Genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar. Ankilozan spondilit omurga ile kalça kemiği arasındaki ağrılı, iltihaplı bir romatizma türüdür. İltihap sonucunda omurga ve kalça kemiği birleşerek tek bir kemik haline gelir. Genellikle ilk etkilenen bölge omurganın alt bölümü ile leğen kemiklerinin arasında kalan bölgedir. Kalça, omurga, diz ve ayak bileği gibi diğer eklemlerde de oluşabilir. Ankilozan spondilit sonucunda hareketlerde kısıtlanma gözlemlenir. Omurganın alt bölümlerinden başlayıp boyun bölgesine kadar yayılan iltihaplanma sonrasında omurganın üst kısmında ön tarafa doğru eğrilik oluşur. Hastalığın ilerleme gösterdiği bazı kişilerde omurga hareketi tamamen kısıtlanabilir. Çok sık karşılaşılmayan bir hastalık olduğu için kireçlenme, bel fıtığı gibi başka rahatsızlıklarla karıştırılabilmektedir.
Ankilozan Spondilit Kimlerde Görülür?
Ankilozan spondilit her iki cinsiyette görülse de erkeklerde görülme sıklığı kadınlara oranla iki üç kat daha fazladır. Ayrıca erkeklerde hastalığın ilerlemesi de daha hızlı seyreder. Hastalığın görülmesinde genetik faktörler oldukça etkilidir. Ülkemizde her 200 erkekten bir tanesinde ve her 500 kadından bir tanesinde bulunmaktadır. Dünya nüfusunun 0,9’unda görülmektedir.
Çocuklarla 10 yaşından sonra kalça ve diz bölgesinde iltihaplanma ile kendini gösterir.
Ankilozan spondilit hastalığına neyin neden olduğu tam olarak tespit edilememiştir. Fakat laboratuvar ortamında tespit edilen HLA-B27 geni taşıyan kişilerle hastalığa yakalanma riski daha fazladır. Ülkemizde hastalığa yakalanan kişilerin yüzde sekseni HLA-B27 geni taşımaktadır. 1. Dereceden akrabalarında ankilozan spondilit bulunan kişilerin hastalığa yakalanma oranı ise yüzde yirmidir.
Ankilozan Spondilit Belirtileri Nelerdir?
Ankilozan Spondilit Tedavisi
Ankilozan spondilit tedavisi hastanın durumuna göre belirlenmelidir. Uzman hekim tarafından hastalığın ilerlemesinin durdurulması ve geriletilmesi için ilaç tedavisi uygulanır. Ankilozan spondilit hastalığının kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Tedavideki amaç hastanın şikâyet ve rahatsızlıklarının azaltılmasıdır. İlaç tedavilerine ek olarak fizyoterapist eşliğinde hastanın durumuna uygun egzersiz ve spor yapılır. Fizik tedavi hastalığın ilerlemesini durdurmak için bir destek tedavidir. Fakat kutu ataklar sırasında egzersiz yapılmamalıdır. Ani ve sert hareketlerden kaçınılmalı ve egzersiz sırasında ağrılar artıyorsa egzersiz programı değiştirilmelidir.