine ulaştıralım istiyoruz. Milli meselemiz olan tarımda biz hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Herkesin fikrine, eleştirisine, önerisine sonuna kadar açığız. Yeter ki, tarım konusu ezberlere ve önyargılara kurban edilmesin. Geçtiğimiz asırda yer altı kaynakları ön plandaydı. Bir damla petrolü kandan daha değerli gören sömürgeciler her yola başvurdular, binlerce kilometre ötedeki ülkeleri işgal ettiler. Avrupa’dan Afrika’ya saldırdılar. Afrika’nın o zenci evlatlarının imkanlarını helikopterlerle Avrupa’ya taşıdılar. Eli kanlı diktatörleri desteklediler, katliamlara imza attılar. Bize insan hakları dersi veren batılı ülkelerin, Kongo’da, Güney Afrika’da, Namibya’da, Nijerya’da neler yaptığını biliyoruz. Bize insan hakları dersi veren batılı ülkelerin, Kongo’da, Güney Afrika’da, Namibya’da, Nijerya’da neler yaptığını biliyoruz. Sadece Kongo’da şiddet ve hastalık nedeniyle 10 milyon kişi öldü. Bu ülkeleri ziyaretlerimizde sömürgecilerin acı yüzünü gördük. Bunların hepsi yer altı kaynakları için yapıldı. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda aynı kavganın tarım alanları ve su için verileceği görülüyor. Su kaynakları ve havzaları birer çatışma alanına dönüşüyor. Asya ve Orta Doğu'daki birçok gerilimin altında bu anlaşmazlıklar yatıyor.
"DÜNYADAKİ TÜM ÜLKELER GİBİ BİZİM DE SIKINTILARIMIZ VAR"
Elini vicdanına koyan herkesin kabul ettiği hakikat ülkemizin son 21 yılda başarı hikayesi yazdıklarının başında tarım, hayvancılık ve su ürünleri vardır.
Dünyadaki tüm ülkeler gibi bizim de sıkıntılarımız var. Tarımsal girdi fiyatları bunlardan bir tanesi. Kırmızı ve beyaz et fiyatlarındaki dalgalanmaları yok sayamayız. Başarılarımızla birlikte halen problem üreten alanların farkındayız.
"AMACIMIZ GÜÇLÜ VE ZAYIF YANLARIMIZI EN DOĞRU ŞEKİLDE TESPİT ETMEK"
Dengeli ve objektif bir şekilde kendimize de ayna tutuyoruz. Amacımız güçlü ve zayıf yanlarımızı en doğru şekilde tespit etmek.
Başarılarımızı artırmanın, eksiklerimizi gidermenin derdindeyiz.
Tarım sektörünün 21 yılda elde ettiği başarıların değersizleştirilmesine mahal vermeden Türkiye’yi hep beraber hedeflerine ulaştıralım istiyoruz.
Milli meselemiz olan tarımda biz hiç kimseye kapımızı kapatmadık. Herkesin fikrine, eleştirisine, önerisine sonuna kadar açığız. Yeter ki, tarım konusu ezberlere ve önyargılara kurban edilmesin.
"BİZE İNSAN HAKLARI DERSİ VERENLERİN NELER YAPTIĞINI BİLİYORUZ"
Geçtiğimiz asırda yer altı kaynakları ön plandaydı. Bir damla petrolü kandan daha değerli gören sömürgeciler her yola başvurdular, binlerce kilometre ötedeki ülkeleri işgal ettiler. Avrupa’dan Afrika’ya saldırdılar.
Afrika'nın o zenci evlatlarının imkanlarını helikopterlerle Avrupa’ya taşıdılar. Eli kanlı diktatörleri desteklediler, katliamlara imza attılar.
Bize insan hakları dersi veren batılı ülkelerin, Kongo’da, Güney Afrika’da, Namibya’da, Nijerya’da neler yaptığını biliyoruz.
Bize insan hakları dersi veren batılı ülkelerin, Kongo’da, Güney Afrika’da, Namibya’da, Nijerya’da neler yaptığını biliyoruz.
Sadece Kongo’da şiddet ve hastalık nedeniyle 10 milyon kişi öldü. Bu ülkeleri ziyaretlerimizde sömürgecilerin acı yüzünü gördük.
"SU KAYNAKLARI VE HAVZALARI BİRER ÇATIŞMA ALANINA DÖNÜŞÜYOR"
Bunların hepsi yer altı kaynakları için yapıldı. Ancak içinde bulunduğumuz yüzyılda aynı kavganın tarım alanları ve su için verileceği görülüyor.
Su kaynakları ve havzaları birer çatışma alanına dönüşüyor. Asya ve Orta Doğu'daki birçok gerilimin altında bu anlaşmazlıklar yatıyor.
"KARADENİZ GİRİŞİMİ OLMASAYDI BAŞTA AFRİKA ÜLKELERİ OLMAK ÜZERE BİRÇOK YERDE KITLIK YAŞANACAKTI"
Türkiye’nin gayretleri ile hayata geçirilen Karadeniz girişimi olmasaydı başta Afrika ülkeleri olmak üzere birçok yerde kıtlık yaşanacaktı. Biz buna kayıtsız kalamazdık.
Toplam 33 milyon ton tahılın boğazlarımızdan güvenli geçişini sağlayarak durumun kontrolden çıkmasına engel olduk. Tarımın önemi azalmayacak, artacak.
"BİZİM ÜLKE OLARAK HAZIRLIĞIMIZI YAPMAMIZ GEREKİYOR"
İklim değişikliği, çevre kirliliği, küresel ısınma ve bölgesel riskler arttıkça rekabet kızışacak ve daha kanlı hale gelecek. Bizim ülke olarak buna hazırlığımızı yapmamız gerekiyor.
ÇİFTÇİLERE DESTEK
Tarımı sadece ekonomimiz için değil milletimizin bekası için temel görüyoruz.
Tarım desteklerini hem çeşitlendirdik hem de yükselttik.
Tarım kredi kooperatiflerimiz sektörün ve çiftçilerin hep yanında oldu
Tarım kredilerinin toplamı 480 milyar TL’yi aştı Bu kredi miktarı ile Ziraat Bankası sektörün kredi ihtiyacının yüzde 75’ini tek başına sırtladı. %91’i faiz desteği verilen kredilerden oluşuyor.
110 milyar TL tutarındaki kredinin faizinin tamamı devletimiz tarafından ödeniyor.
Bu uygun finansman kaynağı ne kadar çok çiftçimize ulaşırsa karlılığa o kadar katkı sağlamış oluruz. Bizim gayemiz insanları doğdukları yerde doyar hale getirmektir. Tarımın anavatanı olan Anadolu’da yeşil kalkınma ile kırsak kalkınma süreci başlatıyoruz.
Hibe desteği esas proje limitini 7’den 14 milyon TL’ye yükselttik.
"20 BİN VATANDAŞIMIZA İSTİHDAM SAĞLAYACAĞIZ"
5 milyar TL hibe desteği sağlayacağımız hak sahiplerini bugünden itibaren Tarım ve Orman Bakanlığı açıklayacak. Yaklaşık 20 bin vatandaşımıza istihdam sağlayacağız. Ziraat Bankası yeni tarımsal kredi uygulamalarını da ay başında paylaştı.
"İLK DEFA İLAVE FAİZ İNDİRİMİ UYGULANACAK"
Organize tarım bölgesi yatırımı yapacak üreticilerimize ilk defa ilave faiz indirimi uygulanacak.
Ziraat Bankası sektöre verdiği desteği artırıyor.
Küçük ekipman kredisi 250 bin TL’ye çıkıyor. Küçükbaş hayvan üreticilerimize işlerini büyütmeleri amacıyla verilen kredinin limitini 400 bin TL’den 600 bin TL’ye getiriyoruz. Büyükbaş için 1,5 milyon TL’ye yükseltiyoruz. Gençlerin tarım alanında iş ve işletme sahibi olmalarını teşvik ediyoruz. Genç çiftçi kredisinin limitini 1,5’ten 2,5 milyon TL’ye artırıyoruz. Kadın çiftçi kredisinin de aynı şekilde 2,5 milyon TL’ye yükseltiyoruz. Ziraat Bankamızın bu müjdeli haberlerinin çiftçilerimize hayırlı olmasını diliyorum."
Erdoğan'ın açıklamaları çiftçiler arasında büyük bir memnuniyetle karşılandı. Özellikle kredi limitlerinin artırılması ve genç ile kadın çiftçilere özel destekler, tarım sektöründe faaliyet gösteren birçok kişiyi umutlandırdı. Çiftçiler, bu tür desteklerin tarım sektörünü canlandıracağını ve üretim kapasitesini artıracağını düşünüyor.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Haliç Kongre Merkezi'ndeki açıklamaları, tarım sektörüne yönelik büyük bir destek paketi olarak değerlendiriliyor. Bu müjdeler, çiftçilerin finansal yüklerini hafifletmeyi ve tarımda sürdürülebilirliği artırmayı hedefliyor. Tarım sektöründe yaşanan bu olumlu gelişmelerin, Türkiye'nin tarımsal üretim kapasitesine önemli katkılar sağlaması bekleniyor.